Boşuna dememişler: Bir insanın karakteri, üç ortamda belli olur derler… İçki masası, kumar masası ve seyahat diye söylenir. Daha birçok ortamda da belli olur ya, öyle demişler. Bence içki içilmese de, bir yemekte bir araya gelmek, az çok belli eder, o masayı paylaşan kişilerin karakterini. Ve eğitim, görgü ve nezaket düzeyini. Cömertliğini, cimriliğini, temizlik anlayışını ve dostluğa verdiği önemi, yemek ve içmekte, zevk anlayışını… Kimi insan, iştahı yokmuş gibi oturur sofraya. Bu tavrının, karşısında oturan kişiden kaynaklandığı hissini verirse, onun da iştahını kaçırır, sofrada sanki zehir yenir. Kimi insan boş boğazdır, sofrada çok ve tatsız şeyler konuşur… Sofra adabının, kalitesini bozar. Yemek boğazda düğümlenir, yutma zorlaşır, yemek azap haline gelir. Bazıları da sofrada tavır ve hareketleri ile ve yemek yeme tarzıyla, karşısındaki insana, değer vermediği hissini verir. Onunla ilk ve son defa yemek yediğinizi hissedersiniz… Birlikte yemek yenilen bir yemek masası, bir sofra, paylaşmanın veya hiçbir şeyi paylaşamamanın ortaya çıktığı, küçük bir arena ve küçük bir dostluk sınavıdır. Bazen tekrarı olmaz, bazen de yıllarca devam eder. Bir dostluğun ömrü, bazen bir sofrada yenilen yemekte biçilir. Çünkü genel olarak o sofrada derin bir muhabbet vardır. Yemekte içki de içiliyor ve yeterli zaman da varsa, aile hayatından pasajlar ile iş hayatından takıntılar, duygusal konular derken, şuur altı, şuur üstüne epeyce çıkar. Dinleyenlerin anlattıkları ve anlatmaktan vazgeçtikleri konular, anlatılanlarla çeliştikçe, aradaki dostluk ve tanışma bağları, için için kişileri birbirinden soğutur, ipler gizlice gerilir ve kopar… İplerin koptuğu, genelde sonraki günlerde anlaşılır. O yemekte fazla renk verilmez, fakat konuşmalar akıldan çıkmaz. Bazen de tersi olur, kırk yıllık dostluğun temeli bir yemekte atılır. Eğer konudan konuya geçen kişiler, birbirlerinden hiç sıkılmaz, kahkahaların hepsi içten ve yalansız, iltifatlar inandırıcı ise… Bazıları da sofrada çok az konuşurlar, hatta sadece dinlerler. Sır vermemek ve pot kırmamak, ya karakterleri, ya da taktikleridir. Yine de açık verirler, akıllı insanlar onların gizli niyetlerini anlarlar. En doğrusu, sofrada, ne çok konuşmalı, ne de suskun durmalı. Olması gereken kadar da açık sözlü ve nazik olmalı… Sohbet, yemeğin yanında zevkle dinlenilen müzik gibi olmalı… Bir sofrada birlikte yemek yenilmesi önemli bir paylaşmadır. Sofranın artısı, eksiği ve hesabı, paylaşıldıkça, sofranın değeri artar. Cömertlik, her sofrayı zenginleştirir, her sofraya yakışır. Cimrilik ise, her sofrayı fakirleştirir, hiç bir sofraya yakışmaz. Mutlu sofralar dilerim. Kalın sağlıcakla. Erol Güngör arşivinden (25.10.2007 tarihinde yazılmıştır)