Sosyal medyada hesap oluşturmak, bilgileri güncellemek hem basit, hem de bedava. Burada bireyler sadece birbirini etkilemeye yönelik paylaşımlar gerçekleştirmiyorlar. Sayfalarda yalnızca bilgi paylaşımı sağlanmıyor. Nitelikli olmaları ve sayılarının her geçen artmasıyla toplumsal dinamikleri ve yaptırımları tartışılmaz olan sosyal medya siteleri İlk bakışta sadece 'sosyalleşme aracı olarak görülse de, gerek organize suç örgütlerin, gerekse bireysel suçları tetiklemede öncü rolü oynuyor. Örgütlerin odağında birincil hedef sosyal medya kullanıcıları bulunuyor. Çünkü sosyal ağlarda 24 yaş altında kullanıcı sayısı % 33 dür.

Gençler bu örgütlerin mercekleri altındadır. Hem eleman devşirmek, hem de temin edilen piyonlar sayesinde kamu güvenliğini tehdit etmek adına tüm teknolojik gelişmeleri yakından izliyorlar. Dolayısıyla terör örgütlerinin propaganda yapmaları kolay olduğu gibi denetimsiz oluşu da kamu güvenliğini de tehlikeyi artırmaktadır.

Bir yandan bilgi kirliliği, diğer yandan da yasa dışı örgütlerin odağındaki vatandaşların kişisel bilgileri de elde edilmekte, adeta ortalığa saçılmaktadır. Nitekim sosyal medyadaki suistimalini fark eden İngiliz hükümetine bağlı Dijital İletişim ve İstihbarat Kurumu GCHQnun başkanı Robert Hanngen facebook ve twitterı teröre yardımcı olmakla suçluyor. İngiliz ekonomi gazetesi Financial Timesa bir makale yazan İngiliz istihbarat şefi Robert Hannigen, terör ve suç örgütlerinin 'kumanda ve kontrol ağı' olarak sosyal paylaşım siteleri Facebook ve Twitterı kullandığını iddia ediyor. ABD merkezli Facebook ve Twitterın 'özel hayatı koruma' gerekçesiyle, istihbarat örgütleriyle bilgi paylaşmaya yanaşmadığını belirtiyor. Terör ve suç örgütlerinin 'özel hayatı koruma' gerekçesinden faydalanarak, Facebook ve Twitterı 'kumanda ve kontrol ağı' olarak kullanmaya başladığını iddia eden İngiliz istihbarat şefi Robert Hannigen, Facebook ve Twitterın 'rahatsız edici bu gerçek'le yüzleşme zamanının artık geldiğini ifade ediyor.

Özel hayatın 'mutlak hak' olmadığını savunan İngiliz istihbarat şefi Hannigen, işbirliği yapmaya yanaşmayan ABD teknoloji şirketleri Facebook ve Twittera yasal düzenlemelerle sınırlandırma getirilmesi gerektiğini söylüyor. Hannigen, İngilterenin üzerinde çalıştığı yeni yasanın, teröristleri izleme ve takip etme yetkisini istihbarat birimlerine vermesi gerektiğini de ileri sürerek, sosyal medyadaki başı bozukluğun yaratacağı tahribatı fark edip gerekli uyarıları yapması tehlikenin ne denli büyük olduğunu anlatmaktadır. Tedhiş ve terör denen olgunun mantığı aslında insanları sadece öldürmek, bombaları patlatmak değil, bunları yaparak ve bunların tanıtımını halka, kitlelere ulaştırarak korkutmak. Eğer siz bin kişiyi öldürdünüz, bunu kimse duymuyorsa bu terör eyleminin gerçek amacına ulaşmasına izin vermez.

Bunun için sizin medyaya ihtiyacınız vardır. Sosyal medya da bunun için vardır.Terörizm, hele siyasal nitelikli olduğu zaman terörizm deniyor. Siyasal nitelikli şey, ona terörizm dediğimiz şey mutlaka yapılan eylemin bilgisini karşı tarafa ulaştırılmasını gerektiriyor. Tepkinin oluşması ile birlikte terör amacına ulaşmış oluyor. Bunun ötesinde mesela reklam yapmalarına fırsat veriyor. Yani ideolojilerini anlatmalarına fırsat veriyor. Ondan sonra insanlar sizinle ilgilenmeye başlıyor. Eylemlerinizi devam ettiriyorsunuz ve kendinizi anlatıyor, kendinizi kahramanlaştırıyorsunuz.

Hiçbir zaman eylemi yapan, bombayı yapanlar 'biz kötüyüz demiyor. Bilakis kendilerini çok kutsal amaçlarla tanımlıyorlar. 'Biz aslında bunu yaptık ama bize neler yapıldı, biz çok mağduruz gibi temelde insanların ruhunu bozup, demagoji yapıyorlar. Gençlerin kafasını bulandırıyorlar. Çünkü sosyal medya denetimsizdir. Kontrolsüzdür. Suç örgütleri portallarda gençleri hedef almakta ve terör yeniden hortlatılmaya çalışılmaktadır.