Geçtiğimiz cumartesi günü yıllardır hizmet hareketi tarafından organize edilen 12.Uluslararası Dil ve Kültür Festivalinin kapanış törenini cemaatin medya grubuna bağlı tüm televizyonlar canlı yayınla ekranlara taşıdı.

Vaktim olduğunca bu yılki gösterileri izleme fırsatı buldum.Her zaman olduğu gibi dünyanın her köşesinden ırkımızı aynı olmasa da,o çocuklarımızın Türkçe konuşması, bizden biriymiş gibi davranması,birer Türkiye sevdalısı olduklarını görmek beni oldukça duygulandırdı.

Her şeyi bir kenara atalım, olaya Türkiyenin temsili ve Türkçemizin gönüllere girmesi açısından bakalım…

İçinde Türklük duygusu bulunan,Türk olduğu için gurur duyan ve biraz da vicdan sahibi her insan bu görüntüleri izlerken ben gibi duygulanmış olmalıdır diye düşündüm,6 tane koskoca ulusal televizyonda yayımlanan bu etkinliğin reyting raporlarında en üst sıralarda çıkacağından adeta emin gibiydim…

Televizyon izlenme oranları olarak tabir edilen reyting oranları,günün hemen ardından yayınlanır.Hangi kanaldaki hangi program ne oranda izlenmiş,yapılan ölçümlerle kamuoyuna duyurulur.Hemen günün sabahında Türkçe Olimpiyatlarının izlenme oranlarına baktım…

Program, yayınlanan listede 33. sırada yer almış…

Yani eskiden,geçmiş yıllarda yayınlandığı günlerin reyting raporlarında üst sıralarda bulunan bu etkinliğin canlı yayını,bu sene her ne hikmetse 33. sırada yer almış. Yani çok az aile akşam televizyonunda Türkçe Olimpiyatlarını izlemiş…

Nedenini pek araştırmaya gerek yok aslında, her şey ortada.Cemaat yine her zaman olduğu gibi ve hatta her zamankinden de iyi bir şekilde hazırlanmış,organize olmuş, alanı tıka basa doldurmuş olmasına rağmen,Türk televizyon izleyicisinin dikkatini çekememiş,reytinglerde adeta sürünmüş…

Birçok Gaziantepli hemşerim bilir.

Geçtiğimiz yıllarda Türkçe Olimpiyatları ekibi ilimizde de gösterilerini sundular.

Kamil Ocak Stadyumu,olağanüstü kapasitede tıka basa dolardı.Türkçe konuşan o çocukları gören ablalarımız,bacılarımız göz yaşlarını tutamaz,hüngür hüngür ağlarlardı.

Çok değil, bu anlattığım, geçtiğimiz yılların hepsinde bu şekilde yaşandı.

Hatırlar mısınız bilemiyorum, Antep şivesiyle konuşan bir Gara Ökkeşimiz vardı.Hatta cemaatin en büyük temsilcilerinden,sponsorlarından saydığımız bir firmanın reklam filmlerinde oynamış, Türkiyede büyük ses getirmişti.

Velhasıl,anlatmak istediğim şey şu, yıllarca cemaat diye adlandırılan bu hareketin yaptığı her şey çok iyiydi,çok güzeldi,herkes hayranlıkla takip ediyordu da,bugün yine aynı şeyleri yapmalarına rağmen,bir zamanlar takdirle karşılanan bu etkinlik,şimdileri nedense halkın yarısı tarafından düşmanının düğünü gibi nitelendirilir oldu…

Cemaat denilen hareket,bu ülkede kötü şeyler yaptı, paralel devlet oldu diyenler, kim bilir belki de haklıdırlar ama her şeye rağmen dünyanın en ücra köşesinde,bir zamanlar Türkün adını bilmeyenlerin Türk bayrağı karşısında saygıyla eğilmeleri, Türkçe konuşup,Türkiye sevdalısı olmaları için yapılan çalışmaları da paralel örgüt çalışması olarak görmeyelim lütfen…

Gerçekliği tartışılan 17-25 aralık operasyonları,bu ülkede cemaat olmasaydı belki hiç duyulmayacaktı.Gerçek olup olmadığı muhtemel midir bilemem ama,gerçekten o soygunlar yapıldıysa eğer,bunu ortaya çıkarmanın vatana bir hizmet olduğu düşüncesi herkes tarafından benimsenmiyor mu acaba? Recep Tayyip Erdoğan hayranlığı, bu ülkenin %50sine yakın insanın gözlerini kör mü etti,gerçekten bilemiyorum…

Gelecek hafta yine bu köşede görüşünceye dek, hoşça kalın…