Bu takım Rize ve Sakarya maçlarını öyle bir zamanda oynamış ve rakiplerinin en kötü döneminde yakalamış ki, başkan İbrahim Kızıl'ın Demokrasi Meydanında 40 tane kurban kesmesi, fakir fukaraya dağıtması lazım...
Çünkü bu iki takımdan alınan 6 puanı bir kenara koyun, şu anda neredeyiz ona bakın... Ama kimse oraya bakmayacağına göre, gözler dün haliyle Sivas'taydı... Bir puanın iyi olacağı, ama kaybetmenin riskli bölgeye yakınlaştıracağını biliyorduk...Birde alttaki takımların maçlarıyla ilgileniyorduk...
Biz arayı açmak için kazanamasak bile onların kaybetmesini teselli olarak görüp, avantaj yakalayacaktık...Çünkü beraberliği alabileceğimize inanıyorduk, çünkü Sivas bugüne kadar Gaziantepspor'u yenememişti...
Ama sonuç hiçte beklediğimiz gibi olmadı...Sivas 1-0'den 2-1 üstünlüğü yakaladı ve Gaziantepspor'a ağır hasar verdi...
Bunlar yetmiyormuş gibi, Rize kazandı puanını 32 yaptı, Denizli Antalya'dan 1 puan getirip 31'e yükseldi. Ankaragücü Kayseri Erciyes'in kupa havasını aldı ve tehlike bölgesinde kaderiyle başbaşa bıraktı, bizi yakalayıp averajla üstümüze çıktı...
Yazıyı kaleme aldığımda Fenerbahçe Vestel maçı oynanmamıştı...Ama Vestel kazansa da kaybetsede, o kadar sıkıntı yaşayacağını sanmıyorum...Çünkü orada teknik adam, futbolcu ve yönetim birlikteliği başladı.
Şu bizdekinin tersi olan durum...
Yani teknik adamının ayrı bir havada, futbolcularının kendi halinde ve birazda başıboş bırakılma durumları, yönetimin ise parçalı durumdaki vaziyetleri...
Başkan geçte olsa özellikle yönetim cenahında falsosu olanları gördü ama düzeltme ve toparlama adına hamlesini yapamıyor, çünkü takım ligde kalma yolunda rahat bir konuma giremiyor...
Dün Sivas'ta yine Erdoğan Arıca macerasından bir demet tiyatro izleyenler, kadrodan geçen haftadan sağda Göksel'in olmadığını, solda Hanefi'nin kesildiğini, ortada Zurita'nın yedeklendiğini gördüler...
Mehmet Polat'ın ilk yarının ortalarında rakipleriyle didişmesine çözüm olarak kenara çeken Erdoğan Arıca, tıpkı Ankaragücü karşılaşmasında Diawara'da olduğu gibi kötü bir hamle yaptı ve takımının yenilgisinde başrol oynadı...
İş bununlada kalmadı, kendi hatalarını düzeltme arayışı yerine hakeme saldırdı... Ehh, hocası öyle yaparda futbolcusu ondan geri kalır mı?
Hep birlikte galip durumdayken başlatılan teknik zaafiyet ve sorumsuzluklara, penaltıdan gelen golle devam edildi ve Sayın Arıca tribünlere, kalecimiz Hasagiç ise soyunma odasına kırmızıya boyanarak gönderildi...
Sivas'a umutla gelenleri ise üzgün biçimde 4-5 saat sürecek berbat bir karayolu yolculuğu bekliyordu...
Evet...Haftaya Fenerbahçe ile oynuyoruz...
Oradan Bursa'ya geçeceğiz...
Alttakiler arayı kapatıyor...
35 puan sigorta olarak görülüyorsa, boşverin Sivas'taki gibi...