Aslında dikkat etmişseniz, uzun zamandır siyasi konularda fazla yazı yazmıyordum. Çünkü kendimizi tamamen şehrin sorunlarına, vatandaşın şikayetlerine vermiştik. Her ne kadar bazı gerçekleri yazmamızdan rahatsız olanların azmettirdiği ve kiralık adamların saldırısıyla, canımıza kasdedilmek ve susturulmak istensek de, bu can bizde olduğu müddetçe doğru bildiğimizi söylemeye devam edeceğimizin bilinmesini bir kere daha hatırlatmayı görev sayıyorum... Gelelim bugünkü konumuza... Siyaset gücünün, her yönüyle yetki ve etki kazandığı gerçeğinden hareketle, artık arayı kapatıp yazmam gerektiğine inanıyorum. Çünkü siyaset denilince temelinde yine kentin ve burada yaşayan bizlerin sorunları yatıyor... Nedir bu olumsuzluklar?
BİR; Kentimizin büyük göç almasından ve işsizliğin çoğalmasından sonra kent kültürünün kaybolması, gelenlerin kendi kültürlerini bizlere dayatma gücünü kullanması.
İKİ; Herkesin kendine göre demokrasi anlayışını benimsemesi, suç işlemenin adeta teşvik edilmesi. Bu yönde tepki koymaya çalışan veya ses çıkartanların uğradığı saldırılar veya baskılara dur diyecek bir gücün sergilenmeyişi...
ÜÇ; Önemli konumda ve yetkilerde olanların, sorumluluk havasından uzak tavırlar sergilemesi, yasadışı yapılan ve siyaset gücü kullanılan bir çok şeylere göz yumulması...
DÖRT; Gaziantep'in artık çıkar uğruna yasa dışı her yolun mübah sayılacak kent haline gelmesine seyirci kalınması...
BEŞ; Eğitimin ihmal edilmesi, sivil toplum örgütlerinin pasifleştirilmesi ve eyyama yönelik politikaya zorlanması...
Gayet net şekilde söyleyelim ve yakın geçmişli zamana yayılan bu olumsuzluklarda herkesin payının olduğunu kesinlikle unutmayalım...
Gelelim işin siyasi boyutuna... Şu bir gerçek ki, özellikle iktidar partisinin il başkanı Sayın Ökkeş Eruslu'nun, üst düzey yöneticileri tayin ettirme gücünü gösterdiği andan itibaren, kentte beklenilen etki görülmemiştir. Bunlar, kaynaşma, bütünleşme, sorunlara el birliği ile sahip çıkma gibi önem arzeden unsurlardır... Ve Sayın Eruslu bu yönde kılını bile kıpırdatmamıştır...

POLİS VE JANDARMA TEK BAŞINA YETMEZ

Üzülerek görüyoruz ki, maalesef şimdi Gaziantep'imiz, suç işlemeden korkmayan, insan sevgisinden uzak insanların cesaret bulduğu bir kent haline gelmiştir... Suç oluşumundan önce Polis ve Jandarma'nın yüzde yüz üstesinden gelemeyeceği sorunlar yumağının çözümündeki köklü ilacının, siyasetçilerimizde, sivil toplum örgütlerinde, odalarda, derneklerde ve milli eğitim yetkililerinde olduğunu söyleyebilirim... Şu anda bir parçalanmışlık söz konusudur. Ve bu parçalanmışlıktan maalesef illegalite yararlanmaktadır... İşte dikkati çekmeye çalıştığım konu bu... Burada dönüp dolaşıp en önemli görev iktidar partisinin il başkanına düştüğünü görüyoruz... Madem kentin lokomotifliğini üstlenmiş ve bu yönde hamleler yapmış, üstelik amacına ulaşmış... O zaman yaşadığımız kentte, herkesimle el ele verme, sorunları masaya yatırma, dayanışma sağlama, harekete geçirme ve çözme işlevini yürütmede önder olacak kişi de kendisi olmalı değil midir ? Ne yazık ki, Sayın Eruslu bu şansını iyi kullanamadığı gibi, kentimizin de başıboş ve suçlular şehri olmasında, farkında olmadan rol oynuyor... Çare yukarıda söylediklerimin hayata geçirilmesidir... Şu zamana kadar geçirmemiştir, söyleyeceklerimiz "bari bundan sonra harekete geçsin" demek olacaktır...

SAHİPSİZ KENT MİYİZ ?

Unutulmasın ki, şu anda bir çok kesim tarafından, Sayın Eruslu'nun partisindeki çeşitli sıkıntılar ve bazı belediyelerdeki olumsuz gelişmeler yüzünden, şehrimizde neler olup bittiği konusunda yeterince bilgi sahibi olamadığı, Gaziantep'in sahipsiz kent vasfına bürünmesinde belki de farkına varmadan önemli rol oynadığı, bunda milletvekillerinin hepsinin de ayrı bir role soyunmasının etkili olduğu ifade ediliyor. Söyleyecek daha çok şey var tabii... Ama sırasıyla hepsini bu köşede yazacağız... Tek derdimiz ülkemizin iyi yönetilmesi, Gaziantep'imizin yaşanabilir kent haline gelme yolunda çaba gösterilmesi... Ama Sayın Eruslu'nun da sırça köşkünden çıkıp, kentimizin sorunları hakkında bilgi sahibi olma yolunda harekete geçmesidir...

KARARSIZLAR VE GAZİANTEP'TE DYP'NİN DURUMU Cuma günü DYP Kadın Kolları Genel Başkan yardımcısı olan hemşehrimiz Sayın Nükhet Ocak Balkan ziyaretime gelmişti. Kendisine böyle bir görev verilmesinin Gaziantep adına sevindirici olduğunu ve gururlandığımı söyledim. Sohbetimizde söz döndü dolaştı ve siyasette durumun nasıl olduğuna geldi. Nükhet hanım "Ökkeş bey sizin görüşleriniz benim için önemli, AK Parti ne durumda, bizim partiyi nasıl görüyorsunuz?" dedi. Kendisine, AK Parti'nin her geçen gün oy kaybettiğini, bunda en önemli unsurun kararsızlar olduğunu söyledim. Çünkü AK Parti'nin oy patlaması, önceki iktidar partilerine olan tepkiye dayanıyordu. Ama şimdi bu iktidarın da onlardan farkı olmadığı görülmeye başlandı. "Bu nedenle düşüşe geçtiler" dedim. Ve daha sonra ekledim; "Ama bu kararsızlar, mevcut partileri de Türkiye'nin iyi yönetilmesi konusunda yeterli görmüyor. Örneğin DYP. Mehmet Ağar biraz hareket kazandırdı doğru ama önemli bunu oya çevirmedi. MHP'de aynı durumda. CHP ise aynı oyla kalabilir"
Nükhet Hanım "peki Gaziantep'te durum nasıl?" diye sorduğunda yanıtım şu oldu: "Vallahi Sayın Mehmet Ağar herhalde memnun ki, daha bir kere olsun gelmedi, halkın ve küstürülmüş bir kenarda duran gerçek DYP'lilerin sorunlarını dinleme zahmetinde bulunmadı. Parti öyle bir durumda ki, bırakın partilileri, vatandaşların büyük kısmı DYP'nin Gaziantep'te varlığı ile yokluğu konusunu tartışıyor. Özellikle kent sorunları, bazı belediyelerin yetersiz çalışması, eğitimdeki içler acısı durum, Küsgetteki yangının temelinde nelerin yattığı ve buna benzer yüzlerce sorun konusunda, halkın şikayetlerinin çığ gibi yükseldiği bir ortamda, DYP'nin bunların hiçbirisini gündeme taşıyıp çözüm önerilerinde bulunmaması dikkat çekici... Demekki DYP'nin il ve ilçe yöneticileri ülkenin ve kentimizin gidişatından memnun. Eğer öyle olmasaydı şimdi daha farklı konuşuyor olacaktık. DYP bunları değerlendirir, iyi bir muhalefet görevini yaparsa, o kararsız oyların bir kısmını kapar diye düşünüyorum"

RECEP TAYYİP ERDOĞAN DOĞRULADI

Evet... Nükhet hanıma bunları cuma günü söyledim. Dün (pazar) gazetelerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğa'ın, Amerika'da gazetecilere "oylarımız düştü, kararsızlar çok etkiledi" açıklamasını yaptığını okuduk. Demek ki, yanlış görmemiş, doğru tesbit yapmışım.

'OLDU ?

KÜSGET'teki yangın sonrası gelişmeler ne durumda ? Kaçak yakıt üretenler sadece 2 kişi olarak mı kaldı ? Diğerlerinin yeniden çalışmalarını başlattığı ve toplu taşımacılık yapanlar dahil olmak üzere son model araçların, yine geceleri kaçak mazot ve benzin kuyruğuna girdiği söyleniyor.
Önce Vilayet, sonra büyükşehir, ardından şehitkamil belediyeleri, sonra sanayi il müdürlüğü ve emniyet...
Şu ana kadar ÇIT yok...
Canı yanan, işyeri tahrip olan, kentinin huzurunu düşünen vatandaş bizi arayıp "'oldu?" diyor...
Başka vilayetlerde olsa, şimdiye kadar basına açıklamalar yapılır, gerçek suçlular açıklanır, alınacak tedbirler sıralanır ve uygulamaya geçilirdi...
Yine vatandaşın bir sözü, tabii ki bu kez adres Sayın Ökkeş Eruslu...
-"'oldu Sayın Eruslu ?" deniliyor...

Hepinize iyi haftalar