Gaziantep'te tanınmış simalara saldırılar başladığına göre bunun arkası gelecektir... Çünkü ülkede ama özellikle yaşadığımız kentte illegal düşünce her geçen gün değer kazanmaktadır... Legal yönden yaşamın kıymet-i harbiyesi kalmamıştır... Yasalar, hele yeni çıkan TCK tamamen namuslu ve işini dürüst yapmak isteyen vatandaşın aleyhinedir... İllegalitenin içinde olanlar, yeni TCK'nın getirmiş olduğu hakları iyi kullanmakta ve işsizliğin de getirmiş olduğu avantajla her geçen gün güç ve kuvvet toplamaktadır... Bu her yönüyle gerçektir... Artık meydan illegaliteye kalmak üzeredir... Mafya düzeni hakimiyetini yavaş yavaş kurmaktadır... Tehditse tehdit, vurmaksa vurmak, dövmekse dövmek... Bunların hepsi Gaziantep'imizin bağrına vurulmuş bir hançer gibi apaçık meydandadır... Ama gerek siyasilerimizin, gerek yöneticilerimizin bu gerçeği görmek istemeyişlerindeki duyarsızlık, meydanın boş kalmasını sağlıyor ve illegaliteye cesaret veriyor... İşte bunun son örneği CHP il Başkanı Nöfer Küllük'e hastanede yapılan saldırı... Bu yukarıda söylediklerimi doğrulayan en önemli belgedir...
Saldırıya uğradığımda ziyaretime gelen her yetkiliye söylediğim tek şey, "Bu olaya Ökkeş Özekşi olayı olarak bakmayın. Bu saldırının üzerine gidin, peşine düşün, bir kınama ile geçiştirip unutturmayın. Belki sizlerin can güvenliği konusunda endişeniz yoktur. Çünkü silahlarınız ve korumalarınız vardır... Ama bu kentte 1 milyonu aşkın nüfus yaşıyor. Bu saldırının failleri bulunması halinde, bundan sonraki saldırılara fazla cesaret edilemez... Yapacağınız her konuşma, atacağınız her adım illegaliteye geri adım attırır. Kentte otoritenin varlığını gösterir... Yok işi kişisel olarak ele alır, bir kınama ile geçiştirirseniz, bunların arkası gelecektir" demiştim...
Ve... Nöfer Küllük'e yapılan saldırı, bu cesaretin bir ürünüdür... Hiç merak etmeyin bunların arkası gelecektir... Çünkü yetkililerin olaya bakışındaki ve ciddiye almayışlarındaki hal ve davranış bunu göstermektedir...

Modern dönercilerde kalite ve fiyat kontrolünden kim sorumlu

Bu yönde yoğun şikayetler geliyor. Elbette memnuniyet gösterenlerde arıyorlar. Ama bizim işimiz, şikayete yönelik durumlarda bunları kamuoyuna duyurmak ve yetkililere iletmektir. Bu nedenle konuyu gündeme getirmek ve mutlaka önüne geçilmesi yolunda yetkilileri harekete geçirmek istiyoruz. Önce bir şeyi çok merak ediyoruz, bu dönercilerdeki fiyatları kim belirliyor, neye göre tesbit ediliyor? Ve vatandaş şikayet etmek istediğinde kimi aramalı? Son zamanlarda maşallah çok lüks dönerciler açılıyor... Bunlar gelişen Gaziantep açısından iyi görüntüler... Ben fazla et yemeyen birisi olarak genellikle dönercilere gitmiyorum. Ama bizler gibi çok sayıda insanlar, özellikle misafirleri olduğunda, haliyle düzgün görüntülü mekanlara götürmek zorunda kalıyor. Güzel dizayn edilmiş ve çok iyi dekor yapılmış bu dönercilere girdiğinizde burnunuza gelen kokuyu boşveriyorsunuz...
Oysa olmaması lazım. Daha bir de döner bölümünü arka tarafa koymuşlar. Yani önünüze konulan dönerin nasıl yapıldığını, yapanın nasıl birisi olduğunu görme şansınız yok... Ama masanıza gelen ve yetersiz olduğu her halinden belli olan garsonların davranış ve konuşmalarını boşveremiyorsunuz. Daha sonra gelen dönere bakıyorsunuz ve son olarak bu döner için istenen rakamlara donup kalıyorsunuz... Örneğin ne yersiniz, ya sa de yada iskender. Bunlar en lüks ve ünlü dönercilerin bulunduğu Ankara, İstanbul ve Bursa'da yaklaşık yarı fiyatına... Ama şehrimizde iki misli... Pahalı olması gereken yerler bu iller... Nedense oralarda fiyat düşük, şehrimizdeki modern dönercilerde yüksek...
Bir kişilik dönere kaç gram et düşer bilmiyorum.
Bir kilo etin fiyatı 15 YTL olduğuna göre, iki kişinin yediği bir sade, bir de iskender dönerin ayran ve kola ile birlikte 26 milyon olmasının açıklamasını kim yapacak doğrusu merakla bekliyorum...

Lüks restorantlarda da aynı şikayetler var Evet...Anlaşılan şu ki, bu kentte diğer şeylerde olduğu gibi yiyecek sektöründe de herşey başıboş bırakılmış... Söyleyeceklerim sadece modern salonlar açan dönerciler için değil... Bunun lokantacısı var, restorantcısı var...Örneğin yeni bir restorant açılmış isim vermeyeceğim, diyorlar ki "güzel yer hoş yer ama ne yersen ye, kelle başı en az 75-80 milyona razı ol" Geçenlerde bir okurum eşini ve çocuğunu götürmüş, gelen hesaptan sonra bırakın o restoranta gitmeyi, yanından bile geçmeye yemin etmiş... Görünen o ki, bunlar başıbozukluğun, denetimsizliğin sonuçlarıdır... Buradan şu sonuç çıkıyor; Şehirde yaşayan insanların can güvenliği yönünden çektiği sıkıntılara, son zamanlarda bazı dönerciler, lokanta ve restorantlarda tarafından cüzdan güvenliği de eklenmiş...
Bu arada düzgün çalışan, fiyatlarda üçkağıtçılık yapmayan, en iyi hizmeti getirenlerin bu eleştirimden alınmamasını istiorum. Biz onlara sözümüz yok... Hatta takdir bile ediyoruz. Tahminim onlarda bizim gibi düşünüyorlardır...

Yaşar Ağyüz'ün tepkisi boşuna

Yaptığı basın açıklamasında Şahinbey Belediyesi karşısındaki otopark ihalesi öncesi usulsüzlüğü dile getirmiş, vali ve büyükşehir başkanını göreve çağırmış... Ağyüz'ün bu iddiası başka ülkelerde olsa, ortalık karışır, sivil toplum ayağa kalkar, medya gündeminden düşürmez... Ama baktım Ağyüz'ün böylesine dikkat çekici açıklaması 3-4 gazetede yayınlanmış... Demek ki artık bu işleri herkes kanıksamış... Kim ne derse desin kim ne söylerse söylesin havagazı... Çünkü Belediye Başkanlarının çoğu bildiğini okur... Örneğin Şahinbey başkanı... Ne yapsın yani, şimdi tutsun karşısında yaptıracağı otoparkı, tanımadığı birisine mi versin... Bu eşyanın tabiatına aykırı... Bu konuda firmalar gazeteye telefon açarak, bugün yapılacak olan ihaleye katılmak için belediyeye gittiklerini, dosya istediklerini ama oradaki görevlinin "başkanla konuşun" dediğini söyleyerek şikayette bulundular...
Bende kendilerine "doğru" dedim ve ekledim; "Sizler çıkıp tepki koyabiliyormusunuz, bunu kamouyuna açıklıyormusunuz? Hayır... Bana dönerek siz yazın diyorsunuz. Biz de vatandaşın her konulardaki haklı şikayetlerini her zaman olduğu gibi yazıyor dile getiriyoruz ve sonuçta malumunuz üzre saldırıya uğruyor, ölümden dönüyoruz"
Evet... Maalesef durumlar böyle... O arkadaşlar para kazanacak, ama bunu elde etmek için yasal yönden üzerlerine düşen görevden kaçacaklar... Bir kere şu gerçeği kabul edelim... Bu kentte belediyelerin başına kim gelirse gelsin bildiğini okur... Önce de böyleydi, şimdi de... İhale işleri akçeli olduğundan, haliyle işler yasal yönden kılıfına uydurulur. Ama benim asıl üzüldüğüm sesini çıkarması ve tepki koyması gerekenlerin korkaklığı... Dahası çıkarları uğruna seslerini çıkarmayışları... En kolay yol, Ökkeş Özekşi'yi ara, şikayet et, o da yazsın ve eşiyle birlikte pusuya düşürülüp öldüresiye dayak yesin, ölümden dönsün... Bu kadar basit... Başka söyleyecek söz kalıyor mu ? Bu kentte herkes önce kendi çıkarını düşünerek hareket edip "BEN" dedikçe, toplum adına, kent menfaatleri adına bir adım öteye gidemeyiz...

Merinos farklı olmaya başladı Söylediklerine göre Türkiye'de, 5 yıllık çalışanına ev yaptıran ilk fabrikaymış... Uygulanan yöntem 5 yıllık işçisine belirli miktarda maddi destek ve daha sonra onların maaşından ödeyebileceği kadar taksit... Ve sonunda 3 oda bir salonun yer aldığı sitede daire sahibi olmak... Bir işçi için bundan mükemmel fırsat olabilirmi... Ve bu fırsatı yaratan firma Merinos... Şimdilik 6 blok ve 292 daire tamamlandı ve dün sahiplerine teslim edildi. Yer mükemmel, sosyal yönüyle alkışlanacak bir ortam yaratılmış... Biz Merinos yetkililerine örnek bir hareket başlattıkları için teşekkür ediyor, başarılar diliyoruz...
Hepinize Sağlıklı Haftalar