Bazen Tanrının kime iyilik yaptığını bilemezsin dedi yakın bir arkadaşım. Verdiğin kaybın aslında kazancın olduğunu farkedemediğin gibi.
Yada gözden çıkartayım deyip göze alamadıkların gibi. İçine işliyen , alışkanlığa dönen o bağları kesicem dediğin anlar gibi. Ama bir türlü kesemediklerin gibi.Bu cümleyi işittiğim an kafamda senaryolar belirdi.Yaşanmış hikayelerim depreşti içimde.Tanrının iyilikleri.
Hani şu sonradan farkettiklerim.
Kendimden geçtim beklentilerimi kafamın dibine gömdüm.En yakınımdan birinin başına gelen bir iyilikle haşır neşirim buaralar.
Emsalsiz diyordu hayatının aşkı için.Tam karaya vurdum diyordu karşısında romeosunu buldu.Avuç içi kadar mutluluğa tamah ederken birden uçurumlar kadar engin sevinçlerde kayboldu.
Önce okulu bıraktı.Vay be dedik efsane beyin eğitimine son verdi he!Yazık dedik.Yazıktı çünkü iyi bir kariyer kaliteli bir yaşam nede olsa çokta uzağında değildi.O ters tepti.fiu anda 32 yaşında.Hani o en güzel çağlar vardı ya romeosunun dizinin dibinde geçti.Mutluluk sağ gösterip sol vurdu.Hemde sıkı vurdu.Evlilik aşkı yedi bitirdi.Birbirlerine inançlarını heycanlarını en üzücüsüde sevgilerini yitirdiler.
Birde bebek oldu.Aslında en kötüsü kızın alışıla gelmiş standartların altına düşmesiydi.Körü körüne aşık oldu.Beyin süzgecini çalıştıramadı.
Derken onc fedakarlığa , onca yaşanmışlıklara rağmen benim cesaretaiz arkadaşımın yapamadığını eski eşi yaptı.Boşanıyoruz dedi.
Aslında kız bu son için canını bile verirdi.Rahat bir nefes alırdı ama ah o cesaretsizlik.Ah o alışkanlıklara karşı koyamama.
Önce dağıldı içine kapandı.Defalarca tekrarladı 'o olsun ben herşeye razıyım' diye. Değmediğini bile bile. Sevilesi yanı olmadığını göre göre.
Bitti deyip üzerine defalarca başlamalarına rağmen.Tüketip tüketip dibini deşmelerine rağmen.
İşte o sözü orda yine duydum.Tanrının kime iyilik yaptığını bilemezsin!
O en çaresiz anlarında , o ağlayışlarında hiç farkında değildi.Ama şimdi sadece şükrediyor.Hayatı bıraktığı yerden yaşamaya başladı.
Kendi değerinin farkına vardı.İlk işi eğitimini tamamlamak oldu.Ve sonra içinde yitip giden heycanlarını tutkularını ve isteklerini buldu.
Hiç olmaz diyordu ya hani kendini anlamıyordu ya.Nasıl oldu nasıl gözüm açıldı bilemedim diyor.Bana kalsa ibadet gibi yaşamaya devam ederdim bu evliliği diyordu.
O zaman çok ağladı belkide kahroldu ama bu üzüntü ona kendisini kazandırdı.Değişen yaşamını yaşamaya devam etsin o bir başkasına bakalım şimdide.Bu sefer ki bir rahatsızlık.
Sadece duydum.Bir üvey baba ve oğlu. Önce baba ciddi bir rahatsızlık yaşıyor ve hastaneye kaldırılıyor.Ameliyat oluyor ama yaşamını kaybediyor. Baba çok yaşlı üvey oğluda çok genç.25inde ya var ya yok.Baba yaşamını kaybettiği an organ bağışı için ailenin kapısına gelmişler.
Anne bilinçsizce karşı koymuş bu duruma.Oğlu daha mantıklı bakıyor ve sanki birşeyleri hissedercesine de ikna etmeye çalışıyormuş
annesini.Son gün anne insafa gelmiş ve organları bağışlamış.Bunun arkasından kısa bir süre sonra oğlunun rahatsızlığını öğrenmiş.
Kısa bir zamanda tanı konulmuş ve ameliyata alınmış. Oğluna organ nakli yapılması gerektiğini öğrenmiş anne.Ve dokuların uyması sonucu
üvey babasının organı naikl edilmiş oğluna.Bir ölüm bir düğün.Bir seçim bir terk ediş.
Hayat beni hep şaşırtıyor.Tanrının kulları için yaptığı iyilikler beni umutlandırıyor.Ve bu iyilikler seni nerde nasıl yakalar acaba.
Verdiğiniz kaybın kazancınız olması dileği ile mutlu günler dilerim size.....