Gaziantepspor’un batışını hüzürle izlemekle yetindik. Ayağa kaldıracağız diye ön plana çıkanlar da son kalanları kapma telaşı içindeler.

Öncesi sezonlarda gemi su almaya başlamış, yönetenler ise sadece izlediler. Bugün kendini yönetici ilan edenler de aynı kişiliği sergiledi. İşler iyi gitmediği, geminin su aldığı dönemle Başta Vali, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve düzelmesi için el atan herkes sıhhatli bir yönetim oluşumu içine girmişlerdi ama maalesef engellendiler.

Yağlı böreği bırakmaya niyeti olmayan Kızıl ve ekibi kötü günlerin hazırlayıcısı oldular. Süper ligden düştükten sonra ortaya birileri olmadı bir başka birileri çıkıp kulübü maddi kriz ve borç batağında kurtaracağım diye hayal ürünü yarattılar. Kulübün düştüğü son durumu amatöre dönüşmesi karşısında bugün yönetenlerin pişkinliği karşısında bizler de susma hakkımızı kullanıyor, konuşulacak çok şey var ama herkes herşeyi biliyor.

Ve sonunda beklenen patlama yaşanıyor, amatörlüğe yolculuk başladı. Bir efsane kötü yönetilmenin bedelini en acı şekilde ödüyor. Herkes kendine göre yorum yapıyor. Ama batan gemiyi yüzdürmeye güçleri yetmiyor. Şimdi ki yönetim ne yaptı? hep soru işareti.

Düşülen nokta da hala yıkılmadık diyorlar. Beklerdik ki kulübün anahtarını teslim edecek adresi bilmelerini isterdik. Sadece konuştular, hala devam ediyorlar. Susun da yanlışlarla kendimizi sorgulayalım. Konuşma ve istekten başka ne yaptınız?

Amatör lafını duyan yönetim batan geminin malları çizgisinde başarılı isimlerin transferine kolaylık sağlamaya başladı. Kara kışa hazırlık yapmaya başladılar. Bonservisten gelecek parayla kulübü zenginleştirmek mi istiyorlar?

Gemi su almış, karaya oturmuş bırakın geçmişi yargılamayı sizler hemen kulübün anahtarını teslim edin. Kulüpleri denetleyecek bir kanun olmasa dün başkaları bugün Gaziantepspor, yarın bir başka kulüp veya kulüpler.