Bayram dönüşü yapan tatilcilerin neden olduğu kazaları hatırladıkça tüylerim ürperiyor! Yolların kan gölüne dönmesi, ölenlerin, yaralananların, sakat kalanların yanı sıra; yakınlarını kaybedenlerin feryatları dayanılır gibi değil! Hangi çağda yaşıyoruz? Bu kazaları önlemenin bir çaresi olmalı; "gemi azıya" alan trafik canavarına dur demenin bir yolu bulunmalı... Ölümlü, ölümsüz kazaların önünü alabilmek için acil önlemlere ihtiyaç var. Öyle, trafik cezalarını artırmakla, sarhoş sürücülerin ehliyetine el koymakla bu sorunun hallolacağı yok! Daha etkin bir "otokontrol" sistemine ihtiyaç var! Bu kadar araştırma yapılıyor, kucak dolusu istatistik hazırlanıyor. Bu bize ne yapılabileceğine dair bir "akıl" vermiyor mu? Büyük bir kısmı "sürücü hatasından" kaynaklanan kazalara "ölen ölür, kalan sağlar bizimdir" gibi yaklaştığımıza neredeyse inanmak üzereyim! Yılda bir kez artırılan trafik cezaları; yapılan istatistikler.. durumun "vehametini" ortadan kaldırmıyor. Kaldırsa, kazaların önü alınmış ya da sayıları azalmış olmaz mı? KAZA FAKTÖRÜ AŞIRI HIZ VE ALKOL... Hemen her bayram dönüşünde bu acılar yaşanmaktadır. Alkol ve aşırı hız yüzünden meydana gelen kazalarda birçok ocak sönmekte; bir o kadar insanımız yaralanmakta, ya da sürekli sakatlık sebebi olabilecek uzuvlarını yitirmektedirler! Savaştan ne farkı var? Kaza anında izlenen televizyon görüntüleri ve gazetelerde yer alan fotoğraflar çağdaş her ülke için "yüz karası" niteliğindedir. Daha önce de söyledim; yine söylüyorum. Sürücüler, üretilen son model araçların çabuk ve seriliği kadar seri ve çabuk değiller! Kullandıkları araçları kontrol edemiyorlar! Kazalar biraz da bu yüzden meydana gelmektedir. O zaman yapılacak iki şey var. Ya metropol illerde uygulanan plaka tahdini ülke genelinde yaygınlaştıracak ya da trafiği de diğer "kamu malları" gibi "özelleştireceksin!" ÖZELLEŞTİRİLİRSE NE OLUR? Trafik Şubelerinin yükünü azaltmak için sürücü kursları ihdas edilmiştir. Ancak, buralarda verilen eğitim ve öğretme süresi yeteri kadar kontrol edilmekte midir? Sanmıyorum! Acemilikten kurtulmamış, kullandığı aracı tanımayan yeni sürücüler; direksiyonun başına geçerek trafiğe çıkıyorlar. Kendi kuralları doğrultusunda araç kullanan sürücüleri kontrol edecek trafik görevlisindeki sayısal yetersizlik herkes tarafından biliniyor. Ama bu kadro ile binlerce aracı izlemeye çalışan görevlilerin başındaki "amirler" bu gerçeği farketmeye yanaşmıyor! Yetersiz ekip ve ekipman ile gün boyu mesai yapan devlet memurları kazaların önünü alamıyor! Bu yüzden trafik kontrolleri özelleştirilmelidir. Trafik Şubelerinin yapamadığını özel sektör yapar ve tekerleği dönen her aracın peşine bir görevli takabilir. İstihdam açısından da yararlı olacak bu uygulama hayata geçirilebilirse, trafik polisleri kentin asayişi ile görevlendirilebilir. Şehir içi ve şehirlerarası trafik kontrolleri "özelleştirilirse" sektör çalışanları, polis gibi "merhametli" davranmaz. Kazalar da bu şekilde kontrol altına alınmış olur...