Ülkemizin AB üyeliği serüveni yarım asrı aşan bir süreden beri devam etmekte. Bizim ısrarla üyelik beklediğimizi anlayan Avrupalı, elinden gelen densizliği yapmaktan geri durmamakta. Öyle ki, görünen manzara farenin kediyle oyun oynamasını andırmaya başladı. Fare atakta, kedi uyuşuk ve teslimiyet içinde… Atatürk'ün gençliğe hitabesinde belirttiği ‘Gaflet, delalet ve hatta hıyanet…'' sözlerinin ilk ikisini yaşadığımız kesin. Bazı şeylere kuşbakışı bakmakta yarar var. Kıbrıs Rum kesimi AB üyeliğine ne zaman başvurdu? Ne zaman birliğe alındı? Bize uygulanan kural ve kriterler Kıbrıs Rumlarına da uygulandı mı? Hayır. Kıbrıs Rum Kesimine neden bu kadar kolaylık tanındı ve hemen içeri alındı. Çünkü, Türkiye'ye karşı korunup savunulmaları gerekmekte. Yani, Kıbrıs Rumları Türkiye düşmanı. AB Ermenistan'ın işgal ettiği Azeri topraklarını neden unuttu? Türkiye'nin Ermenistan'a uyguladığı ambargonun kaldırılması konusunda neden ısrarcı? Çünkü, Ermenistan Türkiye düşmanı… *** Bu zamana kadar AB üyeliğine aday olan kaç ülke için referandum yapıldı? Üyeliğimizin kesinleşeceği son aşamada Avusturya ile Fransa'nın referanduma gideceği, üyeliğimizi veto ile engelleyeceği kesin. Bu bilindiği halde hala üyelik hayaliyle uyanıp, üyelik hayaliyle düş görmenin ne âlemi var?, Bir önemli nokta daha. Bugüne kadar üyelik başvurusunda bulunan veya üyeliğe alınan kaç ülkeden Türkiye'den istenen şartlar istendi? Öyle bir ülke olsaydı bugün için tarihe gömülmüş olması gerekirdi. Çünkü, bizden istenenler devletin temel ilkelerini yok etmeye yönelik istekler. Bizim AB ne üye olmamız için Türklüğümüzü unutmamız, Atatürk'ü, onun ilke ve inkılâplarını yok saymamız, devletin bölünmesine ve parçalanmasına yönelik her isteği onaylamamız istenmekte. Karşılığında ne verecekler? Para vereceklermiş. Farzet ki, verdiler. Bu düşünce temelde vatanı ve milleti satmak anlamına gelmez mi? *** Irak işgalinin ardından ABD kendilerine casusluk ve taraftarlık yapan beş bin Kürdü uçaklarla Guantanamo adasına taşıyarak, koruma altına almıştı. Fransa da Gaziantep savunmasında kendileriyle birlikte çarpışan binlerce Ermeni'yi Fransa'ya taşıdı. Bugün Fransa'da Ermeni soykırımı masalını gerçeğe dönüştürmek isteyenler, taşınan Ermenilerin birinci kuşaktan çocukları. Fransa da bu yandaşlarıyla birlikte hareket etmekte. Fransa parlamentosundan Ermeni soykırımı kararları çıkardılar. Fransa'nın çeşitli kentlerine soykırım anıtları diktiler. AB içinde barbar Türkiye propagandaları aralıksız sürmekte. Geçen yıl bir Fransız kentinin belediye başkan adayının seçim afişinde şunlar vardı. Türkiye türbanlı bir kadın olarak resmedildi. Fransa okkalı bir erkek. Afişin altında da şu sözler yazılı. “Hayır olamaz. On tane Viyagra içsem de yapamam….” Hangi AB üyesi ülke Fransa'dan farklı düşünüyor?.. AB üyeliği Türkiye'nin bağrına sokulmak için altmış yıldan beri yontulup sivriltilen bir mızraktır. AB nin Türkiye düşmanı olduğunu ileri ve orta zekâlı olan herkes kolayca anlar. Aptallar da azıcık düşününce anlarlar. Kuş beyinliler asla anlayamaz işte. Ülkelerin onuru vardır. Türkiye'nin bu hayal peşinde yarım asrı aşması ve AB nin oyuncağı haline gelmesi onursuzluktur. Bekliyoruz. Acaba ne zaman uyanacaklar?