Gaziantep ve bölgesi aslında zeytincilik için bulunmaz bir coğrafyaya ve topraklara sahip.. Kilis ve Nizip bir zamanlar zeytin cennetiydi. Ama büyütülemedi, geliştirilemedi. Öylece kalıverdi. Teknoloji olarak da hamle yapılamadı. Batıdaki zeytincilikten ders alınamadı, bu kentin zeytincilikte Türkiye’nin önde gelen şehirleri arasında yer alması sağlanamadı.. Tabii bu teknik iş, ayrıntıları yeterince bilmem. Bildiğim tek şey, Gaziantep’in bu Zeytin işini yeterince beceremediği ve tıpkı Fıstıkta olduğu gibi yerinde saydığıdır.. Fıstık da bunun bir parçası aslında. Elin adamı olmaz denilen topraklarda ve iklimde fıstık üretip, hatta bunları Gaziantepli komisyonculara satarken, biz güzelim Antepfıstığını geliştiremiyoruz. Üretim konusunda yeterince araştırma yapamıyor, yenilikler için çaba göstermiyoruz. Her ne kadar bu konuda çalışmalar yapılsa da, fıstığı kendi vatanı sayılan bu kentte en yüksek fiyatla satmayı, komisyoncuları göz göre göre zengin etmeyi marifet sayıyoruz.. Şu andaki görüntü, Üreticiyi ezme, komisyoncunun kucağına atma, binlerce top fıstığın depolarda küflenmesine, alfatoksinleşmesine seyirci kalma, sonra yükselen fiyatlarda baklava başta olmak üzere kadayıf ve fıstık mamullerinin vatandaşı kazıklayarak satılmasına göz yumma görüntüsü.. Acı ama gerçek bu..SAYIN TAHMAZOĞLU ÇAM YERİNE ZEYTİN AĞACI DAĞITMALINeyse dönelim asıl konumuz olan Zeytinciliğe.. Özellikle belediyelerimize tabii. Birinci planda da Büyükşehir ile ağaçlandırmada bence Çam ile yanlış tercih kullanan Şahinbey Belediyesine.. Sayın Mehmet Tahmazoğlu’na birileri söylemiyorsa ki öyle tahmin ediyorum, ben söyleyeyim; Lütfen çam ağaçları yerine Zeytin ağaçları dağıtın sevgili başkan.. Verilen bilgi 400 bin çam ağacı dağıtıldığı yönünde. Oysa bu zeytin olsa ne olur düşünebiliyormusunuz.. Gaziantep’in nerede boş alanı varsa, bağ bahçe nerede ağaç dikilebilecekse, bu ZEYTİN olsa kötü mü olur. Avrupa artık tamamen zeytine yöneldi. Dağ taş zeytin dikiyorlar.. Biz ise yere göğe çam ağacı dikiyoruz.. Donatalım bu şehrin dağını taşını zeytin ağaçlarıyla. Çünkü Zeytin ağacı da, tıpkı Çam ağacı gibi yaz kış yapraklarını dökmez. Yanıcı bitki değil.. Üstelik havadaki karbondioksiti kullanarak, karbon emisyonunu azaltıyor ve iklim değişikliğinin önüne geçiyor. Dahası Zeytin bereket getirir. Kazanç getirir. Şehrin Fıstık gibi Zeytin kenti olmasını sağlar. Üreticiler teşvik edilir..GASTRONOMİNİN ALT YAPISI TARIM DEĞİL Mİ ?Aslında Sayın Fatma Şahin niye bu konuya girmez onu da anlamıyorum.. Bir şey daha var söyleyeceğim.. Bu tarım işinde sanki bir rekabet hissediyorum Büyükşehir ile Şahinbey belediyeleri arasında.. Son dönemlerde Şahinbey Belediyesi tarım hamlesi başlattı. Elbette iyi güzel de, bunlar organizeli bir şekilde büyükşehir ile ortak hareket edilip, görev paylaşımı yapılsa daha doğru olmaz mı.. Neyse lafı uzatmaya gerek yok, demek istediği mutlaka anlaşılmıştır.. Umarım Sayın Fatma Şahin, değerli vakitlerinin azıcık kısmını bu tarım meselesine ayırır.. Gastronominin alt yapısı niteliğindeki tarım işinde, her köşesi ayrı bir ürün yetiştirmeye müsait olan havası ve toprağını değerlendirir.. Yeni meyveler üretilmesi için arayışa geçilir.. Kaldı ki, Bu şehirde 9 tane Ziraat odası var. Üstelik Büyükşehir kadrosunda bu işleri en iyi bildiğine inandığım tarım daire başkanı İbrahim Yılmaz var.. Malzeme var, toprak var, hava var, ama bunları değerlendirebilecek adım atılmıyor.. Oysa harekete geçilse, bu bereketli toprakları beton yığınına döndürülen Gaziantep’te yeni tarım alanları yaratılır, bunların kent ekonomisine kazandırılması yolunda harekete geçilmiş olunur..Bunu kaybolmak üzere olan Nohut ve Mercimek’i kurtarma adına yapılan çalışmalardan biliyorum.. İstenirse herşey yapılır. Yeter ki kararlı olunsun..MOBİLYA KENT GERÇEĞİUzun süreden beri dikkatimi çekiyor. Ayşe Pınar Tümüklü isimli başarılı iş kadını, Oğuzeli Belediyesiyle birlikte Gaziantep için son derece önemli bir projeyi hayata geçirmeye çalışıyor. Gözlerin rantsal açıdan batıya çevrildiği kentin, doğusu sayılan ve adeta bir kenara itilen Oğuzeli ilçesinde Mobilya kent kurulması için varını yoğunu ortaya koyuyor.. Geçtiğimiz günlerde gazetemiz bu konuyu haberleştirdi. Dinledim Sayın Ayşe Pınar Tümüklü’yü.. Anlatırken heyecanlanmamak mümkün değil.. Çünkü sadece Gaziantep ekonomisi açısından değil, ülke ekonomisi açısından da önemli söyledikleri..Çünkü, “Bu proje Türkiye'deki en iyi mobilya kent projesi olacak. Geri dönüşüm sistemleri planlanmış. Öyleki, çatılardaki güneş enerji panelleriyle herkes kendi elektriğini kendisi üretecek. Bu proje, Gaziantep'in ve ülkemizin geleceğine çok büyük katkı sağlayacak bir proje. Özellikle Suriye ve Ortadoğu ülkelerini düşündüğümüzde mobilya sektörünün önünün çok açık olduğu ortada. Bizim il olarak bunun farkına varmamız gerekiyor. Bütün dünyada mobilya ve halı mağazaları birleşti. Bunu gözardı edemeyiz” diye konuşuyor..MOBİLYADA MARKALARIMIZ OLACAKSayın Ayşe Tümüklü bu konuda kısa adı GİMOB olan “Gaziantep Mobilyacılar İhracatçılar Birliği”ni kurmuş.. Toplamış önemli mobilya firmalarını ve Gaziantep’in mobilya ihracatında tıpkı halı gibi etkili olabilecek bir hamleyi başlatmış..1 Milyon 300 bin m2 alan üzerine kurulacak Mobilya Kent Projesinde her ayrıntı planlanmış. Bu mobilya kentte üretim alanlarının dışında, AVM'den teknik liseye, kreşten, spor komplekslerine varıncaya kadar her türlü sosyal donatı alanlarının yer alması için herşeyi hesaba katmış. Girişte çok büyük bir AVM’nin yanısıra, Teknik lise yeri, spor kompleksi, hatta kreş alanını bile düşünmüş.. Heyecanla “Ökkeş bey, Mobilyada markamız yok, ama bu mobilya kent sayesinde markalarımız olacak, bu şehir ve Oğuzeli başta olmak üzere bölge bunun meyvesini yiyecek. Bir an önce başlayıp bitirmemiz lazım. Tabii burada Sayın Fatma Şahin’in desteğine ihtiyacımız var” şeklinde konuşuyor..FATMA ŞAHİN ÖNDERLİK EDEREK BU PROJENİN HAYATA GEÇİRİLMESİNİ SAĞLAMALIGelelim söyleyeceklerime.. Herkes çok iyi bilir ki, bu şehir adına kim bir adım atarsa. Kim kente yararlı olabilecek işler için harekete geçerse, biz onların daha fazla adımlar atması için üzerimize düşenden fazlasını yaparız.. Çünkü amacımız kentimizin yaşanabilir olması kadar, üretimde ve yeni projelerle birçok sektörün ekonomiye katkısını arttırmaya katkı sağlamak.. Yeni istihdam alanları yaratılması için gayret göstermek.. Parayı onlar kazansın, LEGAL ve alın teri olduğu müddetçe helali hoş olsun.. Bu bakış açısından hareketle, Oğuzeli ilçemizde Mobilya Kent fikrini ortaya atan Pınar Tümüklü ve ekibiyle, bu konuya dört elle sarılan Belediye Başkanı Sait Kılıç’ın yalnız bırakılmadan, valisiyle, belediye başkanlarıyla, milletvekilleriyle harekete geçilip, böylesine önemli projenin hayata geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.. Çünkü bu projeyle Oğuzeli hayat bulacak, haliyle Gaziantep’in de gururu olacak. Kentte birçok işsiz insana iş imkanı yaratılacak. Kent ekonomisi farklı noktalara gelecek, ihracatımıza yeni katkılar sunulacak. Burada özellikle Sayın Fatma Şahin’e büyük görevler düştüğünü belirtiyor ve hiç zaman kaybetmeden Oğuzeli’ndeki Mobilya kentin hayata geçirilmesi için hızlı adımlar atmasını bekliyoruz.. HEPİNİZE İYİ HAFTALAR