Yaz mevsiminde iyiden iyiye alıştığımız şu günlerde dolaplarımıza su şişeleri koymaya, buz kalıplarını doldurmaya, soğu su sebillerini çalışır vaziyete getirdiğimiz şu günlerde, sosyal medyada gezinirken gözüme çarpan oldukça ilginç bir konuyu bu haftaki yazımda sizlerle paylaşmak istedim.Düşünsenize kavurucu bir sıcaklık yaşadığımız bir Ağustos gününde Gaziler Caddesinde alışveriş yaparken sıcaktan bunalmışken, çantanızdaki mini termosta bulunan sıcak suyu çıkarıp içiyorsunuz. Su kaynıyor, Antep kaynıyor, sıcağın üstüne daha bir de sıcak su içiyorsunuz…Bu yazıyı ben okusam, bizzat ben de şu yorumu yapardım; “Arkadaşım manyak mıyım da 40 derece sıcakta yüreğim yanarken kaynar su içeyim.” Evet, bu cümleyi kurduğunuzu duyar gibiyim sanki. Çinliler bu yukarıda yazdığım olayın aynısını yapıyorlar. Adamlar yaz, kış demeden her an yanlarında sıcak su bulundurup, ya suyu sade olarak, ya da hafif yeşil çay ile içiyorlarmış…Çinde bir restorana gittiğinizde önünüze ilk sıcak su gelirmiş. Bu sıcak su hastalığının nedenlerini artık sizinle paylaşmalıyım, biliyorum merak etmeye başladınız. Vücudumuz için gerekli olan şeylerin %99unu midemiz sayesinde alıyormuşuz. Yediklerimiz ve içtiklerimiz bizleri fiziksel ve ruhsal olarak o kadar etkiliyormuş ki, acı yememiz bizi daha agresif, tatlı yememiz ise bizi daha mutlu kılıyormuş. Bazı bilim adamları midemizin 2.beynimiz olduğu görüşündeymişler. Vücudun ihtiyacı olan her şeyin ilk adresi olan midemizin sağlıklı çalışmasına en iyi gelen şey, sıcak su imiş…Sıcak su neden bu kadar önemli? Binlerce yıldır yemek kültürlerinin bir parçası olan sıcak suyu yanlarından hiç eksik etmeyen Çinlilerin yine bir bildiği varmış demek ki…Midemiz vücudumuzda bir nevi fırın işlevi görüyormuş. Midemiz yediğimiz her şeyi bakteri ve enzimlerle eritmek için önce uygun ısıya getiriyor, yani yediklerimizin çözülebilmesi için sıcaklığını uygun dereceye getiriyormuş. Yani uzun lafın kısası yaz gününde bir bardak soğuk su içtiğimizde, midemiz o suyu bize yararlı hale getirebilmek için ısıtacak, ısınan suyu ayrıştırarak vücudumuz için uygun hale getirecekmiş. Soğuk suyu ve soğuk olan diğer yiyecek ve içecekleri uygun ısıya getirmek için sürekli çalışıyormuş. Doğal olarak sürekli çalışmadan kaynaklı yorulmalar meydana geliyormuş ve ileriki yaşlarda mide hastalıklarına ve buna bağlı birçok hastalığa sebep olabiliyormuş.Düşünsenize yağlı bir tavayı annelerimiz, eşlerimiz neden sıcak suda yıkarlar? Yağ, sıcak suda daha kolay çözüldüğü için, tava daha kolay temizlendiği için değil mi? Yerken yağları kollarımızdan akan patlıcan kebabını yediğimizi düşünün, annelerimiz, eşlerimiz tepsiyi temizlemek için yoğun bir gayret içine girdiklerinde - gerçi şimdi bulaşık makinesi var, pek uğraşmıyorlar : ) – aynı zamanda midemiz de o yediğimiz patlıcan kebabının yağlarını eritebilip, vücudumuza yararlı hale getirebilmek için ısıtma moduna girecek. Üstüne bir de güzel baklavayla buz gibi kola içtiğimizi de düşünürsek, midenin işi bayağı zorlaşacak…İşte ondan sonra da gelsin göbekler, kalp hastalıkları, tansiyon, kollestrol, mide hastalıkları, obezite… Hepsi sıraya girip, sağlığımızı elimizden almak için vücudumuzla savaşıyor adeta.Yukarıda saydığım sebeplerle mümkün mertebe suyu sıcak tüketmeye dikkat etmeliyiz. Hadi öyle olmadı, sürekli sıcak su içmek bize garip gelir diyorsanız da, en mümkün derecede içtiğimiz suları ve diğer içecekleri buz gibi içmek yerine daha ılık içmeye gayret gösterelim. Hepimiz biliyoruz ki, Gaziantep yemeklerinde yağ olmazsa olmazlardandır…Sıcak suyu direkt sade olarak tüketemem diyorsanız, suyun içine zencefil, limon, portakal, kivi gibi sevdiğiniz meyvelerden bir dilim atıp da içebilirsiniz. Hiç olmadı bitki çayları yaparak da içebilirsiniz. Uzmanlar günde en az 3 kez 1er fincan sıcak su içmemiz gerektiğini tavsiye ediyorlar ve elbette toplam su tüketimimizin en az günde 8-9 ve daha üstü olması yönünde nasihatlerde bulunuyorlar.Sağlık ve mutluluklar nice güzel günlerde görüşebilmek ümidiyle,Hoşça kalın…