Günümüzde iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle önemli bir boyut kazanan sosyal medyada markaların başarısızlık nedenleri ve çözümleri neler?

Dijital dünyanın gereksinimlerini, yaratıcılıklarını, analitik bakış açılarını hem marka hem de marka çalışanları tarafından ele alan Red and Grey Media Kurucu Ortağı Furkan Reis, sosyal medyada markaların başarısızlık nedenlerini anlatıyor.

Furkan Reis’in “Sosyal Medyada Markalar Neden Başarısız Olur? Çözüm Nedir?” başlıklı yazısı:

Özellikle çok büyük hacimli sosyal mecraların hayatımıza girmesi ile birlikte içerik markalar için çok büyük bir başlık haline geldi. Hala bunun farkına varamamış marklar var. Ancak bu yazıda bahsedeceğimiz konular bu markalara değil, bunun farkına varıp ne yapacağını, nasıl yapacağını düşünen markalara yönelik.

Tüketici, müşteri, hedef kitle... Hangi kategoriden bakarsanız bakın karşınızda insan var. İnsanların deneyimleri ise büyük medya hamleleri ile değişiyor. Örneğin Facebook’un yaş ortalamasının giderek yükselmesi, Instagram’ın kullanıcı sayısının artması bu medya hamleleri ile oluyor.

Facebook’a ilk girdiğiniz zamanı düşünün, ortaokul arkadaşınızı bulduğunuz zamanlar. İşte o zamanlar piyasada dönen içerik sayısı daha azdı ve kullanıcının içerik tüketimi daha toleranslıydı. Artık o kadar çok içerik var ki kullanıcılar bir içeriğe 2 saniyeden fazla zaman vermiyorlar. Bu da bizi iyi içerik üretmeye zorluyor.

Sosyal medyada içerik üretmenin genel hedefleri arasında; potansiyel müşteri yakalama, marka bilinirliğini ve farkındalığını artırma, sadakat, farkındalık, marka bağlılığı gibi kavramlar var. Bunları yakalayabilmenin ilk kuralı “Müşteriye yakaladığı yerde tanıtım yapan marka” tanıtımından çıkmaktır.

Tüm ekranlarda tanıtım gören tüketici sosyal medyada her ne kadar markaların hayatına girmesine izin verse de abartan markayı anında çıkartıyor. Bu sebeple markaların iletişim rengini tanıtımdan iletişime çekmesi gerekiyor.

Hedef kitlenin hayatını anlayıp o hayata stiline girebilen, paylaşmak isteyeceği içerikler üretebilen, beğenmekten imtina etmeyeceği görece az tanıtım içeren içerikler üretmek kullanıcının markamızla etkileşime geçmesinin altın kuralı.

Sosyal medya başka hiçbir pazarlama enstrümanının sahip olmadığı çift taraflı iletişim kabiliyetine sahip. Bu özelliği bir kenara bırakıp eğer sosyal medyayı billboard gibi kullanmaya başlarsanız kullanıcıların markayla bir bağ kurmayacağını tahmin etmek çok zor değil.

Çözüm iletişimden geçiyor. Sohbet eden, cevap veren, seviyeye inen ya da çıkan, anlayışlı, sempatik bir havaya bürünen markanın sosyal medyada yolu açık.