Gaziantep'te İnşaat Mühendisleri Odası ev sahipliğinde bir araya gelen sivil toplum kuruluşları Nizip Kampı'nda yaşanan tecavüz ve sağlık konusunu masaya yatırdı. Toplantı sonunda, Baro ve Tabipler Odası Temsilcilerinin kampa alınmaması kınanırken, Tabipler Odası ve Baro'nun raporunun birleştirilmesi, kampların ilgili kuruluşların denetimlerine açık olması ve Nizip Kampı ile ilgili idari soruşturma başlatılması önerisi oy birliği ile kabul edildi. Baro Başkanı Bektaş Şarklı, kamplara yasal olarak giremediklerini söyleyen vahim bir iddiada bulundu ve "Beni Baro başkanı olarak içeriye almadılar, ama milletvekilinin şoförü olarak içeri girebildim. Bu kampları kim yönetiyor"dedi.

Toplantıda en hararetli tartışma, Kamplarda yaşanan olaylara Vilayetin ilgisiz kaldığı iddiasında yaşandı. Hamza Ağca ve Bektaş Şarklı, Vali Ali Yerlika'nın ve bazı yetkililerin kamp gerçeğini öğrenme konusunda kendileriyle temasa geçmediklerini söyledi. Söz alan Ökkeş Özekşi, Valiye ve Büyükşehir Belediye Başkanına durumun anlatılması gerektiğini söyleyerek görüşme talebinde bulunup bulunulmadığını sordu. Ağca ve Şarklı bu konuda Valinin adım atması gerektiğini söyledi. Sıtkı Severoğlu ise “Bizim böyle bir misyonumuz, amacımız ve hedefimiz yok. Bir araya gelip Valilikten ve belediye başkanından randevu almak gibi bir misyonumuz yok. Ben zaten sık sık Vali beyle buluşup görüşüyorum"dedi.

AĞCA: CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR BÜYÜK TEHLİKE

Ahmet Doğan Yardı'nın Moderatörlüğünde yapılan toplantıda konuşan Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Hamza Ağca, kamplarda cinsel yolla bulaşan hastalıkların yaygınlaşması sorunu olduğunu belirterek, ""Çünkü muayene edilen erişkin kadınlar, Nizip Devlet Hastanesine sevk ediliyor. Hastayı hastaneye getirip götüren görevlilerin bilerek veya bilmeyerek takip etmemesi sonucunda kadınların başka birşeyler yaptığına ilişkin duyumlarımız oldu. Bunun yanısıra hijyen şartları iyi değil. Çocuk istismarları oluyor bu kampta ve diğer kamplarda. Nizip kampında bu konuda direk bilgi aldık. Böylesi bir şehirde bu tarz olumsuzlukların görmezlikten gelinmesi üzücü. İdare yaşanan olayları görmezden geliyor, bu çok kötü birşey. İnsanlığa karşı sorumlu olan bir idarenin böyle yapmaması lazımdır. Bu notlarımızı kamuoyuna ilettik, il hıfsızsahha kuruluna bildirdik. Gaziantep Valiliğine yazdık. Biz istiyoruz ki bu durum incelensin, gereken tedbirler alınsın" diye konuştu.

KAYITLAR DÜZENLİ TUTULMALI

Kayıtların düzenli tutulmadığını söyleyen Ağca, "Bunu talep ettik. Sevk edildikleri Nizip Devlet Hastanesinde net verilerin olduğunu düşünüyoruz. Onlara da resmi yazı yazdık, enfeksiyon hastaları ve hastalıkların yanı sıra çocuk suistimallerine ilişkin işlemler konusunda bilgi istedik. Henüz geri dönülmedi. İnsanlarımızın sağlığını dikkate alarak bu sorunun çözülmesi gerekmektedir, idarenin sorumlu davranmasını sağlamamız gerekir.” şeklinde konuştu.

ŞARKLI: SURİYE'YE GÖNDERİRİM DİYE TEHDİT ETMİŞ

Gaziantep Baro Başkanı Bektaş Şarklı ise olayı basın yoluyla öğrendiklerini belirterek, "30’a yakın ailenin cinsel istismara uğradığı yönünde iddialarda bulunulmuştu. Sadece Jandarmayla görüşen ikna edilen başvuran 8 aile var. Bu 8 aileden bir ailenin babası şikayette bulunmuş, 5 çocuğun yaşı 5, 2 çocuğun yaşı 14, 1 çocuk 15 yaşında bunların hepsi erkek çocuğu. Hem jandarmada hem de çocuk izleme merkezinden ifadeleri alınmış. Temizlik görevlisi E.E’nin olayın kamuoyuna yansımadan 1,5 ay önce, istismarda bulunmak istemiş, ancak çocukların jandarmaya gideriz şeklinde zanlıya sözleri üzerine zanlının, ‘sizi Suriye’ye gönderirim, bana birşey olmaz demiş. 15 gün önce başka bir çocuğa 5 lira karşılığında istismarda bulunduğu iddia ediliyor. Dosyada bu yönde çocukların ifadesi var. Şahsın yargılanması sırasında karakolda ilk ifadesinde temizlik görevlisi olarak çalıştığını söylemiş. İfadesinin son kısmında pişman olduğu kayıtlara geçmiş" dedi.

ŞOFÖR OLARAK KAMPA GİRDİM

Kampların sivil toplum temsilcelerine açık olması gerektiğini belirten Şarklı, "CHP’li bir heyete danışmanlık için gittiğimde ilk kapıya geldiğimde sen içeri giremezsiniz listede ismin yok diye beni dışarıya çıkartmaya çalıştılar. Oradaki astsubaya kampta kaç kişi ver dedim bilmiyorum dedi. 4 milletvekillerinden birisi ismimi şoför olarak listeye yazdırdı, şoför olarak kampa girdim. Valinin müşaviri listede ismim olmadığından toplantıya katılamayacağımı söyledi. Listede ismim olmayanların olduğundan AFAD müdürü toplantıyı düzenlemedi, kamptan ayrılmak zorunda kaldık" diye konuştu.

ÖZEKŞİ: VALİ VE ŞAHİN'E DURUMU ANLATMAK LAZIM

Gazetemiz Yönetim Kurulu Başkanı Ökkeş Özekşi’nin bu tür yaşanan olumsuzluklar karşısında Vali Ali Yerlikaya ile Büyükşehir belediy Başkanı Fatma Şahin'in bilgilendirilmesi gerektiğini söyleyerek, "neler olup bitiyor en iyi siz biliyorsunuz, bununla ilgili olarak durumu Vali ve Büyükşehir Başkanına aktarsanız iyi olacak. Merak ediyorum bu konuda STK ve odalar olarak randevu talebinde bulundunuz mu "dedi. Bu soru üzerine Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Hamza Ağca ile Baro Başkanı Bektaş Şarklı, "Hayır ama bu kadar yaşanan gelişmelerden sonra Vali ve Belediye Başkanının bizden bilgi talep etmesi gerekir"dedi. Turizm Derneği Başkanı Sıtkı Severoğlu ise, “Bizim böyle bir misyonumuz, amacımız ve hedefimiz yok. Bir araya gelip Valilikten ve belediye başkanından randevu almak gibi bir misyonumuz yok" dedi.

SEVEROĞLU:KORKUYORUM

Severoğlu, "Bu kentte yaşayan demokratik kitle örgütlerinin biraraya gelmesi önemli. Biz buradan birşey çıkarmaya çalışıyoruz. Biz başka bir yere gidiyoruz. Değirmen gitti şakşakcısını arıyoruz. Oeğirmen gitmiş. Kilis'e gittik. Bombalardan evi zarar görenlerin evlerinde tesbit yapılmamış. Kilis'e gelen kaynaklar kamplara aktarılıyormuş. Kilis gidiyor. Havalimanının lojmanına bomba düşüyor, biz bunu falan mahalleye bomba düştü şekline getirmeye çalışıyoruz. Kafamızı kuma sokarak birtakım şeyleri saklayarak bu meseleyi çözemeyiz. Kampların durumu bu olduğuna göre, kentin içerisinde ne oluyor ne bitiyor, kentte durum ne acaba? Asayiş güvenlik problem var. Devlet kampta bulunanları kontrol edemez hale gelmiş. Bunların çözülmesi lazım. Her siyasi görüşten, bu kentin sağduyulu sahibi insanları, STK üyeleri birlikte söylemezsek bu ayrışma Türkiye'yi başka bir noktaya götürüyor. Yaşanmaz bir noktaya getiriyor. Bunlar görünen yüz. Devletin kontrol ettiği kamplar. Bu meseleye sahip çıkmalıyız. Saklanacak olursa bizi yarın çok kötü günler bekliyor. Geleceğimizle ilgili endişem var korkuyorum" diye konuştu.

ŞARKLI:VALİ BİZİ ARASIN

Bektaş Şarklı Özekşi'ye cevap vererek, "Vali Bey şunu yapamaz mı, suç duyurusunda bulunuyorsunuz gel bir çayımı iç diyemez mi? Valinin de sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Çok mu zor, Bektaş Bey ben senin çayını içeceğim demek zor mu? Vali de çok rahat şekilde bizleri arayabilir. Bu konuları Vali çözecek, sorumluluk onda.Vali çözemiyorsa Başbakan var, aile bakanlığı var" dedi.

KÜÇÜKOSMANOĞLU:BAŞIMIZI KUMA GÖMMEYELİM

Genel Sağlık iş adına konuşan Ercan Ercan Küçükkosmanoglu, "Bu işlerin bu noktaya geleceği belliydi. 4 yıldan beri Kilis'e gittim geldim, sağlık çalışanlarının zor durumlarını tespit ettim. Gaziantep Çocuk Dostu Şehir diye bir kavram yaratıldı bunun çok gerçekçi olmadığını düşünüyorum, sıkıntılar olduğunu görüyoruz. Okuma yazma bile bilmiyormuş. Siz kampa alıyorsunuz. İdari bir soruşturma açılması gerekiyor. Baskı unsuru yaratmak gerekiyor. Başımızı kuma gömmeyelim" dedi.

KALE:TARİH BİZİ YAZIYOR

Sevilay Çete Kale, "Çok daha kötü şeylere tanık olacağız. Bizi daha kötü şeyler bekliyor. Onun için birlikte olmamız en azından ortak paydaşta önce kentimiz ve bu ülke için gerekenlere hep birlikte karar vermemiz çok önemli. Demokratik kitle örgütlerinin ve STK'ların gücünü hafife almayın. Bunu Nurettin Yıldız'da gördük. Vali daha önce bomba patlamadan önce bir açıklaması vardı. Avrupaya ders veriyoruz, tarih bizi yazacak diye açıklama yapmıştı. Evet tarih bizi yazıyor. Vali bu konuyu gözardı ediyor. Ökkeş Bey'e söylüyorum Vali Beyle görüşsek de bir faydası olacağını zannetmiyorum. Hep birlikte bir basın açıklaması yapılmasını öneriyorum" dedi.

DEMİRCİ:KAMPLAR CEZAEVİ DEĞİL

Gaziantep Eczacılar Odası Başkanı İrfan Demirci, "İstismar olayları yanlızca Nizip kampında olmuyor. Ceyhan'da yaşandı, eğitimli biri tarafından yapıldı. Türkiye'nin dış politikasındaki sonuçları yaşıyoruz. STÖ'leri sığınmacı kampına alınmıyor. Bir Baro başkanı buna giremiyor. Ama Gaziantep'te resmi kurumların çatısı altında ne idüğü belirsiz kuruluşlar resmi toplantılara alınıyor. Bu insanlar kimdir, necidir benim ülkemde ne arıyor diye bunu sormamız lazım. Kampların direk ilgilendiren meslek odalarına denetimine açık olmalı. Cezaevi değil. Ayda 450 bin Suriyeli poliklinik hizmeti alıyor. Türkiye'de görülmeyen hastalıklar görülmeye başlandı. Oto kontrol mekanizmasının olması lazım" dedi.

AKSOY: KAPIDAN KOVSALAR, BACADAN GİRMELİYİZ

Gaziantep Kadın Sağlığı Derneği Başkanı Dr. Jülide Aksoy, "Biz bu insanlarla yaşamak zorunda değiliz. Bize kimse bu tercihi sormadı. Zorunda bırakıldık. İstihdamını sağlıyoruz, ama bizim sağlığımız elden gidiyor, bizim vicdanımızı kullanarak birçok şeyi yapıyorlar, ama biz vicdansız insanlar değiliz ama ben onlarla beraber yaşamak istemiyorum. Ben onların şu ülkenin içine verdikleri zararı çocuklarımın yaşamasını istemiyorum. 5 yıl sonra neyin içinde olacağımızı düşünemiyorum. Artık hayalim yok, çocuklarımın geleceğiyle ilgili. Kalbim acıyor, bu konular ortaya çıktıkça. Vali Bize birşey söylememiş olabilir, belediye başkanı söylememiş olabilir ama bizim biraraya gelerek bir baskıyla onlardan randevu talep etmemiz, randevu verilmediği takdirde de o kurumun önünde basın açıklaması yapmamız gerektiğine inanıyorum. Başbakandan, Cumhurbaşkanından da bakandanda randevu alalım. Aile hekimiyim. Sağlık hizmetlerini sonuna kadar alıyorlar. Onlar aşılansın da benim çocuğum hasta olmasın diye yapıyoruz. Kızamık çocuk felciyle karşılaştık kaç tane ölüm vakası yaşadık. Hamile bir kadın geldi hiç bir kaydı yok, belgesi yok. Karakoldan belge getireceksin dedim. STK'lar olarak sesimizi duyurmak zorundayız. Hiç kimseye küskünlük göstermememiz gerekiyor. Ökkeş Özekşi'ye katılıyorum. Vali ve Belediye başkanıyla görüşülmelidir. Randevu vermiyorlarsa, o zaman vilayetin önünde basın toplantısı yaparız. Yani Kapıdan kovsalar bacadan girmeliyiz" diye konuştu.

EROĞULLARI:14 YAŞINDA GEBELİKLER OLUYOR

Gaziantep Aile Hekimliği Derneği Başkanı Dr. Doğan Eroğulları, gelişmiş ölçütünün anne baba ölümleri olduğunu belirterek, "Maalesef ülkemizde bir süredir iyiye giden rakamlar özellikle bölgemizde geriye doğru gidiyor. Anne-bebek ölümleri konusunda maalesef elimizde veri yok. Suriyeli 13-14 yaşındaki çocukların evlenmesinde hiç bir engel yok. 14 yaşında gebelikler oluyor. Hızlı bir şekilde kampların görevlilerin denetimine açılması lazım. Bulaşıcı hastalıklardan tutun, anne bebek ölümlerine kadar ciddi sağlık sorunları var. Kampların sağlıkçıların ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının katkısına ve denetimine açılması gerekiyor" dedi.

ÖZEKŞİ:ANTEP ELDEN GİDİYOR

Ökkeş Özekşi, Vali ve Belediye başkanından randevu konusunun anlaşılmadığını belirterek şunları söyledi:"Randevu aldınız mı başvurdunuz mu derken aslında onu anlamınızı beklerdim. Temelin fıkrası gibi o beni tanımıyorsa bende onu tanımıyorum havasına girdiniz. Burada sivil toplum örgütü olarak varız. Bende kendi çapımla Gazetemle sivil toplum örgütüyüm. En iyisini yapıyorum, kimse burada kusura bakmasın. Gaziantep'te tek başına sivil toplum örgütlülüğünü Gaziantep 27 yapıyor. Her zaman varız. Sizin anlattıklarınızı yazıyorum. Bu şehri yönetenler değişti. Gaziantep değişti. Şehri yönetenler çok farklı düşünüyorlar. Yani şehri yönetenler şehri tanımıyor. Bu şehrin önemli insanları da Gaziantep'i tanımıyor. Sizde onları tanımak zorundasınız. Bu söylediklerinizi 30-35 sivil toplum örgütü kendi aranızda sunmanızı isterdim. Önce kendi aranızda bir bütünlüğü görün. Burada çok iyi bir strateji izlemeniz lazım. Vali'yi ben tanıyorum, siz tanımıyorsunuz. Bu işleri kamuoyuyla paylaşın önce kendi içinizdeki arkadaşları bilgilendirin, detaylandırın, strateji izleyin. Vali beyden randevu isteyin, vermesin. Fatma hanımdan randevu isteyin, versin vermesin önce bir ses verin. 15 günde ayda bir çıkın gerçekten Gaziantep'in durumu vahim. Her gün toplantı yapsanız yeridir, Gaziantep elden gidiyor. Biz bunu kendi aramızda konuştuk derseniz bir adım öteye gidemezsiniz"şeklinde konuştu.

SEVEROĞLU: BEN VALİ İLE HER ZAMAN GÖRÜŞÜYORUM

Bu sırada Sıtkı Severoğlu söz alarak, Tabipler Odası ve Baro'nun raporunun birleştirilmesi ve kampların ilgili kuruluşların denetimine açılması ve Nizip Kampıyla ilgili idari soruşturma başlatılmasını oylanmasını istedi. Baro ve Tabipler Odası temsilcilerinin kampa alınmaması kınayan Severoğlu, tartışmanın önemli noktalarından birisini oluşturan Vali ile STK'ların buluşup görüşmesi konusunda farklı yaklaşxım sergiledi ve kendisinin Vali ile sürekli konuştuğunu belirterek "Sayın Vali ile en kolay ulaşabildiğim yöneticilerden birisi, kentin her meselesinde arıyorum, konuşuyorum, birtakım meselelerde kent adına ilişkilerim var" dedi. Meral KINACILAR