Gaziantep, müzeleri ile Türkiye ve dünya gündeminde yerini almaya başlayınca, her vatandaş “sandıkta ne varsa” ortaya çıkartıp kendi imkânlarıyla sergilemeğe başladı…

Eski Antep evlerinin yenileme çalışmaları ile geçmişini yeniden hatırlayan Antepliler, “ata yadigârı” olarak sakladıklarını bir kenardan çıkartıp temizleyip hatta çalışır hale getirdikten sonra “iş yerlerinin en mutena yerinde” sergilemekten haz duyuyor…

Bunlardan biriside yıllardır “boğazına düşkünlerin” özellikle Pazar kahvaltısı için kuyruğa girdikleri Kuzucular şarküteri… Emek mahallesindeki yeni yerlerinde, kocaman bir soğutucu dolabının üzerine, süt güğümünden gazocağına kadar dizmişler…

Kömürlü ütü, satıl, ibrik, dikiş makinesi, sefer satılı, gavurga kavuracağı, maşrapa, gaz ocağı, bakır gazan, bakır sürahi, semaver, çirtikli sahan, lastik zembil ve daha neler…

Gaziantep Arkeoloji Müzesi, Emine Göğüş Gaziantep Mutfak Müzesi, Hasan Süzer Etnografya Müzesi, Medusa Cam Müzesi, Bakır Eserler Müzesi, Şahinbey Savaş Müzesi, Zeugma Mozaik Müzesi, Gaziantep Savunması ve Kahramanlık Panoraması Müzesi, Bayazhan Gaziantep Kent Müzesine, yeni eklenecek olan “hamam müzesi” ile Gaziantep gerçekten müzeler kenti olacak…

Bir yeni müzemiz ise “panorama kahramanlık müzesi” geçmişimizi; Antep harbini ve o yıllarda yaşanan zorlukların, şehitlerimiz- gazilerimizin ve halkın o dönemde nelere maruz kaldığının yansıtılacağı bir müze…

Kent merkezine yapılacak bu müzenin hikâyesi onlarca yıl önceye dayanmakta… Birebir olmasa da bu müzenin uzun yolculuğunu eksiklerim de olsa biliyorum…

Müze yapayım derken dikkat edeceğimiz önemli hususları elbette göz ardı etmeden…

Neler mi?

Üçüncü kez yapılan panorama müzesi “projesinin” kent merkezine yapılacak olması ayrıca önem taşımaktadır…

“bu projeye bakmak değil görmek gerek…”

Sandıkta ne varsa, bundan böyle daha çok ortaya çıkacak ve “mini müzeler” çoğalacaktır… Gaziantep’in geçmişini geleceğe taşıyanları bir daha kutluyor ve haydi Gaziantepliler “ölbede torbada ne varsa” paylaşmak adına ortaya koyalım…