Canımı en acıtan kelimlerden birisidir; Alındın!!!

Karşında sana bu kelimeye kullanana göre anlamı tam olarak şudur; ortada tepki koyacak bir durum yokken anlamadan dinlemeden kendince yorumluyorsun ve boş yere alınganlık yapıyorsun.. Aslında varya; alıngansın..Aynı düşünce ve özellikle de duygu geçişinin olamadığı durumlarda taraflardan biri durumdan sıkılır ve yapıştırıverir: Alınganlık yapıyorsun!

Doğru anlaşılmak isteyendir aslında "Alınganlık"la suçlanan, suçlayan ise dinlemek yada anlamak istemeyendir her daim.. Şimdi diyeceksiniz ki şu hayatta hiç alıngan insan yok mudur, elbette vardır.. Kendi duygu, düşünce ve görüşlerinizi doğru aktardıktan sonra hala ikna olmayan kişiler için kullanılabilir ancak karşındakini yargılamadan önce kendinizi yargılamanız, az önce dile getirdiğiniz görüşlerinizi düşüncelerinizi şöyle bir yoklamanız gerekir; Sahi haklı mı acaba diye..

Neyse lafı çok uzatmadan bunları neden yazdım hemen asıl konuya geleyim.. Haberi muhtemelen okumuşsunuzdur, kemoterapi gören üniversite öğrencisi genç kızın Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'dan ilaçlarının temini için yardım istemesi haberinden bahsediyorum..Genç kızımız naçizane yardım isterken bakanımızda genç kızın hırkasının cebine parayı sokuşturmuş, arkasındanda sıkıca tembihlemiş "sakın düşürme" diyerek ilaçlarını bu parayla kendisinin almasını söylemiş.. Tüm bunlardan sonra bakanımız camiye girmiş namazını kılmış, genç kızımız ise bu arada bakanın namazdan çıkmasını beklemiş ve hırkasının cebine konulan parayı gözyaşları içinde teslim etmiş ve şöyle demiş; "Sadece yanlış anlaşıldım. Ben dilenci değilim. İnsanlık konusunda bir kez daha hayal kırıklığına uğradım. Görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda"...

Bakan Bey bu duruma anlam verememiş ve "Başka ne yapabilirdim, kızcağız ALINDI!" demiş.. "Alındı" ifadesini işte bu yüzden hiç sevmem! Yani, şimdi sizce de bu kız burada alınganlık mı yaptı? Cevabınız eminim ki hayırdır yada ben öyle olmasını umuyorum diyelim..

Eee, o zaman ne diye bu etiket bu kıza yapıştırılıp kaldı?

Kanser hastalarının sesi olmak istemişti belki kendinden yola çıkarak, kanser hastalarının ilaç temini konusundaki sıkıntılarını ifade etmek istemişti belki de kim bilir.. Hani hiç birimizin aynı durumda kalmak istemediği, konu açılır-açılmaz şeytan kulağına kurşun diyerek üç kez tahtaya falan vurduğu durumda olan biri sesini duyurmak istemişti bölgesine bütün heybetiyle gelen bakana... O heybet ki bir çare olur umuduyla!...

Belki de ulaşmaya çalıştığı Sağlık Bakanına ulaşamayıp da bölgelerine gelen bakandan medet umma haliydi; hani bakanlar çözüm amaçlı giderler ya belli bölgelere, o niyetle...

Hırka cebine "Aman düşürme!" diye sıkıştırılan para ne kadardır, kızımızın maddi sıkıntısı ne düzeydedir bilemeyiz; lakin ortaya konan bir tavır var ki "Alınganlıkla" suçlanan çoğu kişinin başına geldiği üzere dinlenilmemiş, doğru anlaşılmamış olup bireysel yargı ve yorumları ile davranılmıştır.

Bu bireysel davranışlar tepki görünce de karşı taraf alınganlıkla suçlanmıştır... Alınganlık ile suçlanan kişileredir sözüm.. Vallahi çoğu kere siz haklısınızdır ama gelin-görün ki karşınızdaki kendi davranışını analiz etmek yerine size pat diye bu etiketi yapıştırır! Siz debelendikçe anlaşılmak uğruna daha da batırılırsınız...

Zira konuyu uzattıkça uzatan taraf olursunuz ve kılıf hazırdır: Alıngan bu kız/oğlan; tıpkı halasına/dayısına çekmiş..

Kızımız, muhtemelen, yaşam-ölüm savaşı verirken en yakınına gelen devlet eline tutunmuş; ilaç demiş, temin edilsin demiş... Karşılığında cebine para sokuşturulmuş!

Sadaka!...

Zira sonrasında camide namazını kılmış bakan, huşu içinde, gönlü rahat!...Herhangi bir bakanın aynı yaşta kızı aynı hastalıktan mustarip olsa neler olurdu? Hadi bir düşünün...Haa, o kız bakan kızı değil, kaderi ile baş başa kalsın diyorsanız hükümetin ısrarla sağlık konusunda çağ atladık demeçlerine de alkış tutmamanız gerekir; zira görünen ile yaşanan gerçek aynı değil!

Bu arada da şu gerçeği de unutmamak gerekir ki din ve Allah ağızlarından düşmeyenler benden daha iyisini bilirler ki, kimin ne ile sınanacağı belli değildir! Sadaka kültürü yaratılıp da, yani üç kuruşa el açıp da "Yarabbi şükür" diyenlerin bir vebali vardır; gavur Antepliyim, lakin ilahi adalete inanırım.. Kanser tedavisi gören bir kızın cebine sadaka gibi para sıkıştıranların, sıkıştırmaya yönlendirenlerin gün gelip de ödeyecekleri bedeller olduğuna inanırım..

Bu yazımdan dolayı tedirgin olanlar varsa eğer; Alınganlık yapıyorsunuz! Anladınız siz onu!