Gaziantep vilayet merkezine 23 km uzaklıkta ve eski Nizip yolu üzerinde kendini gizlemeyi başarmış, saklı bir kenttir Arıl. Bu haliyle Arıl için kimi zaman fazlasıyla ön planda, kimi zaman unutulmuş ya da kendini unutturmayı başarmıştır diyebiliriz.

İhtişam dolu bir geçişin ardından kendi içinin sessizliğine gömülmüş bir kenttir aynı zamanda.

Modern tarihin öncesinde ve sonrasında eski Anadolu halklarından bu yana çeşitli uygarlıklara beşiklik etmiş ve dönem dönem haberleşme ve savaş üssü olarak görev ifa etmiş bir şehirdir.

Arıl merkezinde bulunan höyük ve daha kırsaldaki tarihsel kalıntılar ve izler bakir kalmış, yakın zamana kadar tarihçilerin ve arkeologların ilgisinden nasiplenmemiş ender beldelerdendir.

Orta Asya'dan kopan ve göç yollarını takip ederek, Anadolu içlerine kadar ilerleyen ve bir dönem Fırat nehri kenarında yurt tutan, daha sonra Arıl'ı kendine vatan yapan 'Torun' aşiretinin de beşiğidir.

Pekmezciler (Özdemir), Diriler, Ekiciler ve Cihanlar (Abışlar) asıl Arıl'ın omurgasını oluşturan, önemli ve kitlesel mevcudiyetleriyle bugünkü Arıl'ın asli unsurları ve sahipleridir diyebiliriz.

Arıl dünden bugüne tarihin seyri içinde sosyo-kültürel ve sosyo-siyasal alanda sahip olduğu yüzölçümü ve üzerinde barındırdığı insan kitlesinin sayısal karşılığıyla oranlanmayacak bir ağırlığın da sahibi olmuştur.

Kuşkusuz bu öne çıkışın asıl nedeni derin kültürel bir birikimle taçlandırılan islami itikate gönüllü bağlılık ve sağlam bir genetik aidiyetidir.

Bu manada giydiği şuur elbisesiyle Türk tarihine gülümseyen Arıl'ın şahsında bütün Arıllılar, muntazam Türkçeleri ve hitabet fasıllarıyla fazlasıyla dinamik ve cevval bir toplumsal jenerasyonun Gaziantep kırsalındaki temsilcileridir.

Beşeri ilimlerde olduğu gibi itikati ilimlerde de fazlasıyla mesafe katetmiş, Arıl asri mezarlığında metfun evliyalardan Arıllı Hüseyin Hoca adıyla da bilinen Hüseyin Nail Ayıntabî hazretleri ve Halil Ammi adıyla bilinen Hacı Halil Akgül bölge halkıyla görünmeyen alem arasında inşaa edilen maneviyat köprüsünün de iki önemli kanaat önderleridir.

Arıllılar Tevhid-i Tedrisat'a ve Dini ilimlerle şuurlanmaya fazlasıyla meyilli, yurt ve ulus sevgisini bir ibadet biçimi olarak sosyal yaşamın her alanında hayata geçirmeyi bilen ve bunu başarıyla uygulayan o emsalsiz istek ve arzuyu ısrarla takip etmişlerdir.

Elbette bu şuurlu yaşam tarzının kökleri oldukça derinlerdeki kemikleşmiş genetik aidiyetle izah bulacaktır.

Arıl'ın Türklük aidiyeti

ve Demir Kültürü:

Proto Türklerin sosyo-tarihsel geçmişleri incelendiğinde Türklerin demir kültürüyle içselleşen tarihsel ve kültürel bağları hemen kendini gösterecektir.

Türklerin demir dağı eriterek 400 yıla varan bir toparlanma ve kendini bitirme sürecinin sonunda yeniden tarih sahnesine dönüşleri ve 'Ergenekon Destanı' bu bulgunun en önemli ve sağlam kaynaklarındandır.

Zira demir Türkler için bünyesinde önemli izlekleri muhafaza eden aynı zamanda güç ve kudreti simgeleyen vazgeçilmez bir öğedir.

İsim ve Soyadı olarak Demir, Tunç, Çelik üzerinde yoğunlaşan Türklerin uzak geçmişleriyle olan bu hissiyatı Arıl'da da ortaya çıkmaktadır.

Orta Asya Türkçesinde demir'in karşılığı olan Temir adı önceleri Temir'den gelenler yada Temir'den türeyenler anlamında sürüp gelen ve 'Temalar' olarak bilinen ve Pekmezci soyadını alan, daha sonra kimi sebeplerden dolayı özüne dönerek demir kültürünün devamından yana irade belirleyerek 'Özdemir' soyadında karar kılan ailedeki Temir adının yoğunluğu Orta Asya kökenli bir Türkmen aşireti olan Torunların hissi ve derin kültürel kökleriyle karşılık bulmaktadır.

Arıl'ın Siyasetteki Öncü

ve Ağırlıklı Rolü:

Arıl'ın genetiğinde fazlasıyla kendine yer bulan aidiyet olgusunun sahiplenme dürtüsüyle beraber siyasette kendini bir adım önde sayma arzusu kalıcı ve somut başarıların da ta kendisi olmuştur.

Arıl Beldesinden bölünmüş olan Batal köyünü de hesaba kattığımızda bünyesinden 3 milletvekilini TBMM'ne göndermiş ve bunlardan ikisini Cumhuriyet Kabinesinde Bakanlık koltuğuna oturtmayı başarmış bir siyasal önderliğin de yadsınmaz bir gerçek olduğu görülecektir.

Bunlardan Ayvaz Gökdemir (1942-2008) Yüksek Öğretmen Okulu Müdürlüğünü müteakiben, 19. Dönem Gaziantep, 20.Dönem Kayseri ve 21. Dönem Erzurum Milletvekili olarak parlamentoya girmiş ve 50,51,52 ve 53. Dönem Cumhuriyet Kabinelerinde Devlet Bakanlığı görevini üstlenmiş renkli bir siyasal yaşama imza koymuştur.

Yine bu isimlerden Mehmet Batallı (1944-2004) Gaziantep Ticaret ve Sanayii Odası Başkanlığını müteakiben 19. ve 20. Dönem Gaziantep Milletvekili olarak parlementerlik görevinin yanı sıra Devlet Bakanlığıyla da Cumhuriyet Kabinesinde görev yapan 2. isim olmuştur.

1999-2004 yılları arasında Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekilliği görevinde bulunan ve aynı zamanda Belediye Meclis üyeliği de yapan Akif Ekici 23. Dönem Milletvekili olarak bir dönem parlamentoda bulunan Arıl kökenli 3. isimdir.

Arıl'ın Diğer Simge

Kahramanları:

Böylesi renkli bir yaşam serüvenine ev sahipliği yapmış olan Arıl Beldesi, elbette kısıtlı bir zaman sürecinde ve tasarrufu ön planda tutan bir neşriyat ahvali içinde kendini ifade edemez. Milli Kurtuluş savaşımızın en önemli cephelerinden biri olan Gaziantep savunmasında önemli yararlılıklar gösteren ve Antep Kahramanlarından sayılan 'Arıllı Mehmet Ali Çavuş' bu küçük ve şirin beldenin Medarı İftihar Vesikası'nın oluşmasındaki önemli bir vesiledir.

Ya o kendinden menkul simge kahramanları yok mu? Temo Mıstıklar, Arıllı unutulmaz Pehlivan Topaç Halil adıyla maruf Halil Ekici ve Gaziantep Asri Mezarlığında metfun Temir Efendi (Temir Özdemir) ve adını buraya sığdıramadığım nice Keleş Babayiğitler, hayatı anlamlı kılan insan ırkının güzelleri, varlıklarıyla onurlandığımız, manevi varlıkları her an bizleri bir gölge gibi takip eden, dünyevi yoklukları bizleri derin bir ıssızlığa ve kimsesizliğe adeta bir geçit resmi.

'Müfettiş' ve 'Müteahhit'

Arıl Beldesinin yakın tarihi irdelendiğinde önümüze iki önemli isim çıkacaktır.

Pekmezcizade Temir Efendi ile ekicilerden Emine hanımın iki oğlu sadece Arıllıların değil, sair köylerin ve onları tanıyıp bilenlerin, ahlak, fazilet ve itikat timsali olarak kendilerine rehber edindikleri seçilmiş iki özel insan.

İlk isminden ziyade Sosyal Sigortalar Kurumu Başbakanlık Müfettişi olması hesabıyla nesilden nesile 'Müfettiş' adıyla anlatılan Mustafa Özdemir, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Yapı Kontrol Şefliğini müteakiben Müteahhitliğinden dolayı 'Müteahhit' adıyla da bilinen Mehmet Ali Özdemir Arıl'ın yakın geçmişinde önemli izler bırakmış olan birer kilometre taşıdır.

Bu kardeşlerden Mehmet Ali Özdemir Kayseri Yüksek Tekniker Okulu'nda tahsilini yaparken dönemin önemli futbol takımlarından Kayseri Karagücü Futbol takımında oynamış, tıpkı Can Bartu gibi futbolun yanı sıra Basketbol ve Voleybol takımlarında da yer almıştır.

Aynı zamanda komplike bir sporcu olan Mehmet Ali Özdemir'in Atletizm'de önemli dereceler elde ettiğini Gaziantep'te ve Arıl'da bilen acaba kaç kişi var?

Uzun yıllar Gazispor takımında kalecilik yapan Mehmet Ali Özdemir genç yaşına rağmen dönemin ünlü ve profesyonel futbolcularıyla birlikte yeşil sahaların değişmez armadası olmuştu. Bir süre siyasetin içinde de yer alan Mehmet Ali Özdemir, siyasetin bir erdem okulu olmaktan çıkarak ve giderek çirkinleşmesi üzerine bütün ısrar ve ikbal vaatlerine rağmen kendini siyasetten soyutlamıştır.

Arıl'ın halet-i ruhiyesinde yaptığımız bu kısa ufuk turu, kendi içine kapanmış bir beldenin pek bilinmeyen yada bu zamana kadar gözardı edilmiş realitesine hizmeti hedefliyor.

Her halükarda eksikliği muhakkak olan bu araştırmanın üzerine bir şeyler koymak isteyenler için üstlendiği öncü rolü yadsımadan, sizleri ve bildiklerinizi dağarcığınızda hapsetmeden, yaşadığınız topluma deklare etme davetimize icabete çağırıyorum.

Kaynaklar:

1) Arıllı Hüseyin Hoca, yada Hüseyin Nail Ayıntabî (Tamer Abuşoğlu) Alleben Dergisi,

2) Fotoğraflar (Ömer Halit Özdemir, Abdullah Özdemir ve Mehmet Ali Özdemir'in arşivlerinden alınmıştır.)