Sivil toplum örgütlerini “mektupla şikâyet,” marka kentin yeni modası olma yolunda…
Türkiye'de örnek olunacak mektupla şikâyet modeli Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanının şahsi buluşu… Şahsına münhasır bir buluş olduğundan posta bedellerini de kendi cebinden ödemiş… (PTT grevi nedeni ile birçok yere ulaşmamıştır sanırım)
Ne yaparsam yaparım bana kimse dur yanlış yapıyorsun diyemez… Çünkü ben Büyükşehir Belediye Başkanıyım… Dediğim dedik kestiğim ağaçtır…
Fuar alanındaki uygulamanın yanlışlığını, yazdık çizdik, üstelik bir, iki platform ve Gaziantep Kent Konseyi gibi işten anlayan bir oluşum olduğu halde...
Doğru; Kent Konseyi başkanı kendisi, yardımcısı Mimarlar Odası Şube başkanı…
Ne yazık ki kent konseyi başkanı, kendi başkan yardımcısını halka şikâyet ediyor ve her ikisi de yerinde oturuyor…
Hem savcı hem hâkim dediği bu olsa gerek… Ben çözemedim beraber çalıştığınız bir kimseyi nasıl halka şikâyet edersiniz… Yetkiniz yok mudur? Bu durumu çözebilen varsa bana lütfen anlatsın…
Evet, ne yaparsam yaparım bana kimse dur yanlış yapıyorsun diyemez… Çünkü ben Büyükşehir Belediye Başkanıyım… Dediğim dedik kestiğim ağaçtır…
Fuar alanı gitti 550 ağacıyla gitti… Hiç olmazsa çevreye duyarlı olunsa… Nizip Caddesi çamur ve tozdan görünmez durumda… Ama ben yaptım oldu düşüncesi birazda Nizip Caddesi sakinlerine vursun, kentin diğer caddelerinde olduğu gibi…
Ben yaptım düşüncesine uyar mı bilmem ama “şişman gazetelerde” tam sayfa “Yeni Rakı” Reklâmını görünce Sultan Dördüncü Murat'ı anımsadım…
* * *
Sultan dördüncü Murat tebdil-i kıyafet teftişe çıkar, içki içen var mı hesabı bir kayığa biner, boğazı geçecektir, tevafuk kayıkçı bizim meşhur ayyaş bekri Mustafa'dır…
Kıyıdan açılırlar, bekri Mustafa şişeyi çıkarır zuladan, iki fırt çeker... Kılık değiştirmiş sultan sorar: o nedir? Bekri ihtiyatlıdır, kuvvet şurubu, iki yudum içince kürek falan vız gelir bana… Padişah merak eder: birader ver iki yudum da ben içeyim... Bekri acır, kimse görmezsen gariban içsin iki yudum şarap der, şişeyi uzatır, sultan kafaya diker: “ulan bu düpedüz şarap…”
Bekri: Evet şarap…
Padişah: Ulan ben şarabı yasak etmedim mi?
Bekri: Lan sen kimsin şarabı yasaklayacak?
Padişah: Ben Sultan Murat'ım
Bekri küreği kapar: vurdum mu küreği yuvarlarım seni aşağı, daha iki yudum içtin “kendini padişah zannettin,” şişeyi bitirsen hâşâ “dünyayı ben yarattım diyeceksin!”
* * * *
Dünün sözü: “Bir gün biri Yunus Emre ye sorar? “efendim edebi nerden öğrendiniz…” Yunus Emre: “Edebi edepsizden öğrendim…” diye cevap verir...”

* * * *

Bu gazete ve her gazeteyi “okuduktan sonra” lütfen okunacak bir yere bırakın. Hiç bir yazının “son kullanma tarihi yoktur”.
[email protected]
[email protected]