Orta Asya'dan, Mezopotamya'ya oradan Güney Amerika'ya kadar bir çok farklı kültürden gelen halkların çeşitli isimlerde buluştuğu '21 Mart' olgusu 'Turan' soyundan gelen halklar tarafından ise 'Nevruz' adıyla karşılanıyor.

Kışın bitişi, doğanın uyanışı ve bahara kapı aralanışı simgeleyen 'Nevruz' bu manada bir bayram olarak yeni bir sürecinde müjdecisi.

Ancak bu algı istisnai bir durum olarak, yalnızca Türkiye'de bayramdan ziyade yerini isyana tekamül ettirecek bir olguya bırakıyor.

Fiziki coğrafyadaki bölünmüşlüğün kodları toplumun ruh iklimindeki bölünmeye hazır hale getirilmesiyle sonlandırılmaya çalışılan planların ayrıntılarında fazlasıyla kendini gösteriyor.

Devletle karşı karşıya gelmek için her fırsatı kullanan Bölücü-Vandalist sürüler, karşılarında içine kapanmış devlet otoritesini görünce büyük bir iştaha kapılıyor.

Birde önlerine düşmüş sözüm ona milletvekili desteğini arkalarına aldılar mı giderek şımaran bu keyfiyete diyecek kalmıyor.

Sivil, resmi ,ev, işyeri, yolda yürüyen, aracına, dükkanına sıkışıp kalmış herkes, bu gözü dönmüş saldırılardan nasipleniyor. Bu ağzı salyalı 'Nevroz' tüccarlarının faşizan beyinlerinde onlardan olmayan yada onlara benzemeyen herkes ve her kesim onların düşmanı ve bu mantık silsilesine göre onların doğal ve vazgeçilmez hedefi.

Toplum psikolojisi konusunda uzmanlaşmış olan CIA'nın 'Ortadoğu Masası'na bağlı ajan ve provakatörlerin planlı eylemleriyle muhtemel bir iç savaşa hazırlanan bu işbirlikçi kitlelerin sırtından sağlanan hareket kabiliyeti terör örgütünün elini güçlendirirken, terörle mücadeleyi bırakarak müzakereye kapı aralayan hükümet ise devleti kündeye getiriyor.

Bu manada Kürtçü-bölücülüğe karşı verilen mücadele, Batı Emperyalizmine karşı verilecek mücadeleden kendini soyutlayamaz bir siyasal gerçeği işaret ediyor.

Arap coğrafyasında 'Arapın Arapa kırdırılması' projesiyle hayat bulan Emperyalist ve işbirlikçi terör 'Arap Baharı' adıyla toplumlara servis edilirken demokrasi ve özgürlük yaftasıyla ve CIA vasıtasıyla bu ülkelerin rejim değişikliklerine yönelik düzenlenen operasyonlar meşrulaştırılıyor.

Dün Libya'da ve Mısır'da, bugünlerde Suriye'de sahnelenen oyunların bir benzeri kimi zaman açık ve aleni, kimi zaman gizli ve örtülü bir şekilde Türkiye'de sahnelenmektedir.

Uluslararası muhalefet eliyle Türkiye'yi Emperyalizmin gladyosu haline getiren ve olası bir Suriye müdahalesini meşruiyet zeminine oturtmaya çalışan BOP'çuların aynı reçeteyi Türkiye için yazmayacağını kim garanti edebilir?

Görünüş o ki PKK kadar özgür Suriye Ordusu'da emperyalizmin maşası, Suriye kadar Türkiye'de emperyalizmin uygulama sahasıdır.

Nevruz'u Nevruz gibi yaşayan ve Nevruz'u Nevruz gibi kutlayanlara selam olsun..