Referandum bir geldi pir geldi. Geldiği gibi yine tozu dumana katarak gitti. Daha fazla özgürleşme ve demokrasi çıtasının yükselmesi palavrası aslında yıkıma ve ayrışmaya tekâmül ediyordu. ?Evet? yada ?Hayır? diyenlerle kutuplaşan toplum bugünlerde Sezen Aksu?yu tartışıyor. Ne gariptir tartışma İzmir?den başlayarak Gaziantep?te farklı mecralarda ve yeni boyutlar kazanacak kadar büyütüldü. ?Vur deyince öldür anlayan? topluma bu kez kendini yönetici zannedenlerde katılınca umumi manzarayı varın siz hesaplayın. Sezen Aksu bütün bir Türkiye?ye mal olmuş iyi bir sanatçı. Yaptığı bestelerle, yazdığı güftelerle uzunca bir dönem Türk müziğinin hizmetinde oldu. Ancak Sezen Aksu?nun sanatsal varlığı yada altına imza attığı başarıları bizleri Sezen Aksu?nun her yaptığını onaylamak zorunda bırakmamalı. Referandumda ?Evet? diyeceğini açıklayarak ve bu yönde propagandalara alet olarak, ilk değil son hatasına imza koyan sanatçıya İzmirliler haklı olarak toplumsal tepkilerini bildirdiler. Sezen Aksu?nun bu süreçte gösterdiği politik duruş sanatsal kişiliğinin önüne geçmiş ve bunun sonucunda ise sanatı tamamen gölgelenmiştir. Tepki öylesine organize ve şiddetliydi ki, bu durum ismini verdikleri sokağın adını değiştirme teklifine ve imza kampanyasına kadar ilerledi. Bu toplumsal tepkimenin adresi Tayyipgillerin ?Gâvur İzmir?iydi ve bir anlamda Kemalist Devrimin ve şuurlaşmanında ta kendisiydi. Türk toplumunu bölen, parçalayan ve ruh anlamında ayrıştıran, yasa hakimiyetini yönetim erkine terk eden yeni Anayasal proje AKP?ye ait yeni bir yıkım projesine dönüşmüşken; popülaritesini Türk halkının önünü açacak projelere değil, Recep Tayyip?in ve gayri milli bloğun önünü açacak projelere askerlik etmekle, riyaya ve yalana alet eden ?minik serçe? elbette hak ettiği cevabı alacaktı. Daha öncede Abdullah Öcalan, Celal Talabani ve Ahmet Türk?le aynı fotoğraf karesinde görüntülenen ve zafer sarhoşluğuyla ağzı kulaklarına varan Kürdistan Sosyalist İşçi Partisi Genel Başkanı Kemal Burkay?la olan ilişkisi bir realite. Onun dışında külliyetli bir miktara tekamül eden gaflara ve potlara ilaveten, aykırı takılarak varlığını sürdürme endişesiyle birleşince ortaya koskoca bir yıkıntı çıkıyor maalesef. Peki, Gaziantep şehrinin burada üstlendiği rol neyin nesi? Gaziantep?e yaftalanmaya çalışılan aykırı imaj bu şehrin insanlarına mı ait? Hayır. Bu tartışmaya dahil olanlar çareyi ?İzmir?in yaptığı hatayı tamir etmek? gibi akla ziyan bir savunmanın arkasına sığınmakta bulmuşlar. Sanki Gaziantep hataları telafi etme merkeziymiş gibi. Sezen Aksu?nun hatalarına, politik zikzaklarına ve özel hayatında yediği herzelere, memleketi Denizli bile bu kadar sahiplenmezken, Gaziantep?in ani bir şekilde Sezen Aksu?nun avukatlığına soyunmasının bir tek izahı var. Komplekslere bağlı olarak işgal edilen makamların ağırlığı altında ezilmek ve buna bağlı olarak yaşanan hazım sorunu, birde kraldan çok kralcılık gibi ağır ve eski hastalıkların nüksetmesi.