Beldenin yakınında Çat adında bir yayla var. Her yıl belirli bir zamanda Çat'a çıkılır ve orada eğlenceler düzenlenir. Bir yaz günü belde halkıyla birlikte yaylaya çıkmıştık.

Yaylada beni bir çiçekle tanıştırdılar. Toprağın üstünde pembemsi renkte küçük bir çiçekti. Köküyle beraber boyu parmak kadar bir şey.

-Bu çiçeği götürüp evin tavanına bir iplikle as. Çiçek gelişip büyürse bütün niyet ve umutların gerçekleşir, dediler.

Önce benimle dalga geçtiklerini düşündüm. Hurafelere oldum olası itibar etmem ama çiçekten bir tane alıp eve getirdim. Eşim dikiş ipliğine bağlayarak tavana astı. Çiçek kökü, dalı, yaprakları ile havada asılı duruyordu. Aradan birkaç gün geçti. Çiçekte yeni bir çiçek daha oluştu ve birkaç dal vermeye başladı.

Bir ay sonra çiçek yaklaşık otuz santimetre çapında, çok güzel pembemsi çiçekleri olan kocaman bir çiçek haline geldi.

Bitkilerin biyolojik yaşam kurallarına aykırı bir durumdu sanki. Niyet çiçeği kökleri vasıtasıyla havadan aldığı nemle beslenip gelişmişti. Ne toprağa, ne suya ihtiyacı vardı.

Düşündüm.

Hey güzel Anadolu'm benim. Nice fark edilmeyen sırların ve güzelliklerin saklandığı kutsal topraklarım…