Tramvay yüzünden trafiğin ne kadar sıkıştığını başından beri yazar söylerim. Bu sıkışıklığın tek nedeni, önemli kavşaklarda tramvay geçerken trafik lambalarının aniden değişmesi. Yani geçiş üstünlüğünün tramvaya verilmesi.. İşte o anda herşey alt üst oluyor. Tıpkı ambulans geçerken yaşanan panik ile birlikte o kavşakta herşey arap saçına dönmesi gibi. Herkes tarafından bilinmekte ki, gelişmiş ülkelerde tramvay da toplu taşıma aracı.. Kent merkezinde kendine özgü bir ayrıcalığı olmamalı. Trafik lambalarına diğer araçlar gibi riayet etmeli. Ne varki Gaziantep'te bu uygulanmıyor. Onun içindir ki, tramvay geçişlerinde o kavşaklarda büyük bir karmaşa yaşanıyor. Umarım yeni dönemde bunun üzerinde çalışmalar yapılır. Böylece sayıca çoğalan Tramvayların kent merkezindeki trafiği alt üst etmesinin önüne geçilir..

GÜRÜLTÜ ARTIK KADERİMİZ OLUYOR

Yazmaya devam.. Her yaz öncesi özellikle geceleri başlayan gürültülere maalesef bu kentte çözüm bulunamıyor. Arabaların yüksek sesle müzik çalmaları bir yana, motosikletlerin kent içini yarış pistine çevirmeleri, yazlık düğün salonlarının ses ayarlarını çevreyi rahatsız edecek boyuttan öteye taşımaları, havai fişeklerin zaman mefhumu demeden toplumu hiçe saymaları, meskun mahallerde silah sıkmalar, özellikle tatil günlerinde sabah erkenden inşaat çalışmaları, kornalar, düğün dönüşlerinde davul zurnalar.. Saysak daha neler var neler.. Bu şehir eğer kornalarla konuşuyor, gece yarılarına kadar gürültüyü bünyesinde barındırıyorsa, üstelik yapanın da yanına kar kalıyor ve herhangi bir uyarı veya cezai yaptırım uygulanmıyorsa, o zaman sizlere bıkmadan yazmak, sizlere de sabır etmek ama sessiz kalmamak kalıyor..

SURİYELİLER İÇİN FIRSAT KAÇIRILDI

Değineceğim konu asayiş ve güvenlik yönlü.. Ucuz işçe çalıştırıp faydalananlar da var tabii.. Onların kent merkezinde olup bitenden yeterince haberleri olmuyor elbette.. Ne zamanki bir yakınları Suriyelilerin tacizine veya saldırısına uğrar, o zaman farkına varırlar.. Bu konu için artık kent yetkililerinin de sesleri yükselmeye başladı.. Ama bunun için önlem almaları başında gerekti.. Maalesef işin başında Suriyeli olayını ciddiye almadılar. Biraz da göz yumdular. Hatta desteklediler.. Bu yönde onlarca yazım var uyarı niteliğinde.. Kentte onların gelişleriyle birlikte kiralar fırladı, ev fiyatları uçtu ses çıkarmaları gerekenler sussuzluğu tercih etti.. Paralı Suriyeliler hem evlerimizi satın aldı, hemde fırsatçı ev sahipleri sayesinde yüksek fiyatlara kiraladı, hemde arabalarıyla kent trafiğinin düzenini alt üst etti. Şehrin konuklama dengesini resmen bozdular. Çünkü evlenecek gençler ev bulmakta büyük sıkıntıya girdiler.. Maalesef yetkili kademede olanlar eli kolu bağlı şekilde onları seyretti. Parasız Suriyeliler ise, kamplara gitmeyenler tabii, kent merkezinde yaşamaya başladılar. Kış mevsiminde biraz ortalıktan kayboldular ama yaz gelince meydana çıktılar. Şimdi yollar, parklar, mahalle araları Suriyelilerden geçilmiyor. İyilerine, çalışkanlarına amenna.. Ama öyle noktaya gitti ki bu iş, fuhuş yapanlar, hırsızlık yapanlar, adam kovalayanlar, tehdit edenler, işyerlerine gelip taciz edenler, onlara acıyarak yardım edenleri bin pişman edenler, hatta cinayet işleyip adamları yaralamaya gidenler aldı başını gitti.

GECELERİ GEZEMEZ OLUNDU

Çok net söylemeliyim ki, bugün parklarda kimse rahatça gezinip dolaşamıyor..Hele akşamları.. Denemek isteyene serbest.. Gezsinler şöyle akşamları görsünler gerçekleri.. Trafikte son zamanlarda o kadar araç çoğaldı ki, kural filan tanımaz hale geldiler. Doğrusu ben kenara çekiliyorum trafikte. Aracımı çarpsalar ne anlayacağım ki.. Onun için sizlere de tavsiyem Suriyeli araçlara dikkat edin demek olacaktır. Şehir olarak ne yapılır nasıl önüne geçilir biraz zor. Güya kent merkezinde çoğunu kamplara gönderecek, bazı bölgeler oluşturulup oralara taşınmaları sağlanacakmış.. Valla boşuna uğraşıyorlar. Adamlar Gaziantep merkezi bırakıp niye gitsinler ki.. Nasıl olsa rahatlar. Oysa başında tedbir alınmış olunsaydı, bunların hiçbiri olmayacaktı.. Bence atı alan üsküdarı geçmiştir. Yapılacak tek şey, parkları ve caddeleri özellikle geceleri polislerin sıkı denetimine almaktır..

İLK İCRAAT ESKİSARAY, İLK ETKİNLİK KİTAP FESTİVALİ

Sayın Fatma Şahin'in 30 günlük başkanlığında ilk icraatı Eskisaray caddesini düzenlemek, ilk etkinliği ise Kitap Festivalini gerçekleştirmek oldu. Eskisaray caddesi nasıl olsa her yıl düzenlenip yenileneceği için ben çok önemli görmüyorum. Çünkü geçen sene aylarca kapatıldı bu cadde, onarım, yapım ve yenilikler için.. Ama Kitap Festivali gerçekten önemli. Yazar Ahmet Ümit'in projesiyle Tahir Tekin Öztan'ın gayretleri ve katkılarıyla Gaziantep'te gerçekleştirilen kitap festivalinin daha geniş boyutlara ulaşması ve hedeflenen noktalara gitmesini çok arzuluyorum..Tabii Kitap festivalinin Gaziantepli yazarları da kapsayacak, onlarında var olduklarını görebilecek, bu tür etkinliklerde onlarla paylaşmayı birlikte yapabilecek anlayışa gelinmesi şartıyla..

FATMA ŞAHİN'İN GAZİANTEP'İ TANIMASI UZUN SÜRMEMELİ

Başlığı okuyup da sakın şaşırmayın.. Fatma Şahin Gaziantep'i gerçekten yeterince tanımıyor.. Şöyle düşünün ve bir Bürokrat gibi değerlendirin.. Gaziantep'e gelmiş gitmiş ama kentin gerçekleriyle fazla yüzleşmemiş.. Bildikleri sadece partili çevresiyle, sanayici ve işadamlarından ibaret kalmış.. Biraz da kendine yakın medyanın aktardıklarıyla görebilmiş Gaziantep'i.. Oysa Gaziantep farklı bir kent.. Şehir içindeki yaşam, düşünülenin ve bilinenin tam aksine bir görüntüde.. Dolmuşları, halk otobüsleri, caddeleri, sokakları, kaldırımları başka şehirlere benzemez.. Medyası sadece Şahin'e sıcak gözükenden oluşmaz.. Her ne kadar basın toplantısına yerel basını dizayn etmeye kalkışma mesajları verse de, sırtını dayamak istediklerinin bu kentin fazla makbul saymadıklarından oluştuğunu öğrenmesi zaman alacak.. Belediyeler de öyle. İlçelerde şimdiden gelen sesler pek hayra alamet değil.. Büyükşehir'de hala Sayın Başbakanın atayacağı genel sekreterin gelişiyle birlikte durum biraz daha karışık olacak. Çünkü o genel sekreter de Gaziantep'i tanımayan birisi olacak.. Şu bir gerçek ki, Sayın Şahin'in göreve başlar başlamaz kendini çok dağıttığını gözlemleyen birisi olarak, tez elden Gaziantep’i tanıması gerektiğine inanıyorum.. Ne kadar çabuk olur, kendini değil, kenti düşünen insanları keşfeder, doğruları görme konusunda çaba sarfederse bu şehirde yaşayanlar olarak bundan son derece mutlu olacağımızı bilmesini istiyoruz.. Burada özellikle STK’lara el birliği ile çalışacağız mesajını çok olumlu buluyorum. Umarım sözde kalmaz..

ÖKKEŞ TİTİZ AĞZINI FRENLEMELİ

Konuyu eğer bizim Meral Kınacılar yazmasa duymayacaktık.. Muhtarlarla yapılan ve Sayın Fatma Şahin’in yönettiği toplantıda yaşananlar son derece talihsiz gelişme olmuş.. Ökkeş Titiz’in önceki belediye başkanı Asım Güzelbey’i suçlamaya kalkışması, buna paralel şikayetlerinin devamında ağzından Pezevenk sözünün çıkması ve sadece Şamil Tayyar’ın müdahale etmesi sonucu durum ortaya çıkmış. Meğer Ökkeş Titiz, Asım Güzelbey’e değil, eski Kevser otobüs firmasının yetkilisi olan bir müdüre pezevenk demiş.. Ama Titiz’in sözleri, eğer Şamil Tayyar müdahale etmeseymiş, orada bulunan herkes, lafın Asım Güzelbey’e söylendiğini düşünecekmiş.. Ben bu olaya şu yönden çok üzüldüm. Her kim olursa olsun, toplantıyı yöneten Sayın Fatma Şahin’in tam o sırada, yani Pezevenk denildiğinde niye müdahale etmediği kafama takıldı..Peki Şamil Tayyar müdahale etmeseydi ne olacaktı.. Tabii ben söyleyeyim, Ökkeş Titiz’in oradaki Pezevenk sözünü Asım Güzelbey’e söylediği anlaşılacaktı..Doğrusu şık olmamış.. Hemde hiç olmamış.. Ben toplantıyı yönetenlere veya sessiz kalanlara değil de, Ökkeş Titiz başkana seslenmek istiyorum. Başkan seni severim, baba dostumsun çünkü.. Ama ne olur ağzına fren vur.. Sevilen adam iken, sempatisini kaybeden adama dönüşme..

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR