Sonucunu önceden tahmin etmenin son derece güç olduğu bir seçim sathı içindeyiz.Partiler arasındaki gelgitler ve oy kaymaları sonucun tayininde ne derece belirleyici olacak onu da zaman gösterecek.Ancak genel tablo, halk katında hiçbir seçim heyecanının sahaya yansımadığı yönünde.İktidar anlamında 24 Haziran "Bir baskın basanındır seçimi" olmasına karşın, muhalefet partileri açısından "Hazırlıksız yakalandık" noktasında düşünülebilir.Oluşturulan listelerin son derece acemice ve 'şok şok şok" kabilinden vücut bulması bunun en bariz göstergesi.Gerçi CHP dışında hiç bir partinin yüksek perdeden dışa vurulma cesareti gösterilmeyen liste depremleri gırtlak kırk boğumu işaret ediyor.Sessiz kalmayı yeğleyenlerle, öfkesini içinde biriktirenlerin kendini kontrol altında tutma stratejisi ise bir realite.Hoş, herkesi tatmin edecek bir listeyi oluşturmakta zor olmasına rağmen, daha az yanlışla, halka daha yakın listelerle görücüye çıkma olanağı her zaman olacaktır.Azami 25-30 günlük kısa bir çalışma programıyla halkın karşısında olan milletvekili adayları kendilerini pekte sarsmayacak bir süreçten halkın vekili olarak kendilerini birden bire mecliste bulacak.70 günlük bir seçim maratonuyla ipi göğüslediğimiz 1999 seçimlerini ve yaşanan heyecanı düşündüğümde, yaşanan en rahat seçim olarak 24 Haziran'ı görebiliyorum.Elle tutulur, ciddi bir seçim çalışmasının olmadığı satıhta, paralı adayların medya olanaklarını zorladığı suni haberlerle varlıklarını ispata koyulduğu bu süreç tombaladan çıkar gibi sürpriz bir şekilde milletvekilleri yumurtlayacak.Siyasal yeterliliğin, idoloji ya da dava, adına her ne derseniz deyin, toplumda karşılık bulmanın, duruşun,temsil kabiliyetinin ve liyakatın dışında parada dahil olmak üzere her türlü dalaverenin döndüğü, görünüş o ki, ihalenin önceden bağlandığı bu listelerden bir şey çıkmaz.Bu kafa yapısına sahip 600 milletvekilliğinin tamamını alsanız ne yazar.Aday listesinin koloniler ve gettolar arası geçiş trafiğine göre düzenlendiği, sayısal üstünlükle, kelle başı hesabı güdülen bu seçimler, halkın umut duygularını bir başka bahara kadar tehir etmesine yol açacak.Malum ortada, ancak dile getirme ve söz söyleme cesareti yok.