Yıllar önce izlediğim Amerikan yapımı bir Western filmi vardı. Adı ‘‘öldür ve dua et ‘’senaryoya göre hasımlarını acımasız bir şekilde öldüren gringo, defin sırasında cebinden hiç eksik etmediği incilini çıkartarak kurbanına dua ediyordu. Ölüm ve dua faslı film boyunca devam etti.

44 kişinin hayatını kaybettiği son Beşiktaş saldırısı bana bu filmi hatırlattı. Terörün hayattan koparttığı her kurban ayrı bir değer. Her birinin umut dolu gelecek beklentisi var.

Ve ölümün ardında hüzünlü hikayeler.

2016 yılı sonunda gerçekleşen bu 17. bombalama eylemi. Terör toplumda infiale neden olacak, ses getirecek, sansasyonel eylemlerin peşinde.

Toplumsal birliğimiz ve toprak bütünlüğümüz tehlikede. Koşullar tamda 1920’li yılları işaret ediyor. Yeni bir "Kurtuluş Savaşı"nın eşiğindeyiz.

Sürüklendiğimiz günümüz koşullarına nasıl geldik. İhmalleri, suistimalleri ve gafletle ihaneti tartışmıyoruz. Şu andan sonra bunun bir faydası da yok.

Bu çok uluslu terör belası neyi amaçlıyor ve arka planında kimler var?

İşte burada yeniden o Amerikan yapımı kovboy filmine dönelim.

Acımasız, gaddar, kalleş, menfur, alçakça ve korkakça adına ne derseniz deyin, bağrımızda o bombaları patlatan taşeronlar yada ona bu pis işi ihale eden gringolar bugün bizimle aynı safta buluşanlardır.

Kınıyoruz diyen Amerika, Türkiye’nin yanındayız diyen Avrupa.

Bu kınama mesajları, açıklamalar, tweetler, çiçek bırakma seansları tam anlamıyla ikiyüzlülük, riyakarlık ve Türk milletinin aklıyla dalga geçmenin ta kendisi.

Öldüren ve öldürttüren bize taziyede bulunanlardır. Öldürdükten sonra dua eden o gringo Amerika’dır, Almanya’dır, Fransa, İngiltere, Belçika, adı batası, elleri kanlı, kanlı, kirli geçmişleriyle demokrasi fetvası verenlerdir.

PKK ve DAEŞ basit birer figüran. Senaryoyu yazıp, filme döken asıl irade, kapısında beklediğimiz AB ve müteffik rolündeki asıl düşman ABD.

Suriye’deki danışıklı dövüşün senaryosunu onlar yazdı. PKK’yı onlar azdırdı. Avrupa’da PKK’ya serbest dolaşım hakkını, barınma, lojistik, diplomatik destek, mali kaynakların kullanım serbestisini, silah ve mühimmat desteğini onlar sağladı. Bu timsah gözyaşlarını ve insanı tiksindiren taziye mesajlarını kabul etmiyoruz.

Onlar tıpkı o filmdeki gringo gibi öldürmeye ve sonrasında yasını tutup, dua etmeye edecekler.

Bu bir savaş ve biz bu savaşı kazanmak zorundayız.

Çünkü Anadolu coğrafyasındaki ikamet şansımız bu savaşın sonucuna bağlı.