Hiç okunmamış bazı şarkılar var sanılır. Oysa bazıları şairin defterinden dinlenir, bazıları bestekarın sazında dolaşır. Anonim şarkılar da halkın malı olmuştur. Bence sahibini arayan bir şarkı yok sayılır. Fakat bazı şarkılar şansız bir ortamda doğmuştur. Bulundukları ortamda vefasız insanlar, kibirli bazı sanatçılar vardır. Yeni şarkıların, yeni şairlerin ve bestecilerin önlerini keserler, onlara şans tanımamak için ellerinden geleni yaparlar.

Hep aynı eseri çalan, yıllanmış sazlar vardır. Yeniyi hiç aramayan, yorgun korolar vardır. Elli, atmış yıldan beri bir iki şarkısının saltanatını süren ve alkışa hala doymayan bazı besteciler vardır. İsimleri lazım değildir. Onları herkes bilir. Korolar aynı eserleri repertuarlarınsa sürekli tutmaya devam ettikçe, yeni eserleri dinlemeye hiç sıra gelmeyecektir. Müzik nasıl ilerler, bunu düşünen azdır. Eski tas eski hamam, böyle devam ederse, kim kazanır dersiniz, zaman bize gösterir. Başka müzik türleri, ortamı işgal eder. Solistler ve sazlar, bunu hiç düşünmezse, yeni eser geçmeyen bazı korolar, repertuarlarında yeni eserlere yer vermemeye devam ettikçe ve konserleri dinleyen seyirciler de, aynı filmi tekrar tekrar görmeye ve alkış tutmaya devam ettikçe, yeni şairler ne yapsın, yeni besteciler ne yapsın? Belki de bu işten vazgeçerler. Müziğimiz tıkanır. Ve bir gün gelir belki şöyle konuşulur: 'Bir zamanlar besteciler vardı. Geldiler bestelerini yaptılar, bize güzel şarkılar bıraktılar, göçüp gittiler. Bir daha bu ülkeye bestekar gelmedi.' İnşallah yanılırız.

Bir konser sunucusu konser sonunda şöyle diyordu: Biz sadece otuz yıl önceki şarkılara, şans verip okuyoruz. Ne kadar ayıp ve dar görüş sayılır bu sözler. Demek son otuz yıl içinde beste yapan yeni besteciler önce ölsünler, aradan otuz yıl geçsin, sonra bakarız demek istiyor. Bunu söyleyen sunucu adına ben utandım. Şairler, besteciler ölür, eserleri yaşar. Onların değerini bilmeyenler ise çok geçmeden unutulur. Son zamanlarda bazı vefasız güfte yazarları da türedi. Bestecisi ünlü ise sahip çıkan, bestecisi ünlü olmadığı için yapılan besteyi küçümseyen şımarık söz yazarları ortaya çıktı. Bu çok ayıptır. Bu gün için ismi çok duyulmamış olan bir bestecinin yaptığı besteler yarın çok ilgi gördüğü zaman ne yapacaklar acaba? İnşallah aşarız bunları…

Okunmamış bir şarkı, aslında yoktur. Şarkının bestekarı ilk solist, ilk okuyan sayılır. Üstelik bir şarkının en anlamlı okunuşu, bestecinin kendi sesinden olanıdır. Kalın sağlıcakla değerli okurlarım…