Şimdi farkına varıyoruzKOORDİNATÖR Vali Veysel Dalmaz, UNESCO ekibinin hazır bulunduğu ve Suriyeli sığınmacıların tartışıldığı ''Yuvarlak Masa Toplantısı''nda dikkat çeken açıklamalarda bulundu… Dalmaz, ''Şimdiye kadar belki çok önemsemediğimiz bazen de yok farz ettiğimiz, ama şimdi epeyce farkına vardığımız şehir merkezlerimizde yaşayan Suriyeliler var. Bunların sayısı da tahminen 250-300 bin civarında. Biz iki gün sonra eğer kendi içimizdeki problemleri çözemez, Suriye ile ilgili olan süreci de dışarıdan seyredersek, inanın ki çok şeylerde geç kalmış olacağız'' dedi.YÜK ÇOK FAZLATürkiye'nin şu anda 350-400 bin Suriyeli'ye hizmet ettiğini dile getiren Dalmaz, "Türkiye'nin bu anlamda taşın altına elini koyduğu durumda, üzerine düşen yük gerçekten çok fazla. Bu sayı resmi ifade olarak '690 milyon liraya ulaştı' dense de ben belki bunun 4-5 kat daha fazla olduğunu tahmin ediyorum. Zira bunun içerisinde bizim sivil toplum kuruluşlarının yaptıkları yardımlar yok, yine alanda çalışan ama geçici görevlendirmeyle görev yapanların aldıkları veya bunlarla ilgili masraflar yok. Hayırseverlerin gerek kamp içerisine ve gerekse şehir merkezinde barındırılan insanlarla ilgili yaptıkları yardımlar yok. Dolayısıyla bu yardımları biz eğer paraya dökecek olursak, gerçekten 2 milyar dolardan aşağı bir yardımın olmadığını düşünüyorum. Böylesine ağır bir yükün altına girdi Türkiye"' diye konuştu.OĞUZ: DUYARLILIK SAĞLANACAK UNESCOTürkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz, ''insanlık, toplum, uluslararası toplum, bugün Suriye-de yaşanan trajediyi durdurmak için daha fazla çaba harcamalıdır'' dedi. Prof. Dr. Oğuz, Şehitkamil Kültür Merkezi'nde Suriyeli sığınmacıların tartışıldığı ''Yuvarlak Masa Toplantısı''nda, Türkiye'nin Suriyeliler'e yaptığı ev sahipliğinin kültürler arası boyut kazandığını belirtti. 
ÇOK SAYIDA ÇOCUK VARirçok küçük ülke nüfusu kadar olan ve 200 bini aşan sığınmacıların barındırılması, korunması ve eğitimlerinin sağlanması sırasında uluslararası toplumun dikkatini çekecek bazı sorunlar olabileceğini vurgulayan Oğuz, ''Kamplarda çok sayıda çocuk var. Bu konuda yeteri kadar duyarlılığın oluştuğunu ve süreçlerin yürütüldüğünü memnuniyetle öğreniyoruz. Ama eğitim, kültürlerin, kuşaktan kuşağa aktarılmasında çok temel unsurdur. Aynı zamanda eğitim, çağdaş insanın ortaya çıkması için de gereklidir'' diye konuştu. 
UNESCO ÖNEMLİGaziantep Valisi Erdal Ata da, 2 yıldan beri Suriye'de devam eden iç karışıklık nedeniyle yüz binlerce insanın ülkesini terk etmek zorunda kaldığını, bunların büyük bir bölümünün de Türkiye'ye sığındığını anımsattı. Türkiye'ye sığınan Suriyeli sayısının 200 bini geçtiğini aktaran Ata, ''Bunlara devlet olarak her türlü yardımı yapıyoruz ve her türlü desteği veriyoruz. Özellikle çadır kentlerde kalanların her türlü ihtiyaçları karşılanıyor'' dedi. Kamplarda kalan çocukların eğitim sorunlarıyla ilgili UNESCO'nun yapacağı çalışmaların önemine dikkati çeken Ata, *Onlara okullarımızda eğitim veriyoruz. Ama bizim verdiğimiz eğitimle kendi ülkelerinde aldıkları eğitimin müfredatı zannediyorum farklı. Yeteri kadar öğretmen bulmakta zorlanıyoruz. Bu toplantıda, herhalde bu konulara ağırlık verilecek. Nasıl bir çözüm bulunacak, yarın bu çocuklar özellikle belki ara sınıflarda olanlar önemli değil de liseyi bitirip üniversiteye girecekler. Nasıl girecek, nasıl bir belge verilecek- Verilen belgelerin geçerliliği ne olacak- Bunların hepsi sorun olarak karşımızda duruyor.''KATILIM YOĞUNDUToplantıda, Gaziantep İl Afet ve Acil Durum Müdürü Sinan Atakan da çadır ve konteyner kentlerde sürdürülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. Toplantıya Koordinatör Vali Veysel Dalmaz, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özdemir, Zirve Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fatih Töremen, ilçe kaymakamları ve belediye başkanları ile ilgili kurum ve kuruluş temsilcileri katıldı.Rakamlar gizleniyorUNESCO Türkiye Milli Komisyonu Most İhtisas Komisyonu Başkan Vekili Doç. Dr. Akif Kireçci, Suriyeli sığınmacılarla ilgili acı gerçeği gözler önüne serdi… Sayıları çok fazla olan sığınmacılarla ilgili rakamların gizlendiği iddia eden Kireçci, " Gaziantep'e ayda 100 bin kişinin girdiği belirtilmişti. Bunların her biri öğle yemeği yeyip içse bu bir kayıptır. Bakanlıklarla görüştüğümüzde ortaya çıkan rakam 650 milyon dolar denildi, yıllık Türkiye'ye getirdiği maliyet. Burada bunu resmen deklare etmek isterim ki, yanlış ve eksik hesaplanıyor. Sadece devlet burada ayni yardımları hesaplıyor. Bunların çevreye verdiği zararlar var. İş kaybı, ticaret kaybı var. Bütün bunların, bu işin ekonomik yönünün aslında toplam zarar olarak hesaplanıp dünya kamuoyuna takdim edilmesi gerekiyor" dedi. 
lkinin Türkiye'nin Suriyelilerle ilgili organizasyonu yapmada gösterdiği büyük başarı olarak niteleyen Kireçci, ''İkincisi ise büyük başarısızlığı. Bunu burada söylemek çok hoş bir şey değil, ama UNESCO başka bir dil konuşuyor. Burada bunu ifade etmek isterim. Bizim burada dinlediğimiz başarı öyküleri, yurt dışında birçok kurumun, birçok devletin kulağına girmiyor, gitmiyor bile, ilgisini çekmiyor. Birçok nedenlerden dolayı çekmiyor, bir kısmı politik bir kısmı başka'' dedi. 
BİR KAÇ TANE ŞEHİR KURULDUSuriye'den gelen sığınmacılarla Türkiye'de birkaç tane şehir kurulduğunu ifade eden Kireçci, şöyle devam etti: ''Geçen yıl Gaziantep Üniversitesi'nde gerçekleştirdiğimiz konferansta, Gaziantep'e ayda 100 bin kişinin girdiği belirtilmişti. Bunların her biri öğle yemeği yeyip içse bu bir kayıptır. Bakanlıklarla görüştüğümüzde ortaya çıkan rakam 650 milyon dolar denildi, yıllık Türkiye'ye getirdiği maliyet. Burada bunu resmen deklare etmek isterim ki, yanlış ve eksik hesaplanıyor. Sadece devlet burada ayni yardımları hesaplıyor. Burada Koordinatör Valiliğimiz var ve onun hizmetinde çalışan memurlar var. Bunların çevreye verdiği zararlar var. İş kaybı, ticaret kaybı var. Bütün bunların, bu işin ekonomik yönünün aslında toplam zarar olarak hesaplanıp dünya kamuoyuna taktim edilmesi gerekiyor. Ayrıca valilik, belediyeler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve bireyler, buraya belki kayda geçmeyen yardımlarda bulunuyorlar. Bunların da derlenip toparlanması ve hepsinin belki de gündelik olarak kayda alınması gerekiyor.'' 
BİR ÇOK İNSAN AÇKireçci, UNESCO'nun temel felsefesi ve çalışma şartları bakımından beklentileri olduğunu vurguladı. UNESCO'nun, herkes için eğitimi hedeflediğini dile getiren Kireçci, "Bu eğitim hakları, bu insanların yerlerinden edildiği için ellerinden alınmış hakları oluyor. Bunu gündeme getirmek istiyoruz. Bilimi, ilerlemeyi hedefliyor. Bilimsel ilerleme tamamen durmuş durumda. Bir çok insan gündelik yemeğini yiyemiyor, yaşam güvencesi yok. UNESCO çevreyi korumayı hedefliyor. Ancak çevre tarumar olmuş, sadece Suriye'nin içinde değil, Suriye'nin dışındaki çevre de tarumar olmuş. Irak'ta 100 binlerce sığınmacı var. Ürdün hükümeti sağlamak zorunda olduğu yardımlar dolayısıyla göçmek üzere. UNESCO aynı şekilde barışı ve diyaloğu teşvik ediyor. Bütün bunlar kırılmaya uğramış durumda. Bütün bu işler bittiği zaman ne olacağına dair çalışmalar yapılması gerekiyor. İnsanlık mirasının korunmasını hedefliyor UNESCO. İnsanlık mirası yerle bir edilmiş durumda. Roma medeniyetinden, Emevi, Abbasi medeniyetine kadar bütün mimari unsurlar yıkılmış. Ne kadar yıkıldığı bile bilinmiyor. Yaratıcılık teşvik ediliyor UNESCO tarafından, ama tamamen ölmüş durumda. İfade özgürlüğü kalmamış durumda ve bununla ilgili bir çok sorun devam ediyor. Bunları bir biçimde uluslararası platforma taşımayı hedefliyoruz.''