böyle bir tedavi merkezi bulamayınca Gaziantep Otizm Vakfı Spor Merkezi'ni açan İngilizce öğretmeni Gülçin İkizceli, herkese örnek oldu.oti̇zm.jpgEğitim saatlerinin yetersizliğinden dert yanan ve devletin otizmlilere destek olması gerektiğini söyleyen İkizceli, yetkililere seslenerek, ''Bu eğitim programlarını yaygınlaştırmayı ve geçerli, faydalı olduğunu devlete göstermeyi hedefliyoruz. Devletin himayesinde ve devletin karşıladığı da bir yöntem olsun ve eğitim saatleri 40 saate çıksın istiyoruz. Devlet artık bunun otizmli çocuklar için bir gereksinim olduğunu fark etsin. Devlete örnek olalım'' dedi. OTİZMLİLERİN EĞİTİM SAATİ ÇOK AZÜçüzlerinden ikisinin otistik olduğunu öğrenince önce tedavi yöntemi sonra da özel eğitim merkezi arayışına girdiğini kaydeden Gülçin İkizceli, ''Tedavi yöntemi araştırdık. Bulamayınca 4 yaşındayken özel eğitimlere başladık. Sadece rehabilitasyon merkezlerinde resmi eğitim veriliyor. O da haftada 2 ya da 3 saat. Ki bu çocuklara 2-3 saat çok az. Normal çocuklarımıza bile 30-40 saat eğitim veriyoruz. Çünkü bunlar özel çocuklar. En az haftada 40 saat eğitime ihtiyaçları var. Öyle bir yer bulamayınca Gaziantep'te böyle bir yer açtık. 7 yıldır da otizmin içindeyiz'' diye konuştu. BEDEN EĞİTİMİ BRANŞINDA 10 EĞİTMEN GÖREV YAPIYORVakfı kurmaktaki tek amacının eğitim merkezi açmak olduğunu vurgulayan İkizceli, ''Ankara'da eğitim verecek bir yer bulduk. Aslında çocuklarımı Ankara'ya götürebilirdim. Ama buradaki çocuklara da faydalı olmak istedik. Eğitim sürelerini biz belirlemek için önce Gaziantep Otizm Vakfı'nı kurduk. Bireysel eğitim alanları da olmalı. Çünkü birbirlerinin yanlış davranışlarını da öğreniyorlar. Vakıf kurmaktaki amacımız zaten böyle bir okul açmaktı. Yaklaşık 4 ay önce de Gaziantep Otizm Vakfı Spor Merkezi olarak eğitimlerimize başladık. 10 eğitmenimiz var ve hepsi beden eğitimi branşında. Özellikle beden eğitimi branşına yöneldik. Çünkü enerjilerini dışarıya atmaları lazım. Enerji atarak ve eğlenerek komut almayı ve uygulamayı öğretiyoruz'' dedi. AMACIMIZ ONLARI TOPLUM İÇİNE KATMAK'Merkezde 3 ile 19 yaş arası öğrencileri olduğunu da söyleyen İkizceli, şöyle konuştu; ''Otizmin tarifi ve çizgileri net olan bir durum değil. Çünkü her otistik birey birbirinden farklı davranır. Otizmin ana sorunu sosyal iletişim sıkıntısı. Bizim çocuklarımız canları istemediği sürece sosyal iletişim kurmuyorlar. Otizm deyince bunu anlamak lazım. Çünkü otizm ne zeka geriliği ne de zihinsel engel. Öyle olanlar da var ama net olarak öyle değil. Bizim amacımız da onların sosyal becerilerini arttırmak. Yürüyüş bandı, kondüsyon bisikletleri, mekik, şınav gibi sporlar yaptırıyoruz. Sadece kendi içimizde eğitim varmiyoruz. Bisiklete biniyorlar, alışveriş merkezlerine gidip alışveriş yapıyorlar. Yemek yemeye gidiyorlar. Amacımız onları toplum içine katmak. Çünkü aileler onlarla biryere gidemiyor. Bu çocuklar zaten sosyal değil daha da içine kapanıyor ve daha kötüye gidiyor.''DEVLETE ÖRNEK TEŞKİL ETMEYİ İSTİYORLAREğitim programlarını yaygınlaştırmayı hedeflediklerini ve faydalı olduğunu devlete göstermeyi ve örnek teşkil etmeyi istediklerini belirten İkizceli, ''Bu eğitim programlarını yaygınlaştırmayı ve geçerli, faydalı olduğunu devlete göstermeyi hedefliyoruz. Devletin himayesinde ve devletin karşıladığı da bir yöntem olsun ve eğitim saatleri 40 saate çıksın istiyoruz. Devlet artık bunun otizmli çocuklar için bir gereksinim olduğunu fark etsin. Devlete örnek olalım. Aslında devlet bunun farkında ama devlete ihtiyacımız olduğunu fark ettirmek istiyoruz. Eğitim hakkımızsa otizmlerin de hakkı. Hatta daha fazla hakkı. Çünkü normal insanlar gibi hayatlarını idame ettiremiyorlar'' dedi. 1oti̇zm.jpgOTİZM BELİRTİLERİOtizmin tıbbi olarak doğumdan sonra ya da anne karnında bile anlaşılmadığının altını çizen İkizceli, otizmin belirtilerini şöyle anlattı; ''Otizm tıbbi olarak belli olmuyor. Anne karnında da belli olmuyor. Çoğu otistiklerin beyinlerinde anormallik olmuyor zaten. Ya da o farklılığı tıp henüz göremiyor. Genelde iki yaşından sonra anlaşılıyor. Göz teması kurmadığında, anlamsız ağladığında ve gece uyumak istemediğinde, tek başına zaman geçirmek istediğinde otizm şüphesi oluşuyor. Dokunmak istemiyorlar mesela. El çırpmak, kendi etrafında dönmek gibi takıntılı davranışları oluyor. Ancak her otistik farklı davranışlar gösteriyor. 'Farkındalık' demek bilmek demek değil. Bilmek olayı çözmüyor. Otizmi herkes biliyor zaten. Harekete geçmek ve eyleme dönüştürmek lazım. Yerel yönetimler bunlara destek olmalı. Onların ihtiyaçları normal insanlardan daha önemli. Çünkü otizm hızla yayınlan bir durum. Şu an tek çare eğitim gibi görünüyor. Bunun önüne geçmek için de çok hızlı çalışmamız lazım." HABER MERKEZİ