Bu takımın civisi çıkmış…

Cep delik, cepken delik… Dümensiz gemi misali ne yaptığını bilmeyenler ordusu sahada. Lider yok, komuta yok, disiplin yok.

Sahada sorumluluk alıp, oyunun rengini değiştirecek adam sıkıntısı var. Herşey biraz Olcan'ın ayaklarına bakıyor ve biraz da İvan'ın yeteneğine…

Kafasını kaldıran ya ne yapacağını bilmiyor, ya da Olcan'ı arıyor… Bu takım Olcan'a kalmışsa ne edelim ?

Kimin nerede oynadığı belli ama, nasıl oynadığı belli değil.

Şenol ve Elyasa bu takımın stoperi olmuş. Bunların aslı; bek oyuncusu !.

Varlık içinde yokluk çekiyoruz. Tesbinin imamesi yok !. Dağılmışız yani !

Futbol için ne yazalım ?

Sahanın içinde futbol adına bir şey yok. Ancak yeşil sahanın dışında o kadar çok şey var ki… Gaziantepspor adı ne yazık ki spor ile anılmıyor son günlerde. Spor dışı ne varsa biz de var !.

Yazar oldum olalı böyle zulüm görmedim !.

Murat Ceylan'dan bahsediyorum.

Maçı nasıl kartsız bitirdi anlamış değilim. Nasıl sahada 90 dakika kaldı Abdullah Ercan'a sormak lazım. Herhalde ceza verdi Ceylan'ın kötü oyununa. "Oyna biraz daha da belki utanırsın !"

Abdullah Ercan'ı severim. Hem futbolcu olarak, hem de teknik adam olarak. Ama üzülüyorum şimdi… Yazık ediyor hem bize, hem kendine.

Berberliği bizim başımızda belliyor. Yaptığı her oyuncu değişikliği tam bir hatalar zinciri. Anlamsız ve katkısız !.

Muhammed'e ne demeli ?

Adama derler "Sıçan olmadan çuval dibi delme" diye… Oyundan alınması hata ama çıkarken protestosu ve alkışı tam bir gençlik hezeyanı.

Daha dur bakalım, ne oldun ?

Berabere kaldık ve deplasmandan bir puan aldık.

Bana takımımı ve kentimi geri verin, puan sizin olsun…