Türkiye’de ki ilk özel Jeotermal Enerji Santralini kurma unvanına sahip olan MB Holding Yönetim Kurulu Başkanı aynı zamanda Uluslararası Jeotermal Birliği Başkanı Muharrem Balat, Jeotermal yatırımlarına nasıl başladığını ve hangi aşamada olduklarını aktardı.

GÖĞSÜNE ASILMIŞ PIRLANTA

Jeotermal enerjinin önemine değinen Balat, “Sayın Bakanımızın birkaç gün önce gazetede bir beyanatı vardı. 2030’a kadar Türkiye’nin toplam enerji ithalat faturası 1.4 trilyon dolar olacak diyordu. Daha önce de söylendiği gibi şuan ülkemizde bu enerjiyi temin edecek kaynaklar yok. Petrolümüz yok, doğalgazımız yok. Ama Yenilenebilir enerji kaynaklarımız var. Fakat Yenilenebilir enerji kaynaklarımızında bir çoğu baz enerji değil. Bu kaynaklar baz enerji olmadıkları için sürekli kullanılma şansları yok. Ancak belirli miktarlarda takviye etme imkânı olabilir. Jeotermal enerji ise bunların dışında. Jeotermal Türkiye’nin bir şansı, Anadolu’nun göğsüne asılmış bir pırlanta. Çünkü jeotermal kaynaklar yenilenebilir enerji olmasına rağmen baz enerji üretebiliyorlar" dedi.

EN BÜYÜK MİRAS

Yenilenebilir enerjinin en büyük miras olduğunu söyleyen Muharrem Balat, “Yenilenebilir enerji kaynakları petrolden, doğalgazdan, kömürden çok daha kıymetli kaynaklardır. Biz Dora-1 santralini yaptıktan sonra jeotermal enerjinin yatırım safhasında büyük mücadele verdik. Sudan elektrik üretilir mi dediler. Aydın’lılara da kucak açtık. Gelin hep beraber yapalım dedik. Biz buradan elektrik enerjisi elde edeceğiz. Sonra bunun entegre kullanımını sağlayacağız. Ve bu memlekette çok büyük iş potansiyeli sağlayacağız dedik. Bu yatırım ilk başta çok riskli bir yatırım. Ama yaptıktan sonra ve düzenli kullanımı sağladıktan sonra bitmez tükenmez bir kaynak olarak bu memleketin daima hizmetinde olacak ve torunlarımıza bırakabileceğimiz en büyük miras olacak” diye konuştu. HABER MERKEZİ