Türkiye’de her BÜROKRAT, siyasetçi ve MEVZUAT arasına sıkışıp kalıyor...

Siyasetçi bürokrasi içinden geliyorsa sorun yok, ancak diğer türlü…,

Memleketimizde diğer türlüsü sık yaşanıyor…

Bürokratlar, iş bilmez siyasetçiler yüzünden ŞAMAR oğlanına dönüyor...

Siyasetçinin mevzuat BİLGİSİZliği de dilden dile dolaşıyor…

Sonuç hep aynı;

-’FIRILDAK adamların, bitmeyecek işlerini halledemem’ diyerek siyasetçilerin dediğini yapmayan, mevzuatı uygulamak için siyasetçiye HAYIR diyen bürokratlar doğal olarak koltuğundan oluyor...

ŞOFÖRLERİN KIYAFET İSYANI

Şoförler adeta DERT küpü...

Kıyafet zorunluluğu artık canlarına TAK etmiş...

’Hazır, ulaşımda değişim, dönüşüm

ve revizyon için düğmeye basılmışken, şu bizim de kıyafet sorunumuza bir EL atılsın’ diyorlar...

Dertli şoförler; "Temiz giyinelim, SAKAL uzatmayalım, TRAŞımızı olalım, kışın KRAVAT da takalım ama, biri bizi şu lacivert pantolon, beyaz gömlek ve siyah ayakkabı zorunluluğundan kurtarsın" diye dua ediyorlar...

Bu arada şoförler belli kuralları kabul ediyor;

-Direksiyon başında sigara içmek yasak, eyvallah…

-Araca aksesuar asmak yasak, başüstüne…

-Gizli AYNAlara da izin yok buna da tamam, ancak;Allah için kavurucu sıcaklarda bizi rahat bıraksınlar…

-Biz Adana, Mersin’deki meslektaşlarımız gibi BERMUDA, KAPRİ de giyelim demiyoruz... En azından kıyafetlerin RENKlerine karışmasınlar o bile kafi… Birde şu kot pantolona göz yumsunlar... " diye talepte bulunuyorlar...

Şoförlerin BÜYÜK belediyeden istekleri bunlar...

Bu arada kıyafet kuralına uymamanın cezası 184, sigara içmenin cezası 90 TL..

Hangisi daha zararlıysa!

REKTÖR’ÜN ÖRNEĞİ

Rektör Yavuz COŞKUN, gerçek bir eğitimin sadece fiziki şartlarla olmayacağını her fırsatta dile getiriyor...

Coşkun, çocuklara, gençlere ne vermeye çalışıldığını, hangi temel ahlak unsurlarını verdiğimizi sorgulamamız gerektiğinin altını çizerken, durumun vehametini şu çarpıcı örnekle anlatıyor;

"AT sidiğini yapar, o sidiğin üzerine bir saman ÇÖPü konar, o saman çöpünün üzerinde bir SİNEK…

Sineğe sorsalar, ’neredesin?’ diye. Kendini Deryadayım zanneder…

Biz şimdi hepimiz, kendimizi önemli referans noktasına oranlayarak değerlendirdiğimizde, nerede olduğumuzu göreceğiz…

Aksi takdirde hepimiz bazan kendimizi deryadayız zannediyoruz…"

REKTÖR haklı…

Sadece şekil şartlarıyla birtakım ilerlemeler katettiğimizi sanıyoruz…

Oysa yeni anlayışlar, yeni paradigmalar, ciddi çalışmalardan yoksunuz...

Toplum olarak şekil-şemaya değil, yeni anlayışlara ihtiyacımız var…

BİNGÖL NASIL YAKLAŞACAK?

CHP’de Şahinbey ilçesinin olağanüstü kongreye gitmesi için toplanan imzaların değerlendirilmesi tamamlandı…

Şahinbey İlçe yönetimi, imza sayısının yeterli olmadığına karar verdi ve topu il yönetimine attı…

Önümüzdeki günlerde il yönetimi de bu konuyla ilgili toplanıp kararını verecek…

İl Yönetiminden de, imza sayısının yetersiz olduğu ve olağanüstü kongreye gerek olmadığ yönünde bir karar çıkarsa, gözler Genel Merkezin vereceği kararda olacak…

Ancak genel merkezde durumlar biraz karışık…

Bilindiği üzere İmzacılar, il ve ilçenin kararından önce imzaların ASLInı genel merkeze götürerek Adnan KESKİNe teslim ettiler…

KESKİN, Gaziantep’ten gelen heyetten imzaların aslını aldı ve gereğini yapacağını söyledi…

Ancak KESKİN’in hizmet ömrü, imzaları incelemeye ve inceletmeye kafi gelmedi ve maalesef İMZALARı aldığının ertesi günü görevinden alındı…

Yani Keskin de seçim başarısızlığının günah keçisi MYK üyeleri arasındaki yerini aldı…

Adnan Keskin’in yerine ise Önder SAVın genel sekreter iken yardımcısı olan Tekin BİNGÖL getirildi...

Kendi halinde biri olduğu söylenen CHP’nin Örgütü ve Örgüt yönetimlerinden sorumlusu genel başkan yardımcısı BİNGÖL’e, önümüzdeki günlerde imzaların ASLI iletilecektir…

Şimdi partililerin gözü, BİNGÖL’ün bu olaya nasıl yaklaşacağında!..

Kalın Sağlıcakla…