Tüketirken Tükeniyoruz... Organik ürünler arıyoruz değil mi? Hep duyarsınız hiçbir şeyin eskisi gibi tadı yok diye... İnsanlığın da, yaptıklarının da... Vahşi kapitalizm iliklerimize kadar sızdı. Genetiğiyle oynandı her nesnenin. Bedenimiz esir alındı, tahrif edildi. Ucube şeyler yenildi, mutasyona uğramış hilkat garibesi ürünler damardan verildi. Geleceğimiz çalındı farkından olmadan. Toprağı kirlettik, denizi kuruttuk, havayı deldik... Son yüzyılda yapılanların faturasını artık ödemek mümkün değil! Denizin altı çöl gibi, topraktan zehir fışkırıyor. Hastalık artık çok çeşitli ve bilinmezlerle dolu. Dünyayı yok ediyoruz. Biyolojik taarruz altındayız. Tohumlar sanal, üretilenler yalan! Yediğiniz domates kırmızı ve güzel görünebilir ama o domates değil! Tavuk civcivden çıkmıyor artık. Hayvan otlamıyor, balık denizden değil çiftlikten tutuluyor... Hiçbir şey doğal halinde değil. Marketlerin raf ömrünü uzatmak için, ömrümüzü tüketiyoruz. Kimyasalların girmediği ürün yok artık! Beyinlerimiz de kirlendi! Bilgi kirliliği, yalan ve iftira nette kol gezmekte. Neyin doğru ve hak olduğunu artık kimse bilmemekte. Çocuklar sokakta değil, bilgisayar başında ve net kafelerde oyun oynuyor. Mutasyona uğruyoruz her gün. Hem bedenen, hem zihnen... Bu çılgınlık nereye kadar? Doğa isyan ediyor, deniz verdiğini geri alıyor, toprak hıncını kusuyor, hava yağmur ile ağlıyor ağlıyor sel oluyor... Kendimiz kandırıp duruyoruz. Ve kaçmak için; Kışın kendimizi büyük alışveriş merkezlerinin vitrinlerinde buluyoruz, yazın ise denizin koynunda... Oysa dünya ve hayat uzunca bir hayretten başka ne ki? NOT: Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Sanayileştik anamızı kaybettik, çalışan ettik, kadın oldu! Sonra ezdik, ticari meta aracı yaptık şimdi de kadın hakları diye sokağa döktük! MAMEDAĞA ANTEP GELİNÇİSİ Geldi gelin gınası, ağlar gızın anası, geliyor düğün alayı gaynanalar çekmiş halayı... Erkeklerin düğüne girmesinin yasak oldoo yıllar... Çalgıcılar(Müzisyenler) perde arhasında çalar, arvatlar oynar... Sinema kimi gelinçi olurdu. Tahta sandalyeler seyirci nizamıyla dizilir eyle oturulurdu. Arvatlar sahneye çıhar yarım ay şeklinde pozisyon alır, çibik çalarlardı. Sıraverdi oynarlarlardı. Sırası gelen bi tur edebiynen oynar, turu bitince sıranın arhasına geçerdi. Az boynu bükük, gözler yerde mahcup bi edaynan çirtikten oynanırdı. Eyle göbek atma filan yok taman yeen ayiptı. Hemi de zornan galdırırlardı. Allahiysen kag, bak ölümü gör (Aman herif duymasın ha!) Oniki çüt bilenzikler şahır şahır sallana sallana çibik çalınır, zılgıt atılır... (Li Li Liiiiiiii) Gelin oynamaz... Oynarsa yenglicek olur, oynamazsa suratsız, gönülsüz, sevdalı olur... Arvatlar dedigodu yaparlar; -Kele anam oğlanın başını yağmışlar gız yeen yavan bagsana üç otuz yaşamış kimi... -Yeri anam göp gözel gız nesi var, oğlanın gözleri deliğe çökük guru bahır sen de... Zilli def çalan arvat(Rahmetli Cüydüye) perdenin arasında oturur, istekleri içeri söylerdi. Gelin geldee zaman şabaş(Para) ister, çok alınca keyiflenir, azsınınca yüzü sallanır secaatli secaatli parayı sallaya sallaya yerine geçerdi... Ben perdenin arhasında oturur daha önce açmış olduğum deliklerden oynayanları seyrederdim. Yoosa size bunnarı nası annatıcıydım yanı. Kendim için deel, hep sizin için yaptım! En çok çıhın arası verildiğinde sevinirdim. Arvatlar çıhınlarını getirmiş olurlar, içinden envayi tüllü yimekler meyveler çıhar yillerdi. Antep aciri bi numaralı meyveydi. Sahı düğüne deel sahreye geliklerdi. Gap gacak gelir, mercimegli aş bilem olurdu. Antep arvadı maadesini dolduracak bi şeyler bulur dayım. Yoosa yağlı küfdeyi galın burguldan yooracak guvvet kimde olur? Daa etrafımda ip incecik eski bi antep arvadı hatırlameym. Bir dirhem et, bin ayib örter deemi? BÖÖN DOĞANLAR Ooolansa Hort Osman Gızsa Micik Periyan GÜNÜN YİMEE Omaç, Döömeli Alaca Şoora CUMA DEYİŞİ Köpeklerin kardeşliği, aralarına kemik atılana kadardır. (Hz.Mevlana) Bazı insanlar yağmuru hisseder. Diğerleri ise sadece ıslanır. (Bob Marley) HARBİDEN Kirlilik her yerde. Dikkat ederseniz artık futbol yazmıyorum. Sadece buradaki yirmi yıllık ''Harbiden'' köşemin hatırına dokunduruyorum futbola. Gaziantepspor-Fenerbahçe maçında Sow'un bize attığı gol bariz ofsayttı. Durum 1-1 oldu. Sonra Egemen yaka paça Cenk'i ceza sahasında ezdi indirdi, penaltımız verilmedi. Şimdi utanmadan Beşiktaş maçından sonra hak ve adalet arıyorlar! Sizin mideniz bulanmıyor mu? İşte bu nedenle yazmak istemiyorum...