MHP'li Özdağ, TBMM’de MHP Balıkesir Milletvekili İsmail Ok ve MHP Isparta Milletvekili Nuri Okutan ile birlikte başkanlık sistemi ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Özdağ, 15 Temmuz FETÖ darbesi sonrasında ortaya çıkan ağır politik, bürokratik, ekonomik ve toplumsal travma sürecinin en ağır şekilde devam ettiğini belirterek, Türk Ordusu’nun iç savaşın yaşandığı ve sınırların yeniden çizilmeye çalışıldığı Suriye’ye müdahale ettiğini söyledi. Özdağ, “Hava ve Kara Kuvvetlerimiz Musul operasyonuna dahil olmuştur. Ordumuz Suriye’de iki terör örgütüne karşı zor politik dengeler üzerinde bir savaş vermektedir. Müdahale edilen dar coğrafyada ABD, Rusya, İngiltere, İran, Suriye orduları ile istihbarat servisleri ve İsrail istihbarat servisi de bu savaş içerisinde yer almaktadır. Üstelik artık Türkiye ile ABD’nin müttefik olup olmadığı belli değildir. ABD ile PKK arasındaki ittifakın Hillary Clinton döneminde artarak devam edeceği anlaşılmaktadır” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz’da FETÖ terör örgütünün darbe girişiminde bulunduğunu hatırlatan Özdağ, “Şimdi doğrusu ve yanlışı ile bu örgüte karşı bir temizlik harekatı sürdürülmektedir. Buna karşılık yanlış ve eksik uygulamalar sebebiyle örgüt, PKK, IŞİD, ve DHKP-C’nin arkasında pusuya yatmıştır. Türk devleti ve milletine saldırma iradesi kırılmaktan çok uzak olan FETÖ, zarar tespit, güç tanzimi, moral düzeltme operasyonlarına yoğunlaşmıştır. FETÖ, Türkiye’de bir yandan PKK, IŞİD ve DHKP-C’nin çıkaracağı istikrarsızlığın yayılmasını, diğer yandan dış dinamiklerin Türkiye’yi politik, diplomatik, askeri ve özellikle kırılgan ekonomik zemin üzerinden finansal krize sürüklenmesini beklemektedir” şeklinde konuştu.
Özdağ şunları kaydetti:
“Türkiye’nin beka sorununu aşabilmesi için dış askeri müdahale, terörle mücadele ve istikrarsızlık dinamikleri karşısında alması kaçınılmaz olan tedbirler vardır. Bu tedbirler, milli birlik ve beraberlik sürecinin korunması, TSK’nın güçlendirilmesi ve moral değerlerinin yükseltilmesi, FETÖ ve PKK ile doğru bir mücadele stratejisinin uygulanması, Suriye ve Irak’ta askeri anlamda başarılı sonuç alınması başlıkları altında toplanabilir. Bu aşamada, yani Türkiye bu denli problemle uğraşırken ortaya çıkan başkanlık rejimi tartışmaları Türk toplumunda büyük bir siyasal gerilime sebep olacaktır ve hatta şimdiden olmaktadır. Erdoğan’ı sevenler ve nefret edenler arasındaki şu anki mevcut uçurum ve siyasal kutuplaşmanın hızla artacağından endişe duymaktayız. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diktatörlük kurmak istediği iddiaları ise, bu çerçevede toplumun büyük bir bölümünde karşılık bulacaktır.”

"Parlamenter sistem ülkemiz için sadece bir yönetim biçimi değil aynı zamanda milli güvenlik rejimidir"
Türkiye’nin ‘başarısız devlet’ statüsüne hızla sürüklenmesini isteyen odakların sayısının az olmadığını söyleyen Özdağ, şunları kaydetti:
“Referandum süreci nasıl biterse bitsin Türkiye zararlı çıkacaktır. Başkanlık için evet çıkması durumunda daha ilk günden Erdoğan’ın aslında bir ‘Pirus Zaferi’ kazandığı ortaya çıkacaktır. Referandum sürecinde iyice kutuplaşan toplumun kutuplaşması başkanlık sisteminde de devam edecektir. Başkanlık sistemine diktatörlük suçlaması, Türkiye dışından da yüksek sesle gelmeye başlayacaktır. Toplumun diğer kesimleri -ki yüzde 50'ye yakın bir bölümü- bunu kabullenemeyecek ve artan kutuplaşmanın da sonucunda sert gerilim devam edecektir. Bütün bunlar Türkiye FETÖ, IŞİD ve PKK ile mücadeleye odaklanmasını engelleyecektir. Terör büyük bir manevra alanı yakalayacaktır. Özetle, bu durumda içinden geçtiğimiz süreçte parlamenter sistem ülkemiz için sadece bir yönetim biçimi değil aynı zamanda milli güvenlik rejimidir. Parlamenter rejim her şeye rağmen Erdoğan’ın ülkemizi kontrolsüz şekilde askeri maceralara sürüklemesini engellerken, Türkiye’ye yönelik ‘diktatörlük ile yönetilen ülke’ nitelemelerini ortadan kaldırmasa da yumuşatmaktadır” diye konuştu.
Özdağ, şöyle konuştu:
“Biz MHP milletvekilleri, Kayseri Milletvekili Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ, Isparta Milletvekili Nuri Okutan, Balıkesir Milletvekili İsmail Ok ve Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz olarak parlamenter rejimin devamından yanayız. Biz Sayın Bahçeli’nin geçtiğimiz yıllarda onlarca kez ifade ettiği gibi başkanlık sisteminin Türkiye’yi özerkleşme, federalleşme üzerinden böleceğini görüyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi'ne gönül veren milyonların bizim gibi başkanlık sistemine ve bölünmeye karşı olduğunu biliyoruz. Ülkücü hareketin milyonlarca mensubunun, MHP teşkilatlarının, ülkücü sivil toplum örgütlerinin ve MHP milletvekillerinin başkanlık ve bölünmeye karşı olduğunu biliyoruz. ‘TBMM’de evet deriz referandumda hayır deriz’ şeklinde bir tavrın doğru olmadığını ve halkın aklı ile alay etmek olduğunu görüyoruz. Bu tavrı sergileyen arkadaşlarımızın 3 Kasım 2002 seçimlerinin sonuçlarından, Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığının önünün açılmasından ve 7 Haziran 2015 seçim gecesi yapılan açıklamanın ortaya çıkardığı neticelerden sonuç çıkarması gerektiğine inanıyoruz. Parlamenter sistemden yana olduğumuzu, AKP’nin başkanlık teklifinin TBMM gündemine geldiği zaman geçmemesi için 'hayır' oyu vererek ortaya koyacağız.”
Açıklama yapan milletvekilleri hakkında disiplin sürecinin başlatılmasına ilişkin soru üzerine MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, hiçbir makam ve mevkinin Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüğü ve Türkiye'nin dirliğinden daha önemli olmadığını belirtti.
Isparta Milletvekili Nuri Okutan ise, “Millet can pazarındayken birilerinin post pazarlığında olmasını kabul etmiyoruz. Neye mal olursa olsun. Disiplin sürecini hak ettiğimizi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.
Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ile Başbakan Binali Yıldırım arasında yaşanan tartışmaya ilişkin bir soru üzerine MHP'li Özdağ, "Sadece bir Genelkurmay Başkanının uyarısı söz konusu değil. Defaatle yapılan uyarılar söz konusu. Hepsini bir kenara bırakın, MHP'nin yaptığı uyarılar yeter” şeklinde konuştu.
(AUÖ-CC-Y)