Trabzo'a bu kez eşimle birlikte gittik.. Yıllardır bizi sıkıştırıp "illa geleceksiniz, bu kez kaçamak yok" diyerek başımı beynimi yiyen ailece görüştüğümüz Trabzonlu dostların, emir seviyesindeki bu isteklerini geri çeviremedik..
Nasıl ağırlandığımızı söylemeye gerek yok.. Maçtan önce ve sonrasında gece yarısına kadar Karadeniz'in neyi meşhur ise hepsinden tattık..
Konuştuklarımızın ağırlıklı noktası elbette Gaziantepspor'du.. Hele maç öncesi çok farklı görüşlerin dile getirildiği sohbetlerde, Trabzonluların beraberliğe bile razı halleri, cumartesi günü yazdıklarımı sanki onaylar gibiydi..Trabzonspor sıkıntıdaydı, karışıktı, yönetim kaosu yaşanıyordu, teknik adamlarla futbolcular henüz bir bütünlük içerisine girme yolunda mesajlar veremiyordu..
Onları dinlerken ne yazık ki içini çok iyi bildiğim Gaziantepspor'un, bu fırsatı kullanma konusunda iyi durumda olmadığını söyleyemedim..
Sadece şunları diyebildim..
-"Yıllardır dikkat ederim, Gaziantepspor, Trabzonspor karşısında çok farklı maçlar çıkartmıştır. Trabzonspor şampiyonluğa giderken çelmeyi hep Gaziantepspor'dan yemiştir.. Ama Gaziantepspor buna karşılık Trabzonspor ne zaman zor durumda kalmışsa, O'na hayat vermiştir. Ben bugün de öyle bir maç olacak gibi hissediyorum, bizim de durumumuz kötü, hemde sizden daha kötü ama yine de yılların geleneği değişmeyecek"
Evet.. Nitekim maç sonrası bu konuşmayı yaptığım dostlar "haklıymışsın" dediler.. Haklı olmayı istemezdim ama yukarıda dediğim gibi içini çok iyi bildiğim ve gidişatını beğenmediğim, hatta özellikle bu sezon için çok endişelendiğim Gaziantepspor için çok iyi şeyler söyleyemem..
Başlıkta belirttiğim gibi biz Trabzo'un imdadına yetiştik, peki bizim imdadımıza kim yetişecek? Doğrusu merak ediyor, son 8 maçta sadece 3 puan alan takım olarak alt sıralarda arayı kapatanların ayak seslerini duyuyoruz..

BİZİ ANLAMAK İSTEMİYORLAR

Gelelim bir başka ama çok önemli meseleye..
Şu bir gerçek ki, bu yönetim ve teknik adamlar bizi özellikle beni anlamak istemiyorlar.. Başkanı da bazı yöneticiler ve teknik adamlar da, bizim sektörde sürekli kullanacak adamlar arıyorlar.. Zaten bu yönde eğilimi olanları çıplak gözle izliyoruz.. Ama bakın dikkat edin sezon başından beri neler yazdı isem, hiçbirinde yanlışlık ve teşhis hatası bulamazsınız..
İsabet konusunda, gelişmeler konusunda, endişeler konusunda ve uyarı konusunda elimizden geleni yaptık, hala da yapıyoruz..
Ama hani DOST ACI SÖYLER sözü var ya, işte şu anda Gaziantepspor'u yönetenler bu sözleri asla duymak istemiyorlar..
Teknik heyet zaten bu sözlerden son derece rahatsız.. İstiyorlar ki, hata yaptıklarında biz görmeyelim.. Bilmeyelim, bilirsek bile şu kullandıkları meslektaşlar gibi yazmayalım..
Peki ne yazalım ?
Veya ne yapalım ?
Gelişen bazı talihsizlik veya hatalı bazı uygulamaları abartarak bunu ulusal medyaya mı taşıyalım ?
Eğer bunu istiyorlarsa biz bunu yapamayız..
Gitsin başkasına yaptırsınlar.. Zaten yapıyor ve yaptırıyorlar..
Bu satırların sahibi yıllardır Gaziantep'in imajı başta olmak üzere kentin tüm sorunlarına çözüm bulunması adına mücadele veren, bunları yaparken de canına kasdedilecek kadar darbelere ve saldırılara maruz kalan, ama bunlar hayatına mal olacak ileri gitse de, yine de korkmadan çekinmeden dik duruş sergilemiş birisidir..
Mesut Bakkal ve ekibinin, Ahmetin- Mehmetin teknik direktörü olmadıklarını, Gaziantep kentini temsil ettiklerini ve atacakları her adımın, yapacakları her konuşmanın, iyi veya kötü yönleriyle Gaziantep'i ilgilendireceğini çok iyi bilmeleri gerekiyor..
Aynı durum Başkan İbrahim Kızıl ve yönetimi içinde geçerlidir..