Gaziantep Müteahhitler Derneği Onursal Başkanı Rıdvan Köksüzer, şehrin en önemli sorunun pahalı arsa ve ulaşım olduğunu söyledi. Köksüzer, inşaat sektörüyle ilgili olarak ilginç bir yaklaşımda bulundu ve "Müteahhit denince hep akla kaçan, göçen, dolandıran bir meslek grubu geliyor. Hayatım boyunca müteahhitliğin daha düzgün yapılması gerektiğini savundum"dedi. Ucuz arsa sorunu çözülmediği müddetçe daire ve kira fiyatlarının düşmeyeceğini belirten Köksüzer, "Yüksek kiralar yüzünden yarın bu şehre bürokrat, memur gelmeyecek" dedi. Şu anda ulaşımda yapılanları geçici çözüm olarak değerlendiren Köksüzer, "Gaziantep'te ulaşım sorununu çözmek için metro şimdiden gündeme alınmalı. Gaziantep'in kurtuluşu burada" diye konuştu.

Gaziantep Müteahhitler Derneği Onursal Başkanı Rıdvan Köksüzer ile ulaşım, imar, geçmiş Gaziantep'i partisi CHP'yi konuştuk.

M.K. -Rıdvan Köksüzer kimdir?

-"1958 yılında Gaziantep'te doğdum. İlk ve ortaokulu Ahmet Çelebi, Liseyi Atatürk Lisesi'nde tamamladım. Yıldız Ünivesitesi inşaat fakültesinden mezun oldum. Askerlikten sonra yap-sat türü özel işler yapmaya başladım. 12 yıl Gaziantep İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanlığını yaptım. Her alanda düzgün iş yapmaya çalışan biri olarak bilinirim. Söz verdiysem mutlaka yerine getiririm."

M.K-'Söz verince yerine getiririm' dediniz de, neden toplumumuzda müteahhitlere karşı hep bir güvensizlik var?"

MÜTEAHHİT DENİNCE AKLA, KAÇAN, GÖÇEN DOLANDIRAN GELİYOR

-"Müteahhit denince hep akla kaçan, göçen, dolandıran bir meslek grubu geliyor. Hayatım boyunca müteahhitliğin daha düzgün yapılması gerektiğini savundum. Müteahhitlere kötü bakma dönemi depremden önce de vardı ama depremle daha çok gün yüzüne çıktı. Çünkü o süreçte suçlanan hep müteahhitler oldu. Bir iki tane günah keçisi bulundu, bütün sistemin suçu da onların üzerine yüklendi. Veli Göçer işte o zamanın simgesi haline geldi. Ama mesele bu değil. Türkiye'de bazı konular derinine çok tartışılmıyor. Bir defa mesleğe giriş noktasında kriterler doğru dürüst konulmadığı için maalesef bu tür sonuçlarla karşılaşmak her zaman mümkün. Ha bugün o kriterler var mı, gene yok kriterler yok. Bugün herkesin müteahhit olabildiği bir sistem var, maselef. Kriterler konusunda kendimizi geliştiremedik. Ben tabi bunun nedenlerini birazda siyasetin bir elinin sürekli meslek grubunun içinde olmasına bağlıyorum."

M.K-"Siyasetin etkisini biraz açar mısınız?"

FRANSA GENERALİ'NİN MEKTUBU

-"Bunu bugün kamu ihalelerinde yaşıyoruz. Havaalanını örnek alırsak bu havaalanı pistinin yapılalı çok olmadı. Ama bugün havaalanında 8 metre pistte kot farkı var, pist deforme olmuş, yani bu tür yatırımları bile doğru dürüst tamamlayamıyoruz. Doğru dürüst yaptıramıyoruz. Bu nedenle bir işi 2-3 sefer yaptırıyoruz. Bu kadar zengin bir ülke değiliz. Aslında Avrupa ülkelerinde bu konu çok önceden halledilmiş. Bir Fransız generali 1700'lü yıllarda Fransa kralına bir mektup yazıyor. Diyorki, 'Efendim imar işlerinde işi gerçekten yapabilecek, ehil insanlara vermezsek 2-3 sefer yaptırmak zorunda kalırız. Bu da bizim bütçemize zarar verir.' Dolayısıyla bunlara çok dikkat etmemiz lazım. "

M.K. -"İhale Yasası'nın da olumsuz etkisi yok mu?"

ESNAFIN PARASINI ALIP KAÇIYORLAR

-"Kamu İhale Kanunu 20'den fazla değişti, işin keşif bedeli 1 lira ancak 50 kuruşa ihale ediliyor. Yüzme havuzu da bu sistem yüzünden yarım kaldı. Bu hepimizin kesesinden çıkıyor. Siyasi irade hep bu işin içinde olmuş, yandaşlarına ihale vermiş, Gaziantep özelinde bile zaman zaman bunu yaşıyoruz. Bugün esnafın parasını alıp kaçan bir sürü yabancı var. Gaziantep'te bildiğimiz insanlara işi versek, bir çok sorunun çok azalacağına inanıyoruz. Çünkü Antepli kolay kolay Antep'i bırakıp gitmez. Dolayısıyla esnafın parasını da çarpamaz. İnşallah bu sistem bir gün rayına oturur."

M.K. -"Şehreküstü'den bugün siyasette ve ticarette önemli yerlere gelmiş, önemli görevlerde bulunmuş önemli şahsiyetler çıktı sanırım?

AHMET UZER'LE AYNI TAKIMDA OYNARDIK

-"Evet, Şehreküstü'den çok önemli şahsiyetler çıktı. Konukoğlu, Üzümcü, rektörler, profesörler, Mehmet Büyükekşiler var. Ahmet Uzer'le aynı takımda futbol oynardık. Ünsal Göksen vardı. Asım Güzelbey yaşça bizden büyük Akyol takımında kulüp başkanlığı yaptı. Nüfus neydiki, herkes birbini tanırdı. Siyasi hasımlık yoktu."

M.K.-"O günkü insanlar mı, bugünkü nesil mi daha şanslı?"

SOSYAL DOKUYU KAYBETTİK

-"Dostluk arkadaşlık anlamında biz daha şanslıyız. Bir gencin mahallede herşeye dikkat etmesi gerekirdi. Belli bir terbiye ve ahlak içinde yetişti insanlar. Aile kültürü, aile bağları çok daha güçlüydü. Mahallede herkes birbirine yardımcı olurdu. Gerçek mahallelilik odur. Şimdi sosyal dokuyu kaybettik. İnsanlar apartmarlarda birbirini tanımıyor, birbirine selam vermiyor. O günkü mahalle ortamı bizim yetişmemizde çok önemli roy oynadı. Evlerimiz küçüktü, 1 odalı evlerde büyüdük. Bizim şansımız semtimizde bir kütüphane vardı. Şehitler Kütüphanesi. Burada ders çalışırdık. Rektör Hüseyin Filiz'in babası gürültü patırdı yapan olursa dışarı atardı. Allah rahmet eylesin. O semtte çocukların yetişmesinde büyük emeği var."

M.K.-"Şehreküstü'de sosyal yaşam nasıldı?"

ANNEM SABAHLARA KADAR KARTON ÇİTİRDİ

-"Şehreküstü şimdinin Karşıyakası gibi bir yerdi. Şehreküstü'de de zenginler vardı ama Gaziantep'te o yıllarda en zenginler Akyol'da otururdu, biz onlara gıpta ile bakardık. Kahvelerde otururduk, spor yapardık, mahalle takımlarında oynardık. Sinemalara giderdik. O dönem yazlık sinemalar vardı. Her semtte gece hanımlar rahatlıkla takunyalarıyla, terlikleriyle o sinemalara giderdi. Hatta mahalle toplanıp toplu sinemaya giderdi. Şimdi o kültür kayboldu. Yazlık sinemaları çok severdim.

Şimdiki sosyal yaşama bakarsanız, samimiyet yok. O yıllarda herkes sokaklarda otururlardı. Evler 1-2 odalıydı, insanlar hava almak için sokağa çıkardı. Bizim evimiz hayatlıydı, bahçede bir sedir vardı, otururduk. Tabi televizyon yoktu, radyo vardı, yapacak bir şeyde yok. Her evde kadınlar tekstilin yan ürünleri dikiş nakış ile uğraşırlardı. Annem de sabahlara kadar karton çitirdi. Oralardan geldik, unutmuyoruz beni öyle okuttu."

M.K.-"Şehreküstü ticari açıdan epey canlıydı o zamanlar?"

GAZİANTEP SANAYİSİ ŞEHREKÜSTÜ'DEN DOĞDU

-"Evet Şehreküstü tekstilin merkeziydi. Şehreküstü'de havluculuk, çarşaf, nakış işlenirdi. Gaziantep bugün teksilde bugünlere geldiyse bunda Şehreküstü'nün rolü büyük. Bugün eğer Gaziantep'ten Konukoğlu ailesi çıktıysa bunda Şehreküstü'nün büyük önemli var. Konukoğlu ailesi Ali Baba'nın üstünde bir mağarada iplik bükerlerdi, oradan başladılar. Gaziantep sanayisi Şehreküstü'den doğdu. İlk iplik fabrikası Şehreküstü'de kuruldu. O zamanlar bütün aileler o fabriayı kuralım diye iplik verdiler. Fabrika kooperatif olarak kuruldu, aileler fabrikaya iplik verip ortak oldular. Karından da ailelere verilirdi."

M.K.-"Yıllarca Gaziantep Müteahhitler Derneği Başkanlığı yaptınız. Biraz da bundan konuşalım, dernek hayatınız nasıl başladı?

YÖNETİMDE ÖMER CAN, ALİ PERİ VARDI

-"Askerden geldikten sonra kendi işimi kurdum, yap-sat türü inşaatlar yaptım. Dernek 1984 kurulmuş, önce dernekle ilgim yoktu. Biraz meslekte illerlemiştim. 2000 yılında müteahhitler derneğinin genel kurulu var dediler. Şehitkamil belediyesinde yapılıyordu gittim ancak fazla kimse yoktu. Bir arkadaşım 'beni yönetim kuruluna yazmışlar, ancak benim zamanım yok, istersen seni yazdıralım' dedi. O zaman Ünal Özdil başkandı. Bende 'olur' dedim. Girişimim orada başladı. Arkadaşım, Ünal Bey'e söyledi. Ünal Bey tamam dedi. O zaman derneğin 70-80 üyesi var, müteahhitler derneği hayatım öyle başladı. 2000 yılında bir dönem yönetim kurulunda çalıştık. Yönetim kurulunda Ömer Can, Ali Peri de vardı. Sonra Ünal Bey, 'Buraya zaman ayırabilecek tek isim sensin, gel buraya sen başkan ol dedi. Başkanlık 2002 yılında başladı. 12 yıl başkanlık yaptım."

M.K.-"Dernek başkanlığı döneminde neler yaptınız, kısaca anlatır mısınız?

İLK İŞ OLARAK TÜZÜĞÜ DEĞİŞTİRDİM

-"Derneği hep üste taşımaya, konusunda tanınır hale getirdim. Derneğe önceleri sadece mühendis mimarların kaydı oluyordu. Bir de karneli müteahhitler vardı. Bunların yanısıra, piyasada iş yapan, mühendis ve mimar olmayan, ancak kendi kendisini kabul ettirmiş insanlar vardı. İlk yaptığım iş tüzüğü değiştirmek oldu ve devletin müteahhit olarak kabul ettiği herkesi üye yapalım dedik. Bugün 1200 üyemiz var. Oda olamadık, çok çalışma yaptık. Her meslek grubunun odası var. Böylesine ekonomik olarak güçlü bir meslek örgütünün maalesef bir odası yok."

M.K. -"Oda olmanızın önünde ne gibi engeller var, bunun için gibi çalışmalar yaptınız?"

GAZİANTEP'TEN ÜYE YOK

-"Oda olmamızın önünde engel şu; Türkiye'de Türkiye Müteahhitler Birliği Derneği var. Bunların 80-90 üyesi var. Ama Türkiye'deki ve uluslararası düzeyde iş yapan bütün müteahhitlerin üye olduğu bir dernek. Böyle bir oda yapısı olursa o derneğin temsili anlamında sıkıntı olur diye düşünülüyor. Çünkü sayı olarak orta ölçekli müteahhit çok ama, işi büyük oranda yapan bunlar. Oraya kimse üye olamıyor. Orada kota var. İş hacmi üst düzeyde oldukları için kendi sorunlarını istedikleri zaman istedikleri bakanla oturup görüşme imkanları var. Bu derneğin Gaziantep'ten üyesi yok. Çok büyük firmalar üye. Oranda da bir takım müdahaleler oluyor. Biz öyle tahmin ediyoruz. Geçmişte oda teklifini o zaman Sanayi Bakanı Ali Coşkun'du ona ilettik. Kendisi TOBB'da gelen bir isim. Bu teklifi yaptığımız zaman kesinlikle olmaz dedi. Ticaret odalarını ayakta tutan en kalabalık kesim, çekildiği aman sıkıntı olur, zarar verir dedi. Meclise tasarı olarak geldi fakat öylece kaldı."

M.K. -"Bir dönem CHP'den meclis üyeliği yaptınız. Siyasi hayatınız nasıl başladı?"

AK PARTİLİ MECLİS ÜYELERİ BANA GÜVENİRDİ

-"Yetişme tarzım, üniversite hayatım hep sol bir düşünce yapısıyla geçti. Ben CHP'liyim. CHP Türkiye'de her zaman gerekli olan bir parti. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana var. Türkiye'nin CHP'ye ihtiyacı var. Gönül isterdiki CHP iktidar olsun. Ancak CHP, yeni yüzlerle, halkın bütün katmanlarından bir yapı oluşturulduğu zaman ancak o zaman iktidar alternatifi olabilir. Bir dönem meclis üyeliği yaptım. O da Celal Doğan, Asım Bey'e kaybettiği seçimde beni kotadan koymuştu. Celal Bey kaybetti ben Şahinbey meclis üyesi oldum. Milletvekilliği için büyükşehirden biri istifa etti, yerine ben geldim. Şimdi bir insanın düşüncesi ne olursa olsun bir duruşu olması lazım. Ben meclis üyeliğinde her gelen madde için, şehre katkısı olacak mı diye bakardım. Ak partili meclis üyelerinin çoğu derdiki, 'başkan siz inceleyin bakın, bir sıkıntı varsa bize de söyleyin derlerdi."

M.K. -"Meclis üyeliği döneminde pişman olduğunuz, size üzen bir olay oldu mu?

ZİRVE'NİN YERİNE DESTEK VERDİK

-"Herkes benim, sırf muhalefet olsun diye muhalefet olmayacağımı bilir. Meclis üyeliğim döneminde Zirve Üniversitesi ile ilgili konu meclise gelmişti. Bize dedilerki burada bir üniversite yapılacak. Biz üniversite deyince destek verdik. Daha sonra özel imar alanı dedikleri bugünde gündemde olan alan gündeme geldi. O zaman tabi bizim kafamız karıştı. O zaman dedilerki, biz burada okuyacak öğrencilere stüdyo daire, yurt yapacağız, burası dağın başı. Ama bugün görüyoruzki olay çok farklı yerlere gitmiş. Tabi Türkiye'nin her yerinde böyle şeyler yapıldı. Şahsa dönük imar değişiklikleri yapıldı. Örneğin Fıstık Araştırmanın yeri."

M.K. -"Gaziantep'in en önemli sorunları neler desek, ilk iki olarak neler söylersiniz?

GAZİANTEP'İN KURTULUŞU BUNDA

-"Gaziantep'in en büyük sıkıntısı pahalı arsa sorunu. Arsa fiyatları çok pahalı, arsa fiyatlarını düşüremezsek, bu sorunu halledemezsek bizi şöyle bir tehlike bekliyor. Yüksek kiralar yüzünden yarın bu şehre bürokrat, memur gelmeyecek. İkinci önemli konu ulaşım konusu. Raylı sistemle ilgili iyileştirmeler, kavşak düzenlemeleri, ışık düzenlemeleri yeterli değil. Hergün trafiğe yüzlerce araç giriyor. Gaziantep'te ulaşım sorununu çözmek için metro şimdiden gündeme alınmalı. Gaziantep'in kurtuluşu burada. Yollarımız zaten dar. İpek yolu üzerine viyadükler yapılıyor katkısı olacak. Ancak geçici çözüm. Bugünde itibaren metroyu gündeme almak lazım. Bu Fatma Hanımın başarısı olur. Başlasa bile başarı olur."

M.K. -"Fatma Şahin'in çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?"

ASIM BEY KETUMDU

-"Fatma Hanım'ın iyi tarafı sivil toplum örgütlerini çağırıp dinlemesi. Asım bey bu konuda ketumdu. Fatma Hanım her zaman çağırıyor, dinliyor. Bu şehri nasıl imar edelim diyor. İnşallah bunun sonuçlarını görürüz. Yine söylüyorum bu şehirde imar ve ulaşım konusunda cesur adımlar atılmalı. Bu şehrin kurtuluşu şu kavşakta şunu durdurdum, dinamik kavşakla olmaz. Geçici çözümler ileride çok daha ciddi sıkıntılara neden olur. Akıllı olmak lazım."

SARISALKIM PLANI DOĞRU

M.K. -"TRT'nin yerinin kentsel dönüşüm ve Sarısalkım'daki imar planlarıyla ilgili neler düşünüyorsunuz?

-"TRT'nin yeri kentsel dönüşüm alanı ilan edilmiş, bu planda ne yapılacak bu planda yok. Ne tür yoğunluk olacağı belli değil. Binlik planda belli olacak. O çevredeki yoğunluğu artırmamak lazım. Civardaki evler iki katlı. Yüksek katlı planlar gelirse yanlış olur. Bölgenin yapısına uygun birtakım evler yapılabilir. İçinde eğitim tesisleri, sosyal alanlar olabilir. Ama yüksek katlı villalar yapılırsa yanlış olur. Sarısalkım'a iki katlı villa tarzı yapılan verilmesi mantıklı. Antep'in rüzgar alan yönü arkası Sof'a dayanıyor. Göletin çevresinde yüksek katlı yerler doğru olmaz. Şu anda yapılan plan doğru bir plan."

M.K. -"Partiniz CHP'de gündem, milletvekili aday tesbitinde, partiye kayıtlı üyelerle yapılacak ön seçimden sonra atama olup olmayacağında. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?"

CHP'DE KONTENJAN OLABİLİR!

-"Ben CHP'de çok sağlıklı sonuç çıkacağına inanmıyorum. Ön seçimden çıkacak yapı çok değişmeyecek. Ben de Sait Bey gibi düşünüyorum. Eğer ön seçimden iyi bir liste çıkmazsa kontenjan olması lazım. CHP'de siyaset yapmak bugün itibariyle çok kolay değil. Bir defa yıllardır 25-30 kişinin etrafında dönen siyasi bir mekanizma var, maalesef. Bu yapının dışına kolay kolay bir şey çıkmıyor. İnsanlar cesaret edip bir yerlere aday olamıyor. Ben CHP'nin haline çok üzülüyorum. Hele şu iki il başkanı atandığı zaman benim başıma kaynak sular döküldü. Bir tanesi il başkanı benim diye çıktı bir tanesi genel merkez atadı. Böyle bir yapı olur mu? İnsanlar herşeyi görüyor. Bu şekilde bir yere varılmaz, iktidar olunmaz. Siyaseti yerinde ve bir disiplin içinde yapmak lazım. Şimdi mevcut bir delege yapısı var. Bu delege yapısıyla bugün kim girerse girsin maça 1-0 geride başlıyor. Bir sürü arkadaşımız var ama yıllardır bu yapının bir türlü içine girememiş, bir yerlere gelememiş. Mevcut CHP'nin Gaziantep hali bu. Ama bunu değiştirmek lazım. Ben bugünkü yönetimi bu anlamda biraz daha birşeyler yapabilir anlamında düşünüyorum. Çünkü Sait bey de yıllardır CHP'nin içinde."

M.K. -"Siz CHP'den Milletvekili adaylığı düşünüyor musunuz?"

CHP GENEL MERKEZİ ATARSA MİLLETVEKİLLİĞİ DÜŞÜNÜRÜM

-"Ben bugüne kadar ne belediye başkanlığına ne milletvekilliğine hiç aday olmadım, aday olmayı da düşünmüyorum. Çünkü bu yapının içinden çıkma şansımız yok. Partiye kayıtlı üyelerle seçim olacak bu delege sistemine göre daha gerçekçi ama ne derece sağlıklı o da tartışılır. Partiye kayıtlı üyelerle seçim yapılacak diye bir sürü insan partiye kaydettirilmiş. Şimdi bunları gördüğümüz zaman kendi kendimizi kandırmaktan başka bir şey değil. Ön seçime girmeyi de, atama için de maracaat etmeyi düşünmüyorum. Ancak genel merkez 'sen gel, burada bize yararlı olursun' derse milletvekilliğini düşünürüm. Yani ancak ben seni atadım derse düşünürüm."

Meral KINACILAR