Gaziantep'te hareketli günlerin yaşanması, sivil toplum ruhunun harekete geçmesinden kaynaklandı. Kamil Ocak Stadının yeri için herkesin elbirliği içinde hareket etmesi, Düztepe Çamlık parkının sivil toplum ve kent yöneticilerinin karşılıklı anlayışlarıyla olumlu sonuçlanması, uzun zamandır görmediğimiz güzel görüntüler oluşturdu.
Demek ki, sivil toplum ruhu canlanınca, kenti yönetenler buna olumlu karşılık verebiliyormuş.. Demek ki ses çıkarmamak, olumlu tepki vermemek işe yaramıyormuş.. Yıllardır gazete ve Haftaya Bakış köşesi olarak bunları anlatmaya çalışıyorduk oysa.. İşte gördük, vatandaş haklı olarak yasal çerçeve içinde kalarak tepkisini koyabiliyorsa, bu karşılıksız kalmıyormuş.
KAMİL OCAK MEYDAN SAVAŞI
Gazetedeki arkadaşlar gerçekten güzel başlık atmışlardı. Kamil Ocak'ın meydan olmasını istiyorduk ve bu uğurda yine yasal çerçevelerde kalma kaydıyla ciddi bir mücadele verdik.. Hakkını yemeyelim, Asım Güzelbey bu işin başını çekti.. Her ne kadar bazı konularda eleştiri yapıyorsak da, bu konuda alkışımızı aldı.. Bugün TOKİ'den yetkililer gelecek, inşallah verecekleri rapor olumlu olur ve Kamil Ocak'ın yeri Gaziantep'e yaraşır bir meydana dönüşür.
BELEDİYELER GERÇEKTEN ARSA OFİSİ GİBİ Mİ?
Önce Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi'nin hakkını verelim.. Her ne kadar Bekir hoca STK'lardan gıcık almaya başlasa da, biz sivil toplumun büyük önemine inanmaktayız..Bu anlayış çerçevesinde Mimarlar Odası'nın Gaziantep tarihinde şu ana kadar eşi görülmemiş bir uyarıda bulunmasını çok önemsiyoruz.. Çünkü Gaziantep adeta yağmalanıyor.. Gidin tapu dairelerine bakın.. Belediyeleri takibe alın.. Neler oluyor neler.. Belediyeler resmen çıldırmış durumda..Yani benzetme o kadar güzel ki, adeta " Arsa ofisi gibi" çalışıyorlar.. Elbette arsa almak satmak suç değil, ama öyle şeyler oluyor ki, köylüler mağdur ediliyor.. İnsanlar kandırılıyor.. 6 ay önce imara açılması sözkonusu bile olmayan bölgelerde, bazı kişiler önce ucuz fiyatlara arsa ve arazi satın alıyor...Örneğin metresini 10-15-20 liraya filan.. Sonra bir bakıyorsunuz 6 ay geçmeden belediyelerden imar kararı çıkartılıyor veya noktasal imar tadilatlarıyla o arsaların değeri 100-150-200 TL oluveriyor..İş sadece bu değil tabii.. Örneğin bir Yamaçtepe olayı varki, hala kimse bir anlam veremiyor planlanmayışına.. Bu da şöyle yorumlanıyor, Yamaçtepe planlamaya alınırsa, arsa rantçılarının kazançları azalır.. Daha komedi olan yönü ise, şehrin merkezine en yakın bölge olan Yamaçtepe, planlamaya alınmazken, en uzak bölgelerin planlamasının yapılması..Bir örnek daha.. Köy Hizmetlerinin yeri.. Topluca satımı kararında ihaleye giren olmadı. Sonra arsa parçalanarak satılma kararı alındı, yine satılmayacak gibi gözüküyor.. Niye acaba ? Yine bir tavsiye şu tapu dairelerine bir gidin görün gerçeği.. Bir arsa veya arazinin günde üç kez satışı yapılıyor..Sabah satılıyor, öğlen bir başkasına satılıyor, akşam bir başkasına..Şaka yapmıyorum, gidin bakın Tapuya..
NOT:Belediyelerle ilgili özellikle arsa konularında inanılmaz iddialar geliyor. Tabii ki, belgeler istiyoruz getirenlerden..Bunları araştırıyoruz ve şaşırtıcı uygulamalar olduğunu görüyoruz.. Maalesef yeni moda işler türemiş olduğunu, durup dururken belediyelere arsalarını hibe edenlerin, sonradan acayip yöntemlerle, Yeşil demeden, Bostandan sebzeyi görmeden Vadi'yi kolayca geçen, AK'mı kara mı demeyip, Kentleşenlerin kısa zamanda nereye nasıl geldiklerini görüyoruz.. Bunları somutlaştırdığımızda, bazı ilginç alışverişler, takas yerine hibe yöntemlerinin nasıl uygulandığını, Rıza-ı Taksim'in nasıl yapıldığını sizlerle paylaşacağız..
POLİSİN NEZAKETİ, PARTİLİNİN ŞIMARIKLIĞI VE SONRASI?
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile ASP Bakanı Fatma Şahin ŞKM'de toplantı yapacak. Dışarısı araç parkı yönünden hayli yoğun. Vatandaşın birisi aracını protokolün bulunacağı yere getirip park etmek istiyor. Polis uyarıyor, tabii nazik biçimde. Hemde saygıyla karşılanacak türden.. Araç siyah plakalı büyük ihtimalle belediyelerden birine ait..Vatandaş dinlemiyor ve "ben buraya koyacağım" diyor..Polis bak oruçluyuz, sende oruçlusun, bize talimat var, buraya araç parkettirilmeyecek denildi. Az ilerde yer var, lütfen oraya götür aracını"diyor.. Arkadaş tepkisini daha da arttırıyor ve "Ben AK Partinin ....."diyor. Polis yine ısrar ediyor ama arabayı bir türlü oradan çektiremiyor..O sırada son çare, Bakan Davutoğlu'nun korumasına giderek durumu anlatıyor.. Koruma oraya geliyor, biraz önce diklenen partili vatandaşa dönerek "hemen kaldır o arabayı, hadiii"diye bağırıyor.. Yaklaşık 10 dakikadır polise kafa tutan partili arkadaş o anda süt dökmüş kedi gibi "peki efendim"diyor ve aracını çekiyor..
Bunu niye anlattım biliyormusunuz.. İktidar sarhoşluğuna kapılan bazı kendini bilmezlerin bundan sonraki davranışlarını kontrol etmesi için.. Polise kafa tutan Bakan korumasına da tutmalı değilmi.. Ama yapamıyor.. İşte orası çok önemli.. Elbette kendini bilmez polislerde var.. Davranışları kaba olan, vatandaşa hakaret eden türler.. Ama bunlar istisnadır. Tıpkı AK Partiliyim diyen ve şımarıkça davranan o kişinin istisna olduğu gibi..
ATATÜRK BULVARI DEĞİŞİYOR
Geçen hafta yazmış ve "Sayın Asım Güzelbey Başkan oldu, Atatürk Bulvarı, Kırkayak ve Başkarakol yönündeki yol hala asfaltlanmadı.. Yanılıyorsam düzeltsinler.. Hala Gaziantep'te bahsettiğim caddenin yolu Celal Doğan'ın asfaltıyla duruyor"demiştim.. Önce Settar Çanlıoğlu aradı sabah erkenden, sonra Asım Güzelbey.. Bu güzergah üzerinde projeleri olduğunu söyleyen Güzelbey, Suburcu'ndan başlayıp Kendirli Kilisesi yönüne kadar olan bölgenin aynı Gaziler Caddesi gibi olacağını, burası için çalışmanın Kasım ayında başlayacağını ifade etti. Atatürk Bulvarından Başkarakol'a kadar olan kısmı ise iyileştireceklerini dile getirdi.. Şunu hemen belirtmeliyim.. Her yeni projeye, her yeni ve kentin yararına olacak hizmetlere alkış tutarım.. Ama Gaziler Caddesinde esnafın mağdur edilmesine yönelik yanlışların Atatürk Bulvarı esnafına yapılmamasını da hatırlatmayı görev sayarım.
BU İŞTE HAKİKATEN TERSLİK VAR
Uzun yıllardır Gaziantep'te sinyalizasyon sistemini organize eden arkadaşların ne yapmak istediklerini bir türlü anlamamışımdır..Bu arkadaşların Gaziantep'te yaşadıklarından da şüpheliyim üstelik.. Acaba kent merkezinden uzak mı yaşıyor bu arkadaşlar. Helikopter ile mi gidip geliyorlar işlerine ve evlerine doğrusu merak ediyorum.. Birde kısa adı UKOME olan Ulaşım Koordinasyon Merkezi var tabii.. Onlar da bir garip.. Son uygulamalar gerçekten garip.. Kent merkezinde ortalama en fazla 60. km olan hız için 70 kararı almışlar.. İstesen bile 70'i bulamayacağınız yollarda hız limiti 70 oluvermiş.. 70 km. olması gereken gereken yola ise 50. km. hız vermişler.. Bir garip uygulama daha yapmışlar ki, "ya sabır"çekmeden yapamıyorsunuz.. En iyisi bunu ben değil de, dert yanan Şakir Koyuncu adlı okurumuzun yazdıklarıyla öğrenelim.. Gelin birlikte okuyalım:
"Ökkeş bey merhaba; Gaziantep'in sorunlarına en duyarlı gazete ve gazetecisi olarak sizden bir konuya el atmanızı rica ediyorum. Organize sanayide bir firma sahibiyim. Dedeman otel kavşağından başlayarak Gatem kavşağına kadar her yerde otomobiller için 70 km. ; Doblo Kango, Partner, Transit gibi araçlar için 50 km. hız sınırı uygulanmaktadır. Fakat bu maximum 50 km. gitmesi istenen araçların çoğunda otomobil motoru var. 50 km. süratle bu geniş kavşaklarda araçların geçişi çok sıkıntı yaratıyor, araç sahipleri nerede mobese varsa süratlerini 50 km. ye düşürüp başka yerlerde o açığı kapatmak için 90-100 km. sürate çıkıyorlar. Fabrikalarda vardiye düzeninde problemler oluşmakta olup, bir çalışanın organizeden eve gidiş gelişi bu ölçülerde bir günde toplam 2,5-3 saati bulmaktadır. Yeni açılan adliye önünde bu araçlarla 56 km. süratle ceza yiyen araç sahipleri vergi dairesi önünde trafik cezalarını ödemek için kuyruk oluşturuyor. Her işyerine gelmese ayda 3-4 adet ceza geliyor. Gaziantep bu uygulamalardan dolayı herhalde Türkiye de en çok ceza kesilen şehirdir. Bu yüzden otomobillere uygulanan 70 km. sınırı bu araçlar için de uygulanması gerekir.. Bu konunun muhataplarının bir an önce soruna çözüm bulmaları gerekiyor. Çünkü bu konudan canı yanan kişi sayısı on binleri aşmış durumda. Sizden bu konuya bir el atmanızı rica eder iyi çalışmalar dilerim"
Evet.. Bu konu nedeniyle sık sık aldığım şikayetlere son olarak Şakir beyin maili eklenince, hafta boyunca bu konuyla ilgili herkesi konuşturacak, çözüm çaresine bakacağız.
Hepinize iyi haftalar...
Gaziantep'te hareketli günlerin yaşanması, sivil toplum ruhunun harekete geçmesinden kaynaklandı. Kamil Ocak Stadının yeri için herkesin elbirliği içinde hareket etmesi, Düztepe Çamlık parkının sivil toplum ve kent yöneticilerinin karşılıklı anlayışlarıyla olumlu sonuçlanması, uzun zamandır görmediğimiz güzel görüntüler oluşturdu.Demek ki, sivil toplum ruhu canlanınca, kenti yönetenler buna olumlu karşılık verebiliyormuş.. Demek ki ses çıkarmamak, olumlu tepki vermemek işe yaramıyormuş.. Yıllardır gazete ve Haftaya Bakış köşesi olarak bunları anlatmaya çalışıyorduk oysa.. İşte gördük, vatandaş haklı olarak yasal çerçeve içinde kalarak tepkisini koyabiliyorsa, bu karşılıksız kalmıyormuş. KAMİL OCAK MEYDAN SAVAŞI Gazetedeki arkadaşlar gerçekten güzel başlık atmışlardı. Kamil Ocak'ın meydan olmasını istiyorduk ve bu uğurda yine yasal çerçevelerde kalma kaydıyla ciddi bir mücadele verdik.. Hakkını yemeyelim, Asım Güzelbey bu işin başını çekti.. Her ne kadar bazı konularda eleştiri yapıyorsak da, bu konuda alkışımızı aldı.. Bugün TOKİ'den yetkililer gelecek, inşallah verecekleri rapor olumlu olur ve Kamil Ocak'ın yeri Gaziantep'e yaraşır bir meydana dönüşür. BELEDİYELER GERÇEKTEN ARSA OFİSİ GİBİ Mİ? Önce Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi'nin hakkını verelim.. Her ne kadar Bekir hoca STK'lardan gıcık almaya başlasa da, biz sivil toplumun büyük önemine inanmaktayız..Bu anlayış çerçevesinde Mimarlar Odası'nın Gaziantep tarihinde şu ana kadar eşi görülmemiş bir uyarıda bulunmasını çok önemsiyoruz.. Çünkü Gaziantep adeta yağmalanıyor.. Gidin tapu dairelerine bakın.. Belediyeleri takibe alın.. Neler oluyor neler.. Belediyeler resmen çıldırmış durumda..Yani benzetme o kadar güzel ki, adeta " Arsa ofisi gibi" çalışıyorlar.. Elbette arsa almak satmak suç değil, ama öyle şeyler oluyor ki, köylüler mağdur ediliyor.. İnsanlar kandırılıyor.. 6 ay önce imara açılması sözkonusu bile olmayan bölgelerde, bazı kişiler önce ucuz fiyatlara arsa ve arazi satın alıyor...Örneğin metresini 10-15-20 liraya filan.. Sonra bir bakıyorsunuz 6 ay geçmeden belediyelerden imar kararı çıkartılıyor veya noktasal imar tadilatlarıyla o arsaların değeri 100-150-200 TL oluveriyor..İş sadece bu değil tabii.. Örneğin bir Yamaçtepe olayı varki, hala kimse bir anlam veremiyor planlanmayışına.. Bu da şöyle yorumlanıyor, Yamaçtepe planlamaya alınırsa, arsa rantçılarının kazançları azalır.. Daha komedi olan yönü ise, şehrin merkezine en yakın bölge olan Yamaçtepe, planlamaya alınmazken, en uzak bölgelerin planlamasının yapılması..Bir örnek daha.. Köy Hizmetlerinin yeri.. Topluca satımı kararında ihaleye giren olmadı. Sonra arsa parçalanarak satılma kararı alındı, yine satılmayacak gibi gözüküyor.. Niye acaba ? Yine bir tavsiye şu tapu dairelerine bir gidin görün gerçeği.. Bir arsa veya arazinin günde üç kez satışı yapılıyor..Sabah satılıyor, öğlen bir başkasına satılıyor, akşam bir başkasına..Şaka yapmıyorum, gidin bakın Tapuya.. NOT: Belediyelerle ilgili özellikle arsa konularında inanılmaz iddialar geliyor. Tabii ki, belgeler istiyoruz getirenlerden..Bunları araştırıyoruz ve şaşırtıcı uygulamalar olduğunu görüyoruz.. Maalesef yeni moda işler türemiş olduğunu, durup dururken belediyelere arsalarını hibe edenlerin, sonradan acayip yöntemlerle, Yeşil demeden, Bostandan sebzeyi görmeden Vadi'yi kolayca geçen, AK'mı kara mı demeyip, Kentleşenlerin kısa zamanda nereye nasıl geldiklerini görüyoruz.. Bunları somutlaştırdığımızda, bazı ilginç alışverişler, takas yerine hibe yöntemlerinin nasıl uygulandığını, Rıza-ı Taksim'in nasıl yapıldığını sizlerle paylaşacağız. POLİSİN NEZAKETİ, PARTİLİNİN ŞIMARIKLIĞI VE SONRASI? Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile ASP Bakanı Fatma Şahin ŞKM'de toplantı yapacak. Dışarısı araç parkı yönünden hayli yoğun. Vatandaşın birisi aracını protokolün bulunacağı yere getirip park etmek istiyor. Polis uyarıyor, tabii nazik biçimde. Hemde saygıyla karşılanacak türden.. Araç siyah plakalı büyük ihtimalle belediyelerden birine ait..Vatandaş dinlemiyor ve "ben buraya koyacağım" diyor..Polis bak oruçluyuz, sende oruçlusun, bize talimat var, buraya araç parkettirilmeyecek denildi. Az ilerde yer var, lütfen oraya götür aracını" diyor.. Arkadaş tepkisini daha da arttırıyor ve "Ben AK Partinin ....."diyor. Polis yine ısrar ediyor ama arabayı bir türlü oradan çektiremiyor..O sırada son çare, Bakan Davutoğlu'nun korumasına giderek durumu anlatıyor.. Koruma oraya geliyor, biraz önce diklenen partili vatandaşa dönerek "hemen kaldır o arabayı, hadiii"diye bağırıyor.. Yaklaşık 10 dakikadır polise kafa tutan partili arkadaş o anda süt dökmüş kedi gibi "peki efendim"diyor ve aracını çekiyor..Bunu niye anlattım biliyormusunuz.. İktidar sarhoşluğuna kapılan bazı kendini bilmezlerin bundan sonraki davranışlarını kontrol etmesi için.. Polise kafa tutan Bakan korumasına da tutmalı değilmi.. Ama yapamıyor.. İşte orası çok önemli.. Elbette kendini bilmez polislerde var.. Davranışları kaba olan, vatandaşa hakaret eden türler.. Ama bunlar istisnadır. Tıpkı AK Partiliyim diyen ve şımarıkça davranan o kişinin istisna olduğu gibi.. ATATÜRK BULVARI DEĞİŞİYOR Geçen hafta yazmış ve "Sayın Asım Güzelbey Başkan oldu, Atatürk Bulvarı, Kırkayak ve Başkarakol yönündeki yol hala asfaltlanmadı.. Yanılıyorsam düzeltsinler.. Hala Gaziantep'te bahsettiğim caddenin yolu Celal Doğan'ın asfaltıyla duruyor" demiştim.. Önce Settar Çanlıoğlu aradı sabah erkenden, sonra Asım Güzelbey.. Bu güzergah üzerinde projeleri olduğunu söyleyen Güzelbey, Suburcu'ndan başlayıp Kendirli Kilisesi yönüne kadar olan bölgenin aynı Gaziler Caddesi gibi olacağını, burası için çalışmanın Kasım ayında başlayacağını ifade etti. Atatürk Bulvarından Başkarakol'a kadar olan kısmı ise iyileştireceklerini dile getirdi.. Şunu hemen belirtmeliyim.. Her yeni projeye, her yeni ve kentin yararına olacak hizmetlere alkış tutarım.. Ama Gaziler Caddesinde esnafın mağdur edilmesine yönelik yanlışların Atatürk Bulvarı esnafına yapılmamasını da hatırlatmayı görev sayarım. BU İŞTE HAKİKATEN TERSLİK VAR Uzun yıllardır Gaziantep'te sinyalizasyon sistemini organize eden arkadaşların ne yapmak istediklerini bir türlü anlamamışımdır..Bu arkadaşların Gaziantep'te yaşadıklarından da şüpheliyim üstelik.. Acaba kent merkezinden uzak mı yaşıyor bu arkadaşlar. Helikopter ile mi gidip geliyorlar işlerine ve evlerine doğrusu merak ediyorum.. Birde kısa adı UKOME olan Ulaşım Koordinasyon Merkezi var tabii.. Onlar da bir garip.. Son uygulamalar gerçekten garip.. Kent merkezinde ortalama en fazla 60. km olan hız için 70 kararı almışlar.. İstesen bile 70'i bulamayacağınız yollarda hız limiti 70 oluvermiş.. 70 km. olması gereken gereken yola ise 50. km. hız vermişler.. Bir garip uygulama daha yapmışlar ki, "ya sabır"çekmeden yapamıyorsunuz.. En iyisi bunu ben değil de, dert yanan Şakir Koyuncu adlı okurumuzun yazdıklarıyla öğrenelim.. Gelin birlikte okuyalım: "Ökkeş bey merhaba; Gaziantep'in sorunlarına en duyarlı gazete ve gazetecisi olarak sizden bir konuya el atmanızı rica ediyorum. Organize sanayide bir firma sahibiyim. Dedeman otel kavşağından başlayarak Gatem kavşağına kadar her yerde otomobiller için 70 km. ; Doblo Kango, Partner, Transit gibi araçlar için 50 km. hız sınırı uygulanmaktadır. Fakat bu maximum 50 km. gitmesi istenen araçların çoğunda otomobil motoru var. 50 km. süratle bu geniş kavşaklarda araçların geçişi çok sıkıntı yaratıyor, araç sahipleri nerede mobese varsa süratlerini 50 km. ye düşürüp başka yerlerde o açığı kapatmak için 90-100 km. sürate çıkıyorlar. Fabrikalarda vardiye düzeninde problemler oluşmakta olup, bir çalışanın organizeden eve gidiş gelişi bu ölçülerde bir günde toplam 2,5-3 saati bulmaktadır. Yeni açılan adliye önünde bu araçlarla 56 km. süratle ceza yiyen araç sahipleri vergi dairesi önünde trafik cezalarını ödemek için kuyruk oluşturuyor. Her işyerine gelmese ayda 3-4 adet ceza geliyor. Gaziantep bu uygulamalardan dolayı herhalde Türkiye de en çok ceza kesilen şehirdir. Bu yüzden otomobillere uygulanan 70 km. sınırı bu araçlar için de uygulanması gerekir.. Bu konunun muhataplarının bir an önce soruna çözüm bulmaları gerekiyor. Çünkü bu konudan canı yanan kişi sayısı on binleri aşmış durumda. Sizden bu konuya bir el atmanızı rica eder iyi çalışmalar dilerim" Evet.. Bu konu nedeniyle sık sık aldığım şikayetlere son olarak Şakir beyin maili eklenince, hafta boyunca bu konuyla ilgili herkesi konuşturacak, çözüm çaresine bakacağız.
Hepinize iyi haftalar...