Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, dünyada su ve gıda yetersizliğinin büyük bir problem olmaya devam ettiğini belirterek, “Şimdi tabu olsa da 50 yıl sonra böceklerle karnımızı doyurduktan sonra birbirimize ‘afiyet olsun’ demek zorunda kalacağız. Eğer savaşlar çıkarsa, bu su ve gıda savaşları olacak” dedi.
Önümüzdeki 50 yıl sonunda dünya nüfusunun 9 milyara ulaşacağının tahmin edildiğini belirten Prof. Dr. Mustafa Bayram, bu sayıdaki insanı doyurabilmek için şuan üretilenin iki katı ürünün üretilmesi gerektiğini kaydetti. Türkiye ve dünyada tarımsal alan sahasının giderek azaldığını belirten Prof. Dr. Bayram, “Çünkü insanlar şehre göç ediyor. Böyle olunca da ‘bu ürünleri kim yetiştirecek’ sorusu ortaya çıkıyor. İnsan nüfusu artarken, gıda miktarı düşerken, yeni bir alternatif çözüm bulmak zorundayız” dedi.
Bu aşamada ilk akla gelenin böceklerle beslenmek olduğunun altını çizen Bayram, “Bu çözüm yolu şuanda tabu gibi gelebilir. Ama insan açlığa en fazla 3-5 gün dayanabilir. Bugün kabul etmezsek bile açlıktan ölmemek için alternatif ürünleri kabul etmemizi sağlayacaktır” diye konuştu.

"DURUM İÇ AÇICI DEĞİL"
Hem Türkiye hem dünyanın gıda kaynakları penceresinden bakıldığında kötü bir tabloyla karşılaşıldığına dikkat çeken Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Tarımsal bazlı ürünler için zaman ve araziye ihtiyaç var. Ama arazi, su azalıyor. Hayvansal olarak düşündüğünüzde para, zaman, yem ihtiyacı söz konusu. Dünyadaki arazilerin daralması, kimyasalların yaygınlığı, su kirliliğine baktığınızda çözüm için farklı bir yol çizmemiz gerekiyor. Bugün gelinen noktada, Birleşmiş Milletler olsun, FAO olsun ilginç teşvikler veriyor. Mesela, böcek çiftliklerinin kurulması için teşvik veriyor. Çünkü böcekler hızlı büyüyor, doğaya dostlar. Bugün kabul etmesek bile insanlar 50 yıl sonra bu böcekleri besin olarak kullanmaya başlayacaklar. Popkorn, mısır patlağı gibi yemekte kullanım gibi zaten insanların kullanımına girmiş bu böcekler.”

"YA SAVAŞTA 1 MİLYAR İNSAN ÖLECEK YA DA BÖCEK YİYECEĞİZ"
Günümüz şartlarının aynen devamı halinde 50 yıl sonra beslenme sıkıntısının kaçınılmaz olduğunun altını çizen Prof. Dr. Bayram, “Bu durumda 9 milyar nüfusun Allah korusun bunun 1 milyarını savaşlarda azaltmamız gerekiyor. Bu çok insani görünmeyen bir konu. Bu olmayacağına göre diğer alternatifleri yaşama geçirmeliyiz” diye konuştu.
Böceklerin protein, mineral ve vitamin bakımından son derece zengin olduğunu dile getiren Bayram, “Böceklerin bir avantajı da 3 hafta gibi kısa bir sürede, hızlı bir şekilde yetişmesi. Bir kilo eti bir böcekten elde etmek istediğiniz zaman 2 kilo yem, bir kilo büyük baş hayvan eti için 8 kilo yem kullanmanız gerekiyor. Bununla ilgili 1994’den bu yana çalışmalar başladı. Bu konuda bölümümüzde çalışmalar devam ediyoruz” açıklamasını yaptı.

"PETROL DEĞİL, SU-GIDA SAVAŞI ÇIKABİLİR"
Dünyada yenilebilir bin 500 böcek türü olduğunu, Türkiye coğrafyasında ise bu türlerden 5’inin yetiştiğini kaydeden Bayram, ‘Kılkanatlı’ denen türler içerisinde yer alan bazı karınca, çekirge, ağustosböceği diye adlandırılan türlerin bulunduğunu ifade ederek, “Biz de bölüm olarak Türkiye’deki bu 5 tür üzerine çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bugün bu tabu gibi görünüyor. Ama 50 yıl sonra o yemeğin arkasından ‘afiyet olsun’ diyecek gibiyiz. Peki, bu konuda bir şey yapamaz mıyız? Tabii ki yaparız. Temel önlemlerden birisi doğanın dengesini bozmadan koruyabilmemiz. Yani, doğa ile dost olmamız. Çevreyi, su kaynaklarını hava kalitesini iyi muhafaza edebilmek. Tarım alanlarını kaybetmemek, köyden kente göçü bir şekilde durdurulabilmek bu konuda diğer yapılabilecekler. Çünkü bundan sonraki dönemde gıda oldukça stratejik bir konu olacak. Gelecek yüzyıldaki savaşlar büyük ihtimal gıdadan, sudan çıkacak. İnsanlar gıda kaynaklarını kaybetmeye başladıkları sürede, bir yerden yeni kaynaklar yaratmak isteyecek. Bunu savaşla yapmaya çalışacaklar. Geleceğin savaşları petrol veya başka bir şey üzerine değil, su ve gıda üzerine olacak gibi görünüyor. Kişisel olarak neler yapabiliriz bu konuda. En basit olarak, arabamızı mümkün olarak az kullanıp, yürüyerek sağlıklı kalabiliriz. Her damla suyu tasarruf edebiliriz. Daha az elektrik tüketebiliriz. Klimamızı daha az kullanabiliriz. Bilgisayarımızı gereksiz olduğu zaman kapatabiliriz. Hepsinden önemlisi de ağaç dikebiliriz. Yiyerek Nirvana’ya ulaşan insan olmadığını unutup, az yiyebiliriz. Yeni, yiyecekle mutluluk aramaya son vermeliyiz” değerlendirmesini yaptı.