I. Bölüm: Anti-Demokratik Özerklik…
Aslında birçok şeyin olağandan daha iyi olduğu bir akşamdı. Tribünler neredeyse tamamen dolu ve coşkuluydu. 40 yaş ortalamasına sahip ve esnaf ataletindeki taraftar kitlemiz, 25 yaş ortalaması ile lümpen gençlik ağırlıklı bir kitleye dönüşmüştü. Tabii ki dağıtılan bedava biletlerin de büyük etkisiyle…
Zaten başımızı ağrıtan olayların başlangıç noktasını da burası oluşturuyor. O coşkulu kitle, haksızlığa uğradığını, hakem tarafından ders verilip eğitilmeye başladığını hissedince esnaf hesapçılığından çıkıp kontrolsüz agresiflikler de göstermeye başladı. Buraya kadar olanların savunulacak bir yanı yok, tabii ki bizim açımızdan.
Sorun olan şu ki üniter devlet olduğumuza ve tek hukuk sistemimiz olduğuna göre, kuralların da yurdun bütününde aynı uygulanması gerekmiyor mu? Yoksa son günlerin popüler yakıştırmasıyla “İstanbul Özerk Cumhuriyeti”, “Ankara Özerk Cumhuriyeti” gibi farklı hukuk sistemlerine sahip, bölgeli bir devlet olduk da haberimiz mi yok? Elbette ki geçen sezonki Fenerbahçe-Galatasaray maçından önce yaralanıp ancak 4 doktorun müdahalesiyle maça çıkan hakemlerden ve onların uyguladıkları kurallardan bahsediyorum. Kaldı ki aslolan başlayan maçın bitirilmesidir. Başlamamış maçı güvenlik nedeniyle ertelemek daha olası ve hakkaniyetlidir, değil mi?

II. Bölüm: Eksik Bir Şey Mi Var?..

Gelelim 60 dakikalık maçın “teknik” kısmına… Bu Bursaspor'un geçen sezon şampiyon olması ve bu sezon 4'te 4 yapması ligimizin kalitesini ve basitliğini ortaya koyuyor. Top kendindeyken pas yapamayan, topu rakibe verip bekleyen, kaptığı toplarla hızlı oyuncularını kaçırıp ve duran toplarla (dünkü gibi faulle de olsa) goller bulan bir takım Bursaspor... Gayet sıkıcı; ama maalesef bir o kadar da başarılı…
Gelelim Gaziantepspor'a… Dün akşam hiç olmadığı kadar istekli; ama yine üretken olamayan bir takım vardı. Zurita ve Serdar'ın ön stoper gibi değil, ön libero gibi oynamaya başlaması, moda deyişle “3. bölgede basması”, sol ve sağ çizgideki oyuncularla yardımlaşmaları gayet olumluydu. Ancak kazanılan topların Sosa, Julio Cesar, Popov ve Olcan'dan oluşan hücum oyuncularına aktarılıp sonrasında bu oyuncuların desteklenilmemesi en büyük handikaptı. Oyunun merkezi konumundaki Zurita'nın olumlu çabalarını biraz daha ileriye taşıyıp takımı da hızlandırması gerekiyor. Yoksa harcanan enerji ve çabaya karşılık alınması çok zor.

III. Bölüm: Belirsiz Gelecek Zaman Kipi…

Ve sonrası… Bundan sonrası “tufan” demek kolaycılık olur. 3-0 hükmen yenilgi kararı ve seyircisiz oynama cezası elbette ki takımı sarsacaktır. Ama krizi fırsata çevirip mağduriyetten hırs çıkararak önümüzdeki 2 hafta üst üste deplasmanda ve 2 maç seyircisiz oynanacak toplam 4 haftalık periyottan umutlu çıkmamız gerekir. İbrahim Kızıl yönetimine ve Tolunay Kafkas'ın teknik heyetine büyük görev düşüyor bu noktada.
Yoksa sonumuz bizde hiç de hoş olmayan maceraları hatırlatıyor. Dün Ntvspor'da Mehmet Demirkol'un demesiyle geçen sezonki Bursa - Diyarbakır maçlarından sonra, bu maç insanın aklına komplo teorilerini getirmiyor değil.