Türkiye'de sadece belirli çevrelerin "ekonomi iyi durumda, istikrarı bozmayalım" diyerek ülkenin genelini kendi bakış açılarıyla değerlendirdiğini, ama yüzde 80'e yakın bölümün büyük sıkıntı çektiğini hepimiz biliyoruz... Piyasalarda "TIK" yok dedirten sessizlik, işsizliğin başını alıp gitmesi, nakit para akışının yok denecek seviyeye gelmesi, anlaşılan o ki, ekonomiyi elinde tutan ve yön verenlerle o bahsini ettiğim ELİT kesimin umurunda değil...
Gösterilmeyen, fazla dile getirilmeyen acı gerçeklerin en büyük nasibini alan kent maalesef Gaziantep oldu...
3 yıl öncesinden başlayan yanlış teşvik politikasının darbeleri yeni yeni hissedilmeye başlandı. Yani bıçak kemiğe dayandı... İşte bunun neticesi olarak geçtiğimiz haftalarda iş dünyamızda etkili bir tepki gösterildi ve bu tepki belki de, zamanlama olarak etki yönünden hayli işe yarayacak gibi gözüküyor...
Çünkü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yapılan Ankara görüşmesinden sonra başlatılan hareket ciddiyet kazanmaya başladı. Özellikle ekonominin başında olan Ali Babaca'ın Gaziantep'e gelişinde verilen mesaj, görüşmeleri hızlandırdı... Sanırım bunda Sayın Mehmet Asla'ın teşvik konusunda engel olarak kendisinin gösterildiğini söylemesi, Ali Babaca'ı tetiklemiştir... Bu nedenle büyük bir aksilik çıkmazsa Başbaka'ın talimat verdiği 5 bakan, Gaziantep için hayati derecede önemli bir kararı son kez gözden geçirecek. Kimbilir belki de her şey hazırlandı son noktalar konulduktan sonra Başbakana rapor olarak sunulacak... Eğer bunlar gerçekleşirse, şu anda benim bildiğim ama açıklamakta sakınca gördüğüm çok güzel bir formülle, Gaziantep için alınacak önemli kararlar bakanlar kurulu tarafından hayata geçirilecek...

*SAYIN GÜZELBEY FUAR ALANINI ZEUGMA MÜZESİ YAPMALI

Bu öneriyi rahmetli Mustafa Taşar Turizm ve Kültür Bakanı iken getirmiştim... Hatta o günlerde küçük bir kampanya gibi gündemde tutmuş ve herkesin olumlu görüş verdiği bu projenin hayata geçirilmesi için çaba sarfetmiştim. Buna rahmetli Taşar onay vermiş ve "Fuar alanı Zeugma müzesi için iyi fikir, ben bakanlık olarak destekleyeceğim, yeterki belediye harekete geçsin" demişti. Ne yazıkki o dönemde Sayın Celal Doğa'ın fuar alanının çok sahipli olması nedeniyle, bunlarla uğraşmayı göze alamamış ve bu iş askıya alınmıştı...
Şimdi Sayın Asım Güzelbey ile birlikte bu sorun çözüldü. Fuar alanı artık tamamen Büyükşehir'in yetkisiyle şekillenecek. Sayın Güzelbey'in seçimden önce destekleği bu düşüncesinden şimdilerde vazgeçtiğini gözlüyoruz... Yani fuar alanı ticaret merkezi olacak, hatta içerisine otel ve bir de benzin istasyonu konulacak. Bunlar duyumlarım, yanılıyorsam düzeltilebilir...
İşte buna şaşırdım... Çünkü Kültür ve Turizm Gaziantep için çok önemli bir güç haline gelmeye başladı. Mevcut müzenin hemen yanıbaşındaki fuar alanı, çok yönlü ve dünyaya örnek olabilecek bir açık ve kapalı Zeugma müzesi haline getirilmesiyle birlikte şehrimizin konumu tamamen değişmiş olacak... Bu tarihi bir fırsattır... Bunun altında Sayın Güzelbey'in imzasının olması, gelecek kuşaklara Güzelbey adının saygıyla ve minnetle anılma fırsatı yaratacak. Bizim önerimiz, Sayın Güzelbey'in bu projeyi tekrar gözden geçirmesi ve Gaziantep'in kaderini değiştirecek kadar etkili müzeyi fuar alanına yaptırmasıdır... Düşünün bir kere bir yandan kale ve çevresinde tarihi mekanlar, hemen uzağında kalealtı ve gerçekten çok güzel olan ve Sayın Güzelbey'e "ellerine sağlık" diyeceğimiz bakırcılar çarşısına kadar uzanan bir bölge... İnanın ben yazarken heyecanlanıyorum... Dileğimiz Sayın Güzelbey'in bu bütünlüğü sağlayıcı kararlar vermesidir...

*TRAFİK MÜDÜRÜNE BİR VATANDAŞIN MAİLİ

Çalışmalarında eleştirilecek yönleri olsa da, kurallara uymayı kendine ilke edinen vatandaşın gözdesi haline gelen il trafik müdürü Sayın Mehmet Nacar'a, benim kanalımla bir okur maili geldi. Vatandaşın sesini duyurma ve kenti yönetenler arasında bir köprü olma misyonu üstlendiğimiz için bu maili sütunlarıma alıyorum... Okurumun tek ricası adının yazılmaması... Bunu da haklı gerekçelerle sıralamış, bende anlayışla karşılıyor ve ismini gizli tutuyorum. Buyrun birlikte okuyalım:
Sayın Özekşi, bu maili atmamdaki tek maksat sizin bu trafik müdürüne verdiğiniz destek içindir. Size olan inancımız doğrultusunda bizde trafik müdürünün çalışmalarını bazen sinirlensek de anlayışla karşılıyoruz. Ama Sayın Özekşi, bilmem farkındamısınız son zamanlarda bu kentte içerisi gözükmeyen çok sayıda araçlar cirit atmaya başladı. Galiba geçen sene sıkı bir denetim vardı, bunlardan bende payımı aldım ve arabamın film camları çıkarıldı. Yasalar gereği sadece araçların firma çıkışlı film camlı olabileceğini söylediler. Yalnız şimdi görebildiğim kadarıyla bu kurallara hiç uyulmuyor. Polisin gözü önünde içerisi gözükmeyen araçlar cirit atıyor ses çıkarılmıyor. Acaba yasa değişti de bizlerin mi haberi yok. Vatandaşa her zaman değer veren sizin, bu şikayetimizi köşenizde dile getirmenizi diliyor, saygılar sunuyorum.

*BU KEZ ŞİKAYET FAKSI METİN ÖZKARSLI'YA

Madem vatandaşın görüşüyle başladık o zaman öyle devam edelim. Bu kez gelen bir faks.. Mustafa Boztepe göndermiş ve Şehitkamil Belediye Başkanı Metin Özkarslı'ya eleştirisini yazmış. Buyrun birlikte okuyalım:
- Sayın Özekşi, geçtiğimiz haftalarda Büyükşehir, Şahinbey ve Şehitkamil belediye başkanları yerel bir tv'de (kendi deyimleriyle) hesap veriyorlar. İlk turda sırasıyla herkes yaptığı icraatları sıraladılar. Sayın Metin Özkarslı, Şehitkamil İlçesine yaptığı hizmetleri sayarken, yanılmıyorsam 160 küsur asfalt yol çalışması yapmışlar. Bunu dinlerken dondum kaldım, çünkü kendim Şehitkamil'de ve Değirmiçem'de oturuyorum. Pirinç lokantası ve çevresi, uzay çatılı pazar esnafı ve özellikle Kemal Ahi Sokak ve Uğur Mumcu parkının arka cephesi ile ara sokaklar tam anlamıyla tehlike çukurlarıyla dolu. Benim gibi sık kullanılan bu yollar yüzünden araçlarda alt takım arızaları başgöstermekte ve bu çukurlara düşmemek için sürekli çarpışma tehlikesi yaşanıyor. Sayın Özekşi, acaba bahsi geçen araçlar Şehitkamil ilçe sınırları dışında mıdır ? Biz başka ilçede mi yaşıyoruz?

*CUMA BOZGEYİK, ATATÜRK FIKRASI OLAYININ İÇYÜZÜNÜ ANLATTI

Türkiye'de duymayan kalmadı... Oğuzeli doğumlu hemşehrimiz Cuma Bozgeyik'in, Atatürk ile ilgili anlattığı fıkra yüzünden başına gelmeyen kalmadı... Bizde bu konuda haber yapmış ve İstanbul Mimar Sinan Belediye Başkanının AK Parti'den ihraç edildiğini yazmıştık. Sayın Cuma Bozgeyik geçtiğimiz günlerde bir açıklama göndermiş ve kendi durumuna açıklık getirmiş. BASINDA MAKSATLI ŞEKİLDE YER ALAN FIKRA OLAYININ ASLI 2005 yılı Mayıs ayı içerisinde, Belediye Başkanı sıfatı ile, bazıları Yunanistan doğumlu olan bir kısım belde halkı ile birlikte, Yunanista'a seyahat tertipleyerek gittiğimizde; ATATÜRK'ÜN çocukluk ve gençlik yıllarını geçirdiği, SELANİK kentindeki evini ziyaret ettik.Atatürk ile ilgili olarak hepimiz ziyaretten çok etkilendiğimiz için, Atatürk'ün evinden çıktıktan sonra, otelimize giderken; Atatürk'ün çocukluğu, gençliği, başarıları; başta Çanakkale savaşı, Kurtuluş Savaşı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurmadaki başarılarını; karakterini, yapıcı ve birleştiriciliğini, gerektiğinde amacı doğrultusunda zor kullanmayı başardığını, ama esasında gerektiğinde merhametli bir insan olduğunu, halkına karşı hoşgörülü ve mütevazı olduğunu dile getirirken; "ve o kadar mütevazı ve sabırlı ki" diyerek, Soruşturmamız konusu bir halk anlatısını anlattım. Anlatıdaki efenin çok olumsuz tavrına rağmen, burada dahi Atatürk'ün halka ve vatandaşa karşı ne denli sevecen ve hoşgörülü olduğunu ve kızmadığını, aksine GÜLEREK GEÇTİĞİNİ ifade ve izah ettim.Bu hususun var olup olmadığının İnkılap Tarihi ve Atatürk Devrimleri ile uğraşan Bilim adamlarını da sorulabilir. Hal böyle iken; benim siyasi muhatap ve muarızlarım, konuşma ve sohbetin başlangıç kısmını ve son "Gülerek geçtiği" kısmını kırparak ve aradan 2 yıl gibi uzun bir süre geçtikten sonra, etik olmayan nedenlerle, basın organlarına yansıtmaları, hayatımın en büyük işkencesi haline geldi. Atatürk sevgisi bana, dedelerimden mirastır. Gaziantepliyim. Atatürk'ün nüfus kaydı da GAZİANTEPTİR. Tüm Gaziantepliler Atatürk hayranıyız. Gaziantep'in Kurtuluş Savaşı, diğer yörelerden farklı olarak 11 ay sürmüştür. Atatürk'ün kıymetini ben bilmeyeceğim de kimler bilecek?
Hakaret kastım yoktur ve olamaz da... Basında çıkan haberlerde, "Özür dilerim" şeklindeki yaklaşımım, konuşmalarımın maksadımı aştığını zannettiğimdendir.
CUMA BOZGEYİK
Hepinize iyi haftalar