Bugün Haftaya Bakış'ı Trabzo'dan yazıyorum.. Bir haftadan beri Gaziantep dışında olmam, şehrimize dışardan bakışları ve yapılan yorum ile değerlendirmeleri eskiye oranla daha farklı görmemi sağladı..
Görünen o ki, Gaziantep'in gerek sportif yönden, gerekse de siyasi yönden etkili havası yok.. Kiminle konuşsak, eskilerden bahsediliyor... Gaziantep"in eskiden ülkede siyasi güç olarak varlığını hissettiren bir kent olduğunu, bunun en belirgin örneğinin bir dönemde aynı hükümette iki bakanının yer aldığını söylüyor.. Bunu isim olarak da belirtiyor ve Vehbi Dinçerler ile Hasan Celal Güzel olduğunu isim vererek söylüyorlar.. O dönemlerde İktidar partisinin genel sekreterliğini yapan rahmetli Mustafa Taşar"ı da unutmamışlar... Bende yanılıyorsam bağışlayın, bir koalisyon döneminde Abdulkadir Ateş ile rahmetli Mehmet Batallı'nın da bakanlık yaptığını hatırlıyorum.
Zaten Gaziantep olarak ülke de en güçlü dönemin Anavatan partisi zamanında yaşandığını, ondan sonra siyasetçi yetişmediğini vurguluyorlar.. Her ne kadar CHP ve DSP"den Abdülkadir Ateş ve Mustafa Yılmaz"ın bakanlığı gündeme getirilse de, uzun soluklu ve daha güçlü olarak Anavatan"dan bahsedilmesi, bizleri ister istemez geriye götürüyor..
Siyasetçi sırasına Celal Doğan"ın konulması ondan sonrası için şimdilerde biraz Fatma Şahin"den bahsedilmeye başlanması dışında verilen bir örnek var ki, bu bizi hem utandırıyor hem de kızdırıyor.. Diyorlar ki; "son iki hükümet döneminde iki bakan Gaziantep"i temsil ediyor ama hangisi Gaziantepli?" dediklerinde kafamızı yere eğdirmek zorunda kalıyoruz.. Çünkü düne kadar Gaziantep milletvekili ve bakanı olan Kürşad Tüzmen"in, şimdi atanmış bir bürokrat gibi Mersin"e havale edilmesi, aynı durumda Mehmet Şimşek"in de usulen şehrimizden aday gösterilip, yarınlarda bu kez başka bir ilden aday olabileceğini adımız gibi biliyoruz..
İşte bu sessizliğimiz karşısında bize "işte demek istediğimiz de bu, siz böyle giderseniz, diğer şehirler hak almada, güç göstermede ve en önemlisi ise lobi oluşturmada ileri giderken Gaziantep yerinde saymayacak, geri gidecek" dediklerine tepki veremiyor, onların bu görüşlerini kabullenmek zorunda kalıyoruz..
Evet..
Son derece haklı son derece düşündürücü bu yorum ve değerlendirmeler,bizi derin kaygılara sevk ederken iş spora dayanınca daha kötü oluyoruz..
Siyaseten geriye düşen şehrimizin süper ligdeki temsilcisi Gaziantepspor"un da gerilemesi, hem siyaset, hem de spor dünyasında ağırlık kazanan konuşmaların başını oluşturuyor.. Ama geçmişe yönelik olumlu konuşmalardan çok, eski başarıların hatırlatılması, takımın niye bu durumlara düştüğünün sorgulanması canımızı sıkıyor..
Manisa"da, İzmir"de, İstanbul"da ve Trabzon"da aynı şeyleri duymuş olmak, canımızı yakıyor.. İçimizi daraltıyor..
Yani şu bir haftalık gurbetliğimizde, inanın eskileri özlediğimi söylemeliyim.. Çünkü eskiden daha farklı konumlarda, daha iyi durumdaydık.. Şimdilerde ise birçok konuda geriye giden bir kentin evladı olarak sadece ahh.. çekiyor, bunları dile getirmenin utancını yaşıyorum..