İkili ilişkilerin en kırılgan noktası nedir diye sorsanız sevgililere, eşlere muhtemelen alacağınız yanıt aldatılmak ve yalan ile kandırılmak olur.Aldatılmanın en can alan yanı ise yalan söylenerek kandırılmış olmaktır ki aldatılanın asıl kabusu budur!Mutlaka bir değişiklik farketmiştir, mutlaka sormuştur... Aldığı yanıtlara inanmıştır... Ya da inanmayı tercih etmiştir...Sonra ortaya çıkar bir şekilde; işte insanın canı en çok buna yanar!“Salak yerine koydu beni!”...Sevgilinin, eşin yalanını yakalamak da böyledir: Aldatılmak! İnanan kişi açısından bakarsak: Salak yerine konulmak!...Yalanın yada aldatmanın durumuna göre çeşitli mazeretleri olur karşı tarafın; bu mazeretleri sıralarken affedilmelerini sağlayacak halleri de bulunur ki eğer yalan söyleyen erkekse daha çok baskın duruma geçer ve Allah seni inandırsın derken yumruğunu ya masaya ya da duvara patlatır ki bu da karşı tarafa “Bak ne kadar haksızlığa uğradım” mesajı verir...Ya da başını öne eğer adam, sen ittin beni der fısıldayarak... Hani geçenlerde istememiştin ya beni, gururum incindi falan gibi ıslak kedi ayaklarına yatarken bir yandan da karşı tarafı alt perdeden suçlamaya devam eder...Kadın kısmısının yalan ve aldatmaları daha çok aldığı bluzun, çizmenin fiyatını düşük söylemek, iki ayakkabı aldıysa birini göstermek, evin geçim parasından tırtıklayıp da altın gününe girmek; ya da maaşını eşine daha az söyleyip 50 dolar, 30 Euro falan alıp, bir köşeye koymasıdır.İkili ilişkilerin en öne çıkanı aşk, çekim falandır da en zararlısı da yalandır!Kadını ­erkeği farketmez; basit bir yalan da olsa altında neler aranır, neler!Hoş, ilişkiyi devam ettirmek istedikten sonra yalanlanan yalanlara da inanırsın, inanmak istersin zira...Taa ki hakikaten kandırıldığının ayırdına varana kadar! Bir de ilk yalanda ilişkiyi bıçak gibi kesenler vardır; “Bir daha asla güvenemeyeceğim kişi ile ile birlikte olamam!” diye...Aslında çoğumuzun yapamadığını yaparlar: Zira şu bir gerçektir ki bir kez yalanını yakaladığın kişi seni inandırsa dahi için inanmaz!Hep bir teyakkuz durumu hasıl olur ki insanda en kıskanç adam/kadın gibi peşinde dolanır, her dediğinin, her yaptığının altında başka şeyler ararsın.Güven duygusu zedelenen her ilişki gibi bu ilişki de biter an gelir; kandırılmışlıkların daha çok canını acıtır, zira o zaman süresince daha çok kez kandırılmışsındır!Daha çok emek harcamışsındır; en azından kendinle fazlasıyla cebelleşmişsindir: Ya doğru söylüyorsa... Ya yok yere günahına giriyorsam? Allahım ben kafayı mı yedim ne? Ve hatta “Yanılıyor olayım yarabbim” diye dua etmişliğiniz de vardır...Nereye kadar Sevdiğinin yalanına bir göz yumar, iki, olmadı üç!Sevdiğinin kendisini kandırdığına inandığı an gözü hiçbir şey görmez! Yalnızca “Salak yerine konulduğu anlardır” aklında kalan ve en çok da o can acıtır!“Seni sevdim diye salak değilim, sana inandığım için salağım!”