Çadırlarda soğukla ve hastalıkla mücadele eden Suriyeli kadınlar, tüm imkansızlıklara rağmen ''annelik'' görevini yerine getirmeye çalşıyor. Ülkelerindeki olaylardan kaçarak Türkiye sınırına yakın İdlib'in Atme kasabasındaki ''güvenli bölgede'' kurdukları derme çatma çadırlarda soğukla ve hastalıkla mücadele eden Suriyeli kadınlar, tüm imkansızlıklara rağmen ''annelik'' görevini yerine getirmeye çalışıyor.Elektrik ve suyun olmadığı çadır alanına tankerle getirilen sudan alan ve deterjan olmamasına rağmen çamaşır ve bulaşıkları yıkamaya çalışan kadınların tek istekleri ise çocukları için sıcak bir yuva. İdlib'in Atme Kasabası çevresinde kurulan çadırlarda ayakkabısız, çorapsız çocukların yanı sıra yokluğun, savaşın izlerini yansıtan diğer kişiler de kadınlar. Her birinin söyleyecek çok sözü olan, ancak kimi utandığı, kimi korktuğu için kamera karşısına geçemeyen Suriyeli kadınların bazıları ise yaşadıkları karşısında adeta feryat ediyor. Elektrik ve suyun bulunmadığı derme çatma çadırlarda her şeye inat yaşama tutunan, yokluğa rağmen çocuklarına buldukları malzemelerle yemek yapmaya çalışan Suriyeli kadınların durumları yürek burkuyor. Soğuk kış günlerinde çocuklarına kalın giysiler giydiremeyen, soba yakıp çadırların içeresini ısıtamayan anneler, bir an önce olayların bitmesi ve yaşadıkları yerlere dönmek için dua ediyor. Kendilerini bu duruma düşüren Esed'e isyan eden kadınlar, yokluk içeresinde çocukları için çaba göstermeye, zorluklara dayanmaya ve güçlü olmaya çalışıyor.Deterjansız çamaşır yıkıyorlarÇadırların bulunduğu alanda su kaynaklarının olmaması nedeniyle kilometrelerce uzaktan tankerlerle getirilen sudan alan kadınlar, burada ellerinden geldiğince kullandıkları eşyaları ve kıyafetleri yıkamaya çalışıyor. Deterjanın olmaması nedeniyle sadece suyla çocuklarının çamur içerisindeki çadır bölgesinde kirlettiği çamaşırları yıkamaya çalışan kadınlar, başka çarelerinin olmadığını belirtiyor. İdlib'ten üç ay önce 3 çocuğuyla çadıra gelen Zeynep Hammudi, çadırda yaşamın çok zor olduğunu, ancak dayanmaktan başka çarelerinin bulunmadığını söyledi.3 çocuğuyla tek kişilik battaniyede geceliyorÇadırda her şeye ihtiyaçlarının bulunduğunu ifade eden Hammudi, ''Çadırların içinde yerlerde yatıyoruz. Üzerimize örtecek battaniyemiz var. O da kaç kişiye yetecek. 3 çocuğumu çatışmaların altında getirdim buraya, ama burada da imkansızlıklarla boğuşuyoruz. Giysi yardımı yapıldı ama kısa kol tişört verildi. Mecburiyetten onu giydiriyorum. Suyumuz, ekmeğimiz, yakacağımız hiçbir şeyimiz yok. Elektriksiz gece karanlığında kalıyoruz. Ne yapacağımızı şaşırdık. Bulabildiğimiz yiyecekler de artık kokmuş, yenmeyecek durumda. Allah'ımıza sığınıyoruz artık. Bütün dünyadan ve İslam ülkelerinden yaşadıklarımızı görmelerini istiyorum'' diye konuştu.Çocuklar için gece nöbetiHammudi, çadırların bulunduğu alanda su olmaması nedeniyle çocuklarını doğru düzgün banyo yaptıramadığını, onlara kendilerini sıcak tutacak giysiler giydiremediğini söyledi. Çocuklarının sürekli hasta olduğunu belirten Hammudi, tek battaniyeli çadırlarında geceleri, çocuklarının altına zor sığdıkları battaniyeden üstlerinin açılmaması için adeta nöbet tuttuğunu kaydetti.''Allah'ım ne olur bize güzel günler göster''Gözü yaşlı şekilde yaşadıklarını anlatan 70 yaşındaki Fatme Bellur ise bu yaşta yaşadıklarına isyan etti. İdlib'teki evlerinde mutlu bir şekilde yaşadıklarını, ancak üzerlerine bombaların atıldığını ifade eden Bellur, ağlayarak şunları söyledi: ''Allah'ım ne olur bize güzel günler göster. Bir çok yakınımı kaybettim. 7 gündür buradayım. çocuklarımla geldim. Evimiz yıkıldı. Bizler buraya istemeyerek geldik. Mecburduk, yaşamak için başka çaremiz yoktu, ama geldik gördük ki burası da ölmekten başka bir şey değilmiş. Allah'ım bu adama karşı bizi kuvvetli kıl inşallah. 13 çocuğum var. Hepsi kaçmış durumda. Tek isteğimiz evimize sağ salim dönmek.''