Ünlü şair ve fikir adamı Sezai KARAKOÇ ile eski diyanet işleri başkanı Mehmet GÖRMEZ arasında geçen HAC diyaloğunu okuduğumda çok acayip duygulandım.

Sosyal medyada kaçtır rastlayıp, günümüzde çok manidar bulduğum için kayıtsız kalamadım sizlerle paylaşıyorum.

Diyalog Mehmet GÖRMEZ'in konuşması üzerinden anlatılıyor;

“Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı iken Sezai Karakoç'u ziyarete gittim. 'Üstadım, Diyanet olarak sizi hacca davet ediyoruz.' dedim. Sezai Bey, 'Bana hac henüz farz olmadı. Farz olduğu zaman giderim inşallah' dedi.

Ben tekraren, 'Efendim, Diyanet olarak sizi biz hacca götürmek istiyoruz' deyince 'Ben milletin parası ile hacca gitmem' diye cevap verdi.

Bunun üzerine ben kendisine tekraren, 'Üstadım! Bu ümmeti bir Arafat manifestosundan niçin mahrum ediyorsunuz' deyince Sezai Bey: 'Hoca! Arafat'a manifesto yazılmaya gidilmez, Vakfe'ye durmaya gidilir' dedi...”

Nasıl kayıtsız kalalım bu anlamlı derse, hemde hacca 10 defa gitmiş müftüler, imamlar bir daha gitmek için torpil kovalıyorken,

Bürokratlar, siyasiler diyanet aracılığı ile beleş hac yapmak için torpil arıyorken ,

İnsanların kredi kartı ile desinlere kurban kesip, banka kredisi ile hacca gittiği bir dönemde nasıl kayıtsız kalalım.

Devlet malının deniz görüldüğü, makam araçlarının özel araç gibi, mevki makamlarının gönül alma, dost ağırlama yeri olduğu dönemde Sezai KARAKOÇ herkese kapak yapmış helal olsun.

Gerçekten merak ediyorum "Ben milletin parası ile hacca gitmem" diyen kaç kişi çıkar acaba?

ESNAF ÇOK ZORDA!

Dün MHP Milletvekili Sn. Ali Muhittin TAŞDOĞAN ile birlikte ayakkabıcılar sitesinde bulunan esnafı ve ayakkabıcılar odasını ziyaret etme şansım oldu.

Ayakkabıcılar Odası ve Küsget Sanayi Kooparatif Başkanlığında duyduklarım inanılır gibi değil.

Esnaf tüm zamanların en uzun süreli ve sıkıntılı krizini yaşıyor.

Kimse bunu felaket tellalığı olarak algılamasın, biz herkesin mutlu ve müreffeh bir yaşam sürmesini, ülkemizin daha güvenilir ve yaşanabilir bir ülke olması arzusundayız ve bu bizim gerçekleri paylaşmamıza engel değil.

Ülkemizin karşı karşıya bulunduğu ekonomik savaş hepimizi toplumun her kesimini etkiliyor.

Ayakkabıcılar esnafı ara eleman sorununu Suriyelilerle çözmüş, mesleğin geleceğinden kaygılılar ve mal verdikleri büyük firmaların iflas açıklamaları sonrası alacaklarının derdine düşmüşler, kendi ekmek tekneleri kadar elemanlarını ve çoluk çocuklarını düşünüyorlar.

Suriyeliler sektörü ele geçirmiş, şimdide kur nedeniyle ayrı bir darbe yemişler,

Bir esnafın Iraklı müşterisi ile ilgili anlattığı diyalog çok trajikti, ıraklı müşteri sizde dolar yükseldi çok kazanıyorsunuz, indirim yapın dermiş.

Küsget sanayicileri krizi en çok hisseden kesimlerin başında geliyor, onlar daha çok eleman yokluğundan şikayetçi,

Onca işsizlikte sanayicinin eleman yok demesi ve bunu bazı sosyal haklara bağlaması üzerinde durulup tartışılması gereken bir şey.

Son olarak ilgimi çeken en önemli şey esnafın bilinçli ve ne istediğini biliyor olmasıydı,

Hiç biri devlet bize para versin, hibe versin, bağışta bulunsun demedi, büyük çoğunluğu, kur artışı ile ilgili önlem alınması, dolanlı iflaslara, çek ve senetlerle ilgili sorunlarına çözüm bulunmasını, çalışanlarını elde tutup verim almanın yollarında çözüm bulunmasını istedi.

Dün sendikamız Türk Ulaşım-Sen ve TCDD iş yerlerini ziyaret eden MHP Milletvekili A. Muhittin Taşdoğan'a hem bir STK Başkanı hemde vatandaş olarak teşekkür ediyorum.

Fikri düşüncesi ne olursa olsun milletvekilleri hemde bu zor zamanda esnafın, sanatkarın dolayısıyla vatandaşın yanında olmalı.

Dün gördüm ki Sn. TAŞDOĞAN bu yönü ile ciddi bir taktir topluyor bizlerde tebrik ediyoruz.