Artık son haftaya giriyoruz.. Gaziantepte seçim heyecanını bastıran IŞID hücrelerinin konuşulur olması, ortaya çıkartılanlar ve yaşanan şoklar, kentin psikolojisinin bozulduğuna işaret..

Şehrimizde olup bitenlere uzun süre seyirci kalanların, hatta yabancı gazetecilerin geldiklerinde Gaziantepte IŞİD hücrelerinin bulunduğu iddialarını yalanlamalarının üzerinden 1 sene bile geçmedi..

Aynı şekilde PKKnın da kentin belli bölgelerine yığıldığı söylentilerine ses çıkarılmayıp seyirci kalmayı tercih edenlerin, Ankara patlamasıyla birlikte 102 insanımızın ölmesinden sonra harekete geçmesini yine de bir kazanç görüyoruz..

Şu bir gerçek.. Gaziantepte işlerin iyi gitmediğini herkes biliyor, görüyor ama kimsenin ortaya çıkıp bunu dile getirme cesareti olmuyor.. Sanayici kesimi kendilerince haklı olarak Gaziantepin olumsuz gelişmelerle anılmasını istemiyor. Ama bunu isterken, kentte çarkların iyi işlemesi konusunda da bir adım atmıyor.. Sessizliği tercih ediyor sadece..

SIRALAMA AYNI OLUR MU ?

Ekonomideki durgunluk, piyasada kötüye giden işlerin farklı hesaplar yapmaya yönelttiği iş dünyasının çaresizliği, esnafın perişan hali, Gaziantepte seçim heyecanını bir kenara itmeye yetiyor.. Ama yine iş dünyasının kafasındaki istikrar saplantısı, büyük kesimine AK Parti tercihi yapmaya zorluyor.. Ama o iş dünyasının kendi çalışanlarına ve kentte yaşayanlara etkisi ne kadar olacaktır, işte bu kocaman bir soru işareti olarak karşımızda duruyor..

Yine de hakkını vermek gerekirse, iktidar olmanın verdiği gücü iyi kullanan AK Partisinin açılışlar ve projelerle seçim propagandasında bir adım öne geçtiğini söylemeliyim.. Hemen söyleyeyim, CHPdeki hareket görmezden gelinmesin.. Akif Ekici ve Ali Peri bu temposuyla partiye de hareket kazandırıyor. Mehmet Gökdağın da sessizce çalışmasını sürdürdüğünü söylemeliyim..

MHPde de öyle.. Bu kez farklı bir yöntem izliyorlar gibi.. Ümit Özdağın öngörülerinde ve tespitlerinde kendisini haklı çıkartan gelişmelerin puan kazandırdığı MHPde, Tolga Orhan ve Fevzi Koçoğlunun yanısıra Ejder Demirin tahminlerin ötesindeki çabaları,2 milletvekiliyle yetinmeyeceklerinin işareti olarak değerlendiriliyor.. HDP ise Celal Doğansız çalışmalar sessizce yürütülüyor.. Kent merkezli çalışmada fazla etkili göremiyorum HDPyi.. Kimbilir belki de aldığımız oylar bize yeter gibi düşünce içindeler. Ama Osman Demircinin temposu, görüntü tablosunu kısmen de olsa değiştiriyor.. Geçenlerde yazmıştım, bu seçim 3. Sıraların seçimi olabilir diye.. Bu düşüncemi sürdürmeyi devam ediyorum.. Geçen seçimdeki görüntünün devam edeceğini söyleyenlere saygı duyuyorum ama yine de 7 Haziran seçim sonuçlarının 1 Kasımda aynı olmayacağı düşüncemi söylemeyi, kendime görev sayıyorum..