Fransızlar Antep’te niçin ısrarlı oldular ?

Urfa’da, Maraş’ta istedikleri başarıları elde edemediler. Hatta Maraş’ta, Maraş Ermenilerinin Fransızları ihanetle suçlamalarına ve kendilerinin de kış kıyamette büyük kayıp vermelerine rağmen başarısızlıklarını telafi etmek istediler. Antep savunmasının Arap’lara, Suriye’lilere kötü örnek olmasından korkuyorlardı. Bunu önceden gören Mustafa Kemal şöyle diyecekti : “Fransızlar Maraş yenilgilerinin öcünü almak isteyeceklerdir. Bunun için Antep cephesine çok yetenekli arkadaşlarımızı göndermeliyiz!”

Yeri gelmişken şu sorunun da yanıtını açıklıkla vermek gerekir:”Yeni kurulan BMM Antebe gerekli yardımı yapmış mıdır ?

Bazıları bu sorunun yanıtını bilerek ya da bilmeyerek olumsuz olarak vermişlerdir. Kesin olan şudur :

Mustafa Kemal taa Sivas Kongresinden itibaren Antep’i daha geniş anlamıyla Klikya’yı daima görmüş, gözetmiş, gerekli yardım buyruklarını vermiş, uygun gördüğü askeri zevatı savaşı organize etmek üzere kente göndermiştir. Sivas Kongresi sırasında bile İttihat ve Terakkiden arkadaşı Kara Vasıf‘tan yazılı onay alarak Antep delegesini temsil ettirmiştir. Antep savaşında adı geçen kahramanların çoğu da ordu mensubudur. Ancak Mondros’a göre ordu resmen lağvedilmiş durumunda olduğu için bu askerler milis gücü olarak başka isimlerle bölgeye gönderilmişlerdir. Silah, askeri techizat, mühimmat vb. özellikle Adana bölgesinde yapılanmakta olan orduyu organize eden Selahaddin Adil tarafından yapılmış ve bu komutan defalarca Antep sırtlarına kadar gelerek savaşı dıştan yönetmiştir.

12 Şubat 1921 de yani teslimden üç gün sonra Ankara’da BMM.de Milli Savunma Bakanı . Fevzi Paşa şöyle diyordu :”…İki ay evvel Ayıntab’ın durumu hakkında açıklamalarda bulunmuştum . Bizim için önemini de arzetmiştim. Ondan sonra Fransızlar için Ayıntab’ın önemi iki kat artmıştı.

Çünkü Ayıntab’ın direnişini gördükçe Suriye ahalisi ve çöl urbanı Fransızların bir gün Suriye’den sürülüp gideceklerine inanmakta idiler. Bunun için biz Ayıntab’ı ne kadar kurtarmak için uğraştık ise o da elinde tutmak için o derece uğraşmıştır, hatta daha fazlası ile. Biliyorsunuz ki ordumuz henüz kurulmaya başlamıştır...”

Hakkari , Bolu, Antep millet vekilleri Fevzi Paşayı ordunun üzerine düşeni yapmadığı hususunda gene sıkıştırırlar ve oraya niçin daha fazla kuvvet gönderilmediğini sorarlar.

Fevzi Paşa “ Ordunun yeni teşekkül ettiğini arzetmiştim. On aydan beri hükûmeti istikrar( dengelemek,) ile uğraşıyoruz.Bundan üç ay önce hükûmetimiz müstakar(İstikrarlı) (sallantılı idi) değildi. Ben altı aydır kuvvet toplamayla uğraşıyorum. Efendiler Antep bundan altı ay evet sükût ediyordu. Oraya gönderdiğimiz kuvvetler silah ve mühimmat sayesinde kurtulmuştur.” Ancak şu da bir gerçektir. Özellikle dördüncü muhasaradan sonra çok sıkıntıya düşen Antep savaşanları doğal olarak dışarıdan çok şey beklemişler, umduklarını da bulamayınca bu komutanı suçlamışlardır. Teslimden sonra Genel Kurmay Başkanı Fevzi paşanın meclisteki konuşmasında bu yardımlar ayrıntılarıyla anlatılır ama şu gerçek de vurgulanır: “ Bizim için asıl düşman Yunanistan’dı tüm hazırlıklarımızı onları yenmek için yapıyorduk.”