Düzbağ'da kaldığım iki yıl sağ sol kavgaları, soruşturma ve mahkemelerle geçmişti. Devrimci örgütlerin eylemleri gün geçtikçe daha fazla yoğunlaşmaktaydı. Elbistan'ın Nurhak kasabasından üniversite öğrencisi bir ağa çocuğu devrimci örgütlerle bağlantılı bazı grupları Nurhak'ta barındırıyordu. Bu gruplar Düzbağ ile Nurhak arasındaki Engizek Dağlarını kurtarılmış bölge ilan etmişlerdi. Düzbağ bu kurtarılmış bölgenin güney sınırı üzerindeydi.

Devrimci liderlerden Sinan Cemgil ve dört arkadaşı rehberlik etmesi için Düzbağ'da yaşayan bir adama on bin lira vermişler. Yanlış hatırlamıyorsam haziran başlarıydı. Düzbağlı vatandaş bu beş kişiyi gece yarısı kasabanın içinden, kaldığım evin önünden geçirerek komşu İnekli köyüne kadar götürmüştü. Beş devrimci ekinlerin arasına saklanmışlar. Narlı-Gölbaşı arasındaki tren hattına trenin geçişi sırasında sabotaj yapacaklar.

Bir sabah kalktığımda olayı bekçilerden öğrendim.

Sinan Cemgil ve arkadaşları İnekli köyü kırsalında ekinlerin arasına gizlenerek trenin geçmesini beklerken koyun otlatan iki çocuk bunları görüyor. Çocuklardan birisi muhtara haber veriyor. Muhtar da Pazarcık jandarmasına duyuruyor.

Kısa sürede olay yerine gelen jandarma ile devrimciler arasında çatışma çıkmıştı. Sinan Cemgil ve üç arkadaşı olay yerinde ölü olarak ele geçirildi. Birisi yaralı olarak kaçmıştı. Yaralı devrimci de Düzbağ yakınlarındaki çalı ormanında, sırtını bir ağaca dayayarak ölmüş halde bulundu.

Sinan Cemgil ve arkadaşlarına rehberlik eden Düzbağlı ben oradayken bir otobüs kazasında hayatını kaybetti.

O günlere sadık kalan sol kesim Sinan Cemgil ve arkadaşlarının yasını hala tutmaktadır.

Düzbağ her açıdan beğendiğim ve çalışmak istediğim bir kasabaydı ama sağ sol kavgaları nedeniyle cazibesini kaybetmişti. İkinci yılda atamamın Gaziantep'e yapılmasını istedim. Sonuçlar belli olduğunda atamam yapılmıştı.

Hoşça kal Düzbağ…