Hemen hepimizin günlük hayatta sıkıldığı, moralinin son derece kötü olduğu günler olmuştur… Her birimiz farklı şeyler yaparak bu durumu ortadan kaldırmağa çalışırız…
Kimileri ise içine kapanır kimseye tek laf etmeden somurtur durur, kimileri açık havaya çıkar, ormanda gezer, arabaya atlayıp kentin gürültüsünden uzak bir su kenarına veya göle gider, saymakla tükenmeyen şeyler yaparız…
Sakın içinize kapanıp kendinize ve dünyaya küsmeyin… Lütfen her şeyle barışık olun… Dün bende aynı duyguları yaşadım, yani sıkıldım… Ne yapacağıma karar vermeden yaz aylarında kullandığım bisikletime binip kent merkezinde bir tur attım bir basın işçisi olan “Güney kardeşim” çay içmeyi teklif etti kabul ettim… Çünkü Güney'i görünce hep adaşı olan yeğenim Güney aklıma geliyor… Özel yaşantımıza daha fazla girip sizleri de sıkmayalım… Bisikleti bırakıp arada yaptığım gibi araban ilçemiz yolu üzerindeki alışveriş merkezinde bu krizde alış verişe değil koridorlardaki çoğu insan gibi gezinmeye gitmiştim, mağaza vitrinlerine göz atacaktım… Gıda satılan bölüme doğru yürüyünce tam koridorun ortasına dizilen panolarda 1900 lü yılların orijinal ölçüdeki gazetelerinin sergilemişlerdi… Tamamını okumak mümkün olmadığından bir kaçının başlıklarını okuyup fotoğraflarını çektim, bu benim için çok önemli bir sergiydi, sıkıntıyı kısa yolculuk ve sergi birazını alıp götürdü… Bugün yazmak istemesem de bu sergiyi, bakmak değil görmek isteyenlere duyurmak sanat ve geçmişe verdiğim önem için sıkıntılara son verir diye bilgisayarın klavyelerine dokunmağa başladım… Uf, püflerle yazıyı toparlayıp fotoğrafı hazırlarken bir telefon ve sana birini veriyorum dedi kim? Diyemeden verdi… Karşımdaki ses tanıyamadın değimli derken tarife başladı, başımda sürekli beyaz şapka belimde “Simit Wesson” olan birisiyim, deyince hemen tanıdım… “Bizim Baykal'dan başkası değildi…” Görev yeri Maarif Meydanıydı oradan geçen her sürücü ve yaya mutlaka tanımıştır, görevini son derece seven ve görevi sırasında yaya ve sürücülere eğitim veren arkadaşımıza hoş geldin diyoruz… Trabzon'da görev yapıyordu, şimdi Kilis'te görevdeymiş… Kısa konuşup gülüşmemiz ve yazmak sıkıntılarımı atmama neden oldu, yeniden hoş geldin Baykal… “Adını hiç unutmadım Baykal, iyi ki Soyadın Deniz değil…” Dünün sözü: “yaptığı işten alkış isteyen ıslığa da katlanır…” Bu gazete ve her gazeteyi “okuduktan sonra” lütfen okunacak bir yere bırakın… Hiç bir yazının “son kullanma tarihi yoktur…”
[email protected]