Ramazan ve sonrasında 3 günlük bayram.. İslam dünyası bu kutsal ayda hem ibadetini yaptı, hem durumu iyi olmayan fakirleri sevindirdi.. Çok güzel bir duygu aslında.. Her ne kadar orucu suistimal edenler çıksa da, oruçluyum diye işini aksatıp, görevini yapmayanlar olsa da, yine de ramazanın tadı gerçekten başka oluyor.. Özellikle iftar saatindeki bekleme..O irade, o inanç, o duygu gerçekten bambaşka. Sofra hazır, masada dünyanın yiyeceği var ama ezan okunana kadar onlara dokunmuyorsunuz.. İnanılmaz bir duygu bu.

Ramazan boyunca ara sıra yazdım biliyorsunuz, bu ramazanda Allah, din iman diyen o kadar çok günahkar vardı ki, Allah onları bildiği gibi yapsın demekten başka elimden birşey gelmiyor.. Aşağıda yazacağım bunların sebeplerini.. Ama Ramazanın en üzüldüğüm tarafı nedir derseniz, gösterişli sofralar ve abartılan iftar yemekleridir derim.... Maalesef yiyeceklerin çoğu çöpe gitti. Doğru uygulamalar yerine, israfa kaçıldı..Üstelik bunu yapanlar resmi kurumlar oldu.. Daha vahim ve utanç verici olanı ise, gıda paketlerindeki uygulamalar oldu. Özellikle Büyükşehir Belediyesinin sosyal işler daire başkanlığından kaynaklı uygulamalar, bu kadarı da olmaz dedirtti. Tabii belediyeye de zayıf not verilmesine yol açtı.. Tüm derneklere verilen gıda paketlerinin bir önceki yıllara göre sayıca düşürülmesi tartışmaları ve itirazları beraberinde getirdi.. Üstelik insanların TC numaraları istenilmesi büyük ayıp olarak değerlendirildi.. Engelliler daire başkanlığının keyfi uygulamaları herkesi çileden çıkarttı..

BU İŞTE TERSLİK YOK MU ?

Geçen haftada yazmıştım gazetecilere hangi mantıkla gıda paketi dağıtılacaksa bunun karşılığında TC numaraları istenildi. Büyükşehirin koskoca basın halkla ilişkiler daire başkanlığı var, galiba 40-50 kişi çalışıyormuş burada.. Ama daire başkanının Gaziantepi tanımayışı yüzünden sıkıntılar yaşanıyor. Bakın ben hasbelkader bu şehirde en etkin ve tirajı en fazla gazetenin sahibiyim, daha bu daire başkanı arkadaş, göreve geldiği günden beri gazetemize adımını atmadı, benimle yüz yüze görüşmedi bile.. Görsem tanımam inanın.. Sadece iki kez telefonla görüştük o kadar..Zaten bundan sonra gelmek istese bile kapımızın kapalı olduğunu bilmesinde yarar var.. Bazılarına da öyleymiş duyduğuma göre.. Tevekkeli Gaziantep basınının büyükşehir cephesinde neden karıştırıldığı, neden birbirlerine düşürüldüğünün arkasında birşeyler varmış..Zat-ı muhterem kiminle iyiyse, herhalde gözünde gazeteci olarak onları görüyor sanırım.. Onun için de yardıma muhtaç gazetecileri tespit etme işini bile yüzüne gözüne bulaştırdılar.. Oysa belediyeden gazetecilere gıda yardımını bir cemiyete havale edelim şeklinde bir talimat verilmiş olsa bile, çıkıp 'efendim bunu biz yapabiliriz, kadromuz ve konumumuz buna uygun' diyebilir, böylece kargaşaya ve dedikodulara son verebilir. Üstelik Belediyenin gıda paketlerinin daha düzenli ve adaletli biçimde Gazetecilere eziyet edilmeden TC kimlik numarası istenilmeden dağıtılması sağlanabilirdi.. Yani diyeceğim odur ki, bu Ramazan ayında Büyükşehir özellikle fakirlere, engellilere, Gazi ve şehit yakınlarına yardım ve paket konularında iyi bir sınav vermemiştir.. Tabii burada herkes kendisini bileceği için Fatma Şahin günah keçisi olmuştur..

NOT: BİLİNMESİ İÇİN YAZIYORUM, GAZETEMİZİN GAZİANTEP GAZETECİLER CEMİYETİ İLE HİÇBİR BAĞLANTISI YOKTUR. CEMİYET KANALI İLE GAZETEMİZE İLAN VERMEK İSTEYENLERİN İLANLARI KESİNLİKLE KABUL EDİLMEZ, HABERLERİ YAYINLANMAZ, TOPLANTILARINA GİDİLMEZ..

FAKİRLERE BOZUK PİRİNÇ,YAĞ VE GIDA DAĞITTILAR

Birşey daha var söylemem gereken..Ramazan paketlerine konulan gıda maddelerinin bozuk olduğuna yönelik şikayetler bu sefer çok fazlaydı. Belediyeler kadar yardım yapan bazı kuruluşlar ve firmalar için de geçerli söyleyeceklerim. Çok iyi biliyorum ki, bazı firma sahibi dostlarım dağıtacakları paketlerin içine konulacakları bizzat inceliyor. Bazıları ise kendilerine sunulan numunelere göre onay veriyor. Hatta bazıları alışveriş kartı veriyor, ki bu en doğrusu. Hiç değilse insanlar ihtiyaçlarına göre alışveriş yapabiliyor. Tavsiye ederim bu yöntemi.. Ama paket yaptırma işi sakat.. İşte orada ahlaksızlık namussuzluk devreye giriyor. Ne kadar bozuk, miadı geçmişler varsa paketlere dolduruluyor.

Birçok okurumuz beni aradı ve çöpe attıklarını söyledi. Onlara bunları dağıtan kurum ve kuruluşları aramasını söyledim ama ilginçtir verilen cevap, 'kimi arayacağız ki, karşımıza bu hileyi yapanlar çıkıyor Ökkeş bey' deyince sustum.. Gerçekten sustum.. Hatta birisi satın almadaki görevlilerin o hileyi yapan firmalarla ilişki içinde olduğunu yazmış yorum olarak.. Birisi ise yanmış atık yağlar konulduğunu, pişirilince lastikleşen GDOlu pirinçler, bozuk mercimek ve bulgur konulduğunu yazmış.. Daha birisi çok büyük bir Holdingin dağıttığı paketlerde bozuk pirinç çıktığını söyledi arayarak.. Çöpe attım dedi öfkeli şekilde. İşte bu nedenle çok üzülüyorum sevgili okurlarım..Yıllar önce bir belediye başkanımızı doğrudan uyarmıştım bu konuda ilgilenmişti ve 'haklısın' demişti. Ama belediye başkanı ne yapsın ki, bu ahlaksızlığa alet olan kendi personeline.. Sadece şunu söyleyeyim ve konuyu kapatayım, Ramazan ayında yapılan gıda paketlerinin çoğunun içindeki mallar, bozuk, çürük ve kalitesizdi.. Bunların ne Allah korkusu kalmış, ne Müslümanlıkla alakaları..Bu kadar net..

VALİ – ODALAR VE GAZİANTEPLİ İMALATÇILAR

Eğer Necati Binici çıkıp da söylemese bu gelişmeden haberimiz olmayacaktı. Meğer, Gaziantepte imalatçı sektörün TSE, İSO ve CE belgeleriyle de olsa, imal ettikleri ürünler resmi kurumlarca kabul görmüyormuş. Örneğin boya imalatı yapanlar, Parke üreticileri yani kısaca inşaat malzemeleri üretenler.. Zaten şehrimizde topu topu bir elin parmakları kadarlar.. Ama ürettikleri boyaların ve ürünlerin standartı yüksek. Nedense Gaziantepte resmi kurumların inşaatlarında yerel firmalar değil, 2-3 tane İstanbul markaları tercih ediliyormuş.

Daha düşündürücü olanı ise, Sayın Vali Ali Yerlikayanın talimatıyla yapılıyormuş alımlar.. Vali Yerlikaya, alınmasını şart koyduğu firmaların isimlerini veriyormuş yetkililere.. Bir Kent Milliyetçi olarak, yerli malına önem veren ve Gaziantepte faaliyet gösteren firmalara sahip çıkılması için elinden geleni yapan birisi olarak bunu öğrenince gerçekten üzüldüm.. Elbette Sayın Valinin bir bildiği var ama, Gaziantepte kaliteli mal üretenlerin olduğunu mutlaka bilmesi gerekir.. Bunda da Gaziantep Sanayi ve Ticaret odalarına görev düşüyor.. Nihayetinde odaların komisyonlar var, kimlerin ne kalitede ürünler yaptığından bilgi sahibiler..Dahası kalitelerini biliyorlar.. Onun içindir ki, Vilayet ve belediyelerle diyalog yapılarak işler çözülebilir. Kaldı ki, odaların asli görevleri arasında bunlar var.. KOBİlere özellikle Ticaret Odasının sahip çıkması, sorunlarını çözmesi gerek..Eyüp bey sanırım yoğunluktan fırsat bulamıyor.. Ama hiç değilse Sayın Adil Konukoğlu bu konuya ilgi göstermeli.. Gaziantepte sadece büyük ihracatçı yoktur.. Bir sürü imalatçı vardır. Kaldı ki, bu imalatçılar da ihracat yapıyor. Yani KOBİler asla küçümsenemez. Küçük sanayici, örnek sanayiciler harıl harıl çalışıyor. Onların da varlığı görülmeli, sorunlarına el atılmalı, çözümler üretilmelidir.. Örnek sanayide dünyaya örnek işler yapılıyor ama üretilenlerin çoğu Gaziantepte rağbet görmüyor.. Tıpkı boya imalat ve bazı inşaat sektöründe olduğu gibi.. Aslında bu mesele çok boyutlu. Özetlemem gerekirse, Gaziantepte küçük esnafından tutun da, en büyük sanayicisine kadar sorunlarına el atmaları gereken Sanayi ve Ticaret Odalarıdır..Birde esnaf odaları tabii.. Eğer konuştuğumuz herkes şikayetçi ve dert yanıyorsa, o zaman bu odaların başkanlarının ve yönetimlerinin kendilerine çeki düzen vermesi gerektiğini düşünüyorum..

KÜSGET ESNAFININ FATMA ŞAHİNDEN İSTEKLERİ

Yazı işleri Müdürümüz Meral Kınacıların yazısında dikkatimi çekti. Küsget esnafı verdiği sözleri tek tek yerine getirdiği için Fatma Şahine teşekkür etmiş..Şahin sayesinde, Küsgetin 15 senedir görmediği hizmeti gördüğünü dile getiren esnaf, Anafartalar bulvarına sağlı sollu parklar ve oturma grupları, çimlendirmeler yapıldığını ve. hurdalık olan yerleri cennetten bir bahçe haline getirdiğini söylemiş. Ve Küsget esnafı, sadece ilaçlamadan memnun olmadıklarını ve sineklerden üvezlerden dolayı çalışamadıklarını söylemiş.. Yani anlaşılan Küsget esnafı, ki hangi bölgesi acaba bunu bilmiyorum, Sayın Fatma Şahinin hemen oraların ilaçlanma emrini vermesini bekliyorlar..

MEZARLIKTA HER YAPILAN ŞEY İYİDİR

Bayram öncesi Mezarlıkta yapılan düzenleme elbette güzel olmuş. Daha tam değil tabii. Sadece görsel ağırlıklı temizleme ve düzenleme gözümüze çarptı. Yine de bir çivi bile çakılsa memnun olacağımızı söylemeliyim.. Aslında asri mezarlıkta yapılacak çok iş var.. Bir kere yollar yetersiz. Şehir büyüdü araç çoğaldı ama yollara gelişi güzel parklar yapılınca büyük bir karmaşa yaşanıyor. Bu konuda Sayın Fatma Şahin, asri mezarlık için iyi bir yol ve trafik düzenlemesi yapmalı. Mesela 2. Kapıdan girişte zabıta şehitliğinin bulunduğu yol çok yoğun ama hem dar, hem parklar yüzünden trafik akışı sağlanamıyor. Belki bazı yollar tek yöne çevrilebilir.. Tabii alternatif yollar ve yön levhalarıyla çözümlenebilir.. Umarım Kurbana kadar çözüm bulunur. Birde mezarlıkta inanılmaz derece gençlerin v e çocukların mezara gelen ziyaretçileri taciz işi var. Mezara su döküyorsunuz, onlar geliyor su dökmeye kalkışıyor. Resmen para istiyorlar. Yanımızdaki vatandaşı az kalsın döveceklerdi.. Bununla ilgili güvenlik çok yetersiz, çünkü mezarlık bazı gurupların hakimiyeti altına girmiş.. Bu o kadar belli ki, güvenliğin caydırıcılığı ve yetersizliği yüzünden iş çok zor.. Nasıl çözüm bulunur bilemem..

BU OKUYUCU MEKTUBUNDA ÇOK ŞEYLER VAR

Adını yazmamı istemedi, çünkü memur olduğunu söyledi. Anlayışla karşıladım.. Ancak yazdıklarını okuyunca yayınlamaya karar verdim. Gelin birlikte okuyalım..

'Merhaba Ökkeş bey. Haftaya Bakış köşenizi uzun zamandır takip ediyorum ve takdirle karşılıyorum. Çünkü doğruları çekinmeden dile getiriyorsunuz. Tek gayenizde Gaziantep sevgisi.. Memleketimiz için daha iyisinin olması. 12 Temmuzda Fatma ŞAHİNe hitaben yazdığınız yazıyı da okudum ve hiç şaşırmadım.. Şaşırmadım, çünkü anlatılanlar gerçeklerin yanında devede kulak. 2014 seçiminden sonra o kadar şirket elemanı işe başlatıldı ki, birisi çıkıp ta bu kadar elemana ihtiyaç var mı ? demiyor. Diyelimki ilçeler de size bağlandı ve elemana ihtiyaç var.. Peki aldığınız elemanları neye göre alıyorsunuz ? iş bilmek, diploma, mesleki tecrübe, işe duyulan ihtiyaç mı önemli, yoksa partiden olmakmı. Durun bitmedi, bir daire başkanı yada daha üst yetkililerin yakını mı olmak, ya da belediyeden ihale alan birisinin yakını mı olmak önemli.. Öyleleri var ki şirketten işe başlayanlardan işe zerre ihtiyacı yok.. Çünkü onların maddi durumu çoook ama çok iyi.. Ama sırf zevk olsun, yerim belli olsun diye çalışıyorlar, pardon akşama kadar yatıyorlar. Hani memur yatar şirket personelinin pestili çıkar diye bir anlayış var ya dışarda, Ökkeş abi tamamen farklı şekilde işliyor büyükşehir belediyesinin şirketlerinde. Kadrolu memur zaten kadrolu. İşçi her şeyi yapıp bide sorumluluğu üstlenirken, şirket personelinin zerre sorumluluğu yok.. Üstüne üstlük bazı birimlerde şirket personeli olmaması gerekirken, o kişiler memur ve kadrolu işçiye amir yaptırılıyor. Tabi siz bu durumda ne memurdan verim alırsınız ne de NE OLDUM DELİSİ olan şirket personelinden.. Şirket personellerinin çoğundaki hava ne memurda ne kadrolu işçide var.. Tabi arkalarını sağlama aldıklarından korkuları yok, amirler iş dahi yaptıramıyor. Çünkü yukarda saydığım sebeplerden dolayı kimseyle yüz göz olmak istemiyorlar. Daha nice şeyler var ökkeş bey, biz bunları anlatırken inanın gene Fatma Şahinin iyiliğini gene memleketin iyiliğini istiyoruz inşallah ders alınırda hatalardan dönülür..

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR