KRAL'DAN ÇOK KRALCILIĞIN PANORAMASI Recep Tayyip Erdoğan kendini üstlendiği role öylesine kaptırmış olmalı ki, Beyaz Saray yetkilisi tarafından "Fazla askerileşmeyin" sözleriyle uyarılmış ve dikkati çekilmiştir. Sırtından sürece itelenen Türkiye açılan Suriye cephesinde de yalnızlaştırılmış, batılı gringolar ve katiller tarafından ortada bırakılmıştır. Komşularla "Sıfır Sorun" politikası "Tümden Sorun"a dönüştürülmüş. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihi boyunca, çok uluslu emperyalist projelerle tamamen örtüşen ancak Türk Devletinin çıkarları, uluslar arası saygınlığı ve güvenliğiyle tamamen tezat ve uçurum içeren bir hariciyeci mantığıyla dış misyonda iflası yaşama noktasına gelmiştir. Dört tarafı düşman kamplarıyla sarılmış olan Türkiye, bir yalnızlar adasına dönüştürülmüştür. TÜRK ORDUSUNUN YAPAMADIĞINI MISIR ORDUSU YAPMIŞTIR Demokrasiye geçiş ve normalleşme manevraları için Mısır'da ise kendisine verilen olanağı iyi kullanamayan ve AKP'yi rol model olarak kabul eden yeni bir diktatoryal süreci oluşturmaya çalışan Mursi, tez elden alaşağı edilmiş ve muhtemel bir iç savaşa verilmiş Mısır ordusu azınlık diktasını yıkmayı başarmıştır. Bir anlamda Türk ordusunun düştüğü emperyal tuzağı gören ve bu durumdan Mısır Devleti ve Mısır Ordusu adına gerekli dersleri çıkaran Mısır'daki milli güçler Türk ordusunun yapamadığını Mısır'da sürece müdahale ederek yapmışlardır. Türk Devletinin bugün sürüklendiği karanlık noktayı kendi içinde gören Mısır ordusu, mevcut hükümeti bu karanlık gidişatın dışında tutmayı başarmıştır. AKP'nin Türkiye'ye reva görerek uyguladığı acı reçete ve şimdilik kaydıyla başardığı siyasal taktikler Mısır'da geri tepmiş ve AKP'nin akıl hocalığı Mursi'ye pahalıya patlamıştır. Binlerce taraftarını sokağa dökmek üzere teşvik eden ve sonu belli bir maceraya alet eden Mursi, dökülen kandan en az ordu birlikleri kadar sorumludur. Yıllar sonra 12 Eylül sorulduğunda askeri müdahalenin lideri Orgeneral Evren'in '' İhtilal'in kanunu olmaz '' sözleri Mısır'daki müdahalede sözün bittiği yerdir. El-Ezher Şeyhi ve Kıpti Kilisesi başta olmak üzere Mısır'daki belli başlı siyasi partilerinde desteklediği ordu müdahalesi, Tayyip Erdoğan'ın proje ortağı Suudi Arabistan ve Filistin'deki müttefiki Hamas tarafından da desteklenmektedir. Mısır konusunda da tıpkı Suriye meselesinde olduğu gibi beklediği uluslar arası desteği bulamayan ve giderek yalnızlaşan AKP ve R. Tayyip Erdoğan BM'i göreve davet etmiş ve kendisinin olmayan bir savaşın çığırtkanlığını yaparak uluslar arası devletçilik oyununda gülünç duruma düşmüş. Düşüş bununla da sınırlı kalmamış, Mısır'daki ordu müdahalesini Amerika'nın ve İsrail'in tertiplediğini söyleyerek, İsrail devleti sözcüsü tarafından en hafif tabirle "saçmalamış" Beyaz Saray sözcüsü tarafından ise "tehlikeli söylemlerinden" dolayı ikaz edilmiştir. İşbirlikçi – Sünnici AKP'li hükümet Cumhuriyet tarihi boyunca hiçbir yönetimin yapmaya cesaret edemediği düşmanlıkları organize ederek, Türk Devleti'nin kaderini kömürle yazmayı başarmıştır.