Haftayı ülkemiz talihsiz bir maden kazası ile atlattı.

Yüreğimiz yandı, son yılların en büyük felaketine şahit olduk.

Türkiye tarihin en büyük maden kazası yaşanmış oldu an itibariyle 284 maden emekçisini kaybettik.

Soma kömür madenlerinin çok olduğu bir bölgemiz, hani sosyal yardım kuruluşlarının belediyelerin bedava dağıttığı kömürlerin çıkartıldığı yer.

İnsanlar geçimlerini madenlerde çalışarak sağlıyor.

Maden işçiliği dünyanın en zor işlerinden biri...

Yerin yüzlerce metre altında dağları delerek ekmeklerini kazanıyor insanlar...

Şartlar zor olunca iş riski çok olunca küçücük ihmaller büyük kazalara felaketlere sebebiyet verebiliyor.

Kazanın şakası yok büyüğü küçüğü de yok ancak alınan tedbirler, önlemler ne kadar fazla ise olaydan etkilenme can ve mal kaybı o kadar az oluyor.

Soma maden kazası oldu...

Geriye dönmek o canları kurtarmak yanan yüreklerin acılarını dindirmek mümkün değil..

Ancak ileride olabilecek kazaların ve can kayıplarının önüne geçmek mümkün.

En önemli sorun; en son teknoji kullanılmış olsa dahi insan gücünün ortadan kalkmaması. Siz insan olmadan o madenlerden kömür çıkartma şansına sahip değilsiniz.

Öncelikle çalışan insanların emeklerine ve can güvenliğine önem verilmesi gerekiyor.

Kazanın olduğu maden sahibi "kömürü en ucuza mal eden patron" konumunda nasıl olacak bu insan gücünden çalarak ...

Emeği ucuza mal ederek ve alınması gereken önlemleri almayarak. Devlet ve patronlar taşeronla daha ucuz insan gücüyle ucuz kömür çıkartıp bedava dağıtmak yerine önce emeğe saygı gösterecek.

Çalışanın emeğinin karşılığını verecek, onun canını koruyacak uzun yıllar çalışması mesleki hastalıklara yakalanmaması için tedbirler uygulayacak.

İşlerine gelmese de bedava kömür dağıtmak yerine ihtiyaç sahiplerine kömürünü alacak imkanlar sağlayacak.

Onca acının içinde SOMA’da akıllarda kalan Sn. Başbakan’a gösterilen tepkiler ve onun göstermiş olduğu refleksler ile danışmanının eylemci bir gence attığı tekmelerdi.

Her ne olursa olsun Sn. Başbakan oradaki insanların acılarını paylaşmak için gelmişti onu rencide edecek yaklaşımlarla protesto edilmemesi gerekirdi.

Sn. Başbakanın da onca acılı insan içinde provakatörler dahi olsa biraz daha sakin ve anlayışlı davranması gerekirdi.

Sn. Başbakan son zamanlarda gergin ve bu gergin hali Türkiye’nin her kademesine sirayet ediyor.

Tekmeci danışman, dayakçı korumalar saldırgan bakan ve milletvekilleri bu ruh halinin en belirgin göstergesi.

Allah aşkına bu atmosferde danışman ve korumalarının yapmış olduğu hareketler kabul edilir cinsten mi...

Biraz imam ve cemeat deyimi geliyor akıllara ama böyle olmamalı. Soma’lı bir annenin şahit olduğumuz çığlığı haklı "biz bu kadar acıya katlanıyoruz da Sn. Başbakan bir çocuğun hareketine mi katlanamıyor..."

Hani geçenlerde cemaatçiler için kullanmış olduğu cadı avı söylemi vardı ya, sanırsınız Sn. Başbakan ve ekibi SOMA’da " O AVA" çıkmış gibiydiler.