Tekvando Kimin Umrunda Avrupa Tekvando Birliği (ETU) tarafından Portekiz'in Porto şehrinde düzenlenen ve 45 ülkeden 418 sporcunun katıldığı Avrupa Gençler Tekvando Şampiyonası'nda Türkiye, 3 altın, 2 gümüş ve 5 bronz madalya kazanarak erkeklerde Avrupa Şampiyonu olurken, Bayanlarda Avrupa dördüncülüğü elde etti. Genel klasmanda İtalya birinci olurken, Türkiye ikinciliği elde etti. Rusya üçüncü, İspanya ise dördüncülüğü kazandı. Hani çok da umrumuzdaydı. Şampiyon olmuşlarsa olmuşlar kim duydu ki? Hem bundan önce de başka başka şampiyonlarımız vardı futbol dışında... Futbol, Basketbol, birazcık Voleyboldan başka bizim sporumuz yok ki!.. Hatta onları da şirin göstermek için "12 Dev Adam", "Potanın Perileri" ve "Filenin Sultanları" gibi sevgi dolusu sözcükler kuran biz değil miydik? Acaba diğerleri için de "Kortların Lordları" gibi bazı sözcükler mi üretsek... "Masanın Paşaları" eh o da fena değil... Gerisi sizin zekanıza kalmış... Terim - Gerilim "Zirvede rüzgarlar sert eser!" sözünün büyük devlet adamı Fatih Sultan Mehmet Han'ın Hocası Akşemsettin'e ait olduğu söylenir. Ne güzel de söylemiş ama değil mi? Bu ülkedeki en iyi teknik direktörün işine nasıl son verildi hepiniz gördünüz. Hemen adamı kapının önüne koydular. "Çünkü hiçbir başarı cezasız kalmaz" da ondan. Acaba rakiplerinin hepsi bir araya gelse, "bu Galatasaray'ı bölelim ve gidişatını engelleyelim ama nasıl yapalım" diye şeytanın avukatlıklarını yapsalar, bundan daha iyi senaryo kurabilirler miydi? Evet, Galatasaray kaybetti ancak Milli Takım kazandı bence. Umutlarımız biraz olsun devam ederken, Fatih Terim'le oluşacak derin bir yapılanmaya ne kadar da ihtiyacımız var. Ben inanıyorum ki uzun soluklu bir yatırımla, Türk Futbolu kısa bir sürede çok rahat ayağa kalkacaktır. Terim ve gerilim başlığını sadece uyaklı olsun diye yazmadım. Ünal Aysal acaba Ali Şen'le birlikte yemek yemiş midir ne dersiniz? Kanarya Uçmayı Öğrendi Evet, rakipler sahanın dışında "harmandalı" oynamaya devam ederken, Kanarya Ankara'da "tek tek geçerekten bade süzerekten" şarkısı eşliğinde kazanmaya devam ediyor. Aziz Yıldırım'ı en son gülerken yakalayan basın mensupları, Fenerbahçe'nin bu sessiz ve derinden gidişini anlamaya çalışıyorlar. Daha düne kadar olumsuz senaryolarla TV programlarını işgal eden Kanarya, bu sıralar şen şakrak ötüşüne devam ediyor. Son 15 dakikada çok farklı olacak olan maç tehlikeli bir sonuçla da bitebilirdi. Maç sonunda hakeme yüklenen Cavcav'ın anlattıklarının, stadın az ilerisinde oynanan basketbol maçıyla ilgili olduğu çok ama çok geç anlaşıldı... Sahiden Kazandık mı? Bir bankada güvenlik görevlisi olarak çalışan bir dostla konuştuğumuzda Bülent Uygun hakkında "Onun elinden gelen ne var ki? Hoca ne yapsın?" dedi. Evet, herkes Gaziantepspor'un aldığı sonuçlara inanamasa da hocaya pek bir şey demiyor sanırım. Ben de bu konuda hemfikir olanlardanım. Hani, "un var şeker var helva yapsana" denilecek bir takımla ancak yeni yeni çalışmaya başlayan Bülent Uygun'a, herkesin ama herkesin destek olması çok önemliydi ve istifasının kabul edilmemiş olması da bunun göstergesiydi. Sahada yürüyerek oynayan ve neredeyse ligin son haftalarındaymış gibi görüntü çizen futbolculara gerekli ültimatom da bu şekilde verilmiş oldu. Gaziantepspor'un en önemli eksikliğinin oyun kurucu olduğunu düşünüyorum. Bekir Ozan ve Haris bu işin üstesinden gelemezler. Yeni alınan Stiliç'i bekleyip görelim... Ancak Karabük maçının 2. yarısındaki oyun bile LİG için yeterli bir oyun değildir. Gaziantepspor'un çok daha iyisini yapabilecek futbol kültürünün olduğunu düşünüyorum. Ancak şehrin takıma sahip çıkıp tribünleri doldurması, yönetimin biraz daha gerekenleri yapması, futbolcuların pabucun pahalı olduğunu anlaması, hocanın da bir an önce sihirli değneğini takıma değdirmesi şart... Haksız mıyım?